Bu gün Sarıkamış Harekatı’nın yıldönümü. Kimilerine göre 30 bin kimilerine göre 90 bin askerin donarak öldüğü Sarıkamış Harekatı 22 Aralık 1914’te Enver Paşa’nın emriyle başlamıştı.
Tarih anlatımında “facia” olarak nitelenen Harekat, son yıllarda “kahramanlık destanı”na dönüştü. Bu dönüşüm, Türkiye’deki milliyetçiliğin dönüştürücü gücü üzerine önemli ipuçları veriyor.
FACİAYI KAHRAMANLIK DESTANINA DÖNÜŞTÜREN ‘SİVİL’ HAREKATIN MİMARI BİNGÜR SÖNMEZ
Birikim’den Tanıl Bora, konuyu ele aldığı yazısında; “..her halükârda on binlerce cana mal olan bu ‘olay’ da, 2000’lere kadar, resmî-millî tarih anlatısında, bir facia olarak zikredilip geçildi, unutuldu, unutulmak-unutturulmak istendi. Rakip-muhalif milliyetçi tarih anlatıları da, bu nisyanı pek ellemediler.” diyor ve son 15 yılda Sarıkamış hafızasının değişiminin yüzleşe kültürümüze etkilerini irdeliyor:

“Öncelikle, bu değişimin ‘sivil’ bir itkiyle başlaması dikkate değerdir. Usta kalp-damar cerrahı Prof. Dr. Bingür Sönmez’in öncülüğünü-sözcülüğünü yaptığı Sarıkamış Dayanışma Grubu, bazı yerel vakıfların işbirliğiyle, 2003 yılında bir anma töreni düzenledi ve harekâtın güzergâhında bir yürüyüş gerçekleştirdi. Ertesi yıl, anma programına Genelkurmay Başkanı Özkök himaye sağladı. O kışki anma yürüyüşüne, 4 binden fazla insan katıldı. 2005’te dernekleşen Sarıkamış Dayanışma Grubu, kaybolma riski taşıyan şehitliklerin tespiti için yürüyüşler düzenledi. O yıldan başlayarak, Sarıkamış şehitleri, ülkenin bütün camilerinde Aralık’ın son cuma gününün vaaz içeriğine dahil edildi. 2007’de Sarıkamış meydan muharebesi sahasını gören 2635 metre rakımlı Cıbıl Tepe’ye, 150 metrekarelik bir bayrağın asıldığı 54 metrelik bayrak direği dikildi. 100. yıldönümü olan 2014’e doğru Sarıkamış’la ilgili akademik ve popüler üretim tırmanarak, arttı. Akabinde, göreli bir durgunlaşma gözleniyor. Bakiyesi, 2000’lere kadar ‘facia’ olarak anılan Sarıkamış’ın artık ‘kahramanlık destanı’ statüsü kazanmış olmasıdır.”
“TEK KURŞUN ATMADAN DONAN ZAVALLILAR YERİNE GÖĞÜS GÖĞÜSE ÇARPIŞAN KAHRAMANLAR”
Tanıl Bora’ya göre; Bingür Sönmez ve Sarıkamış Dayanışma Grubu’nun amacı kabaca, ‘Tek kurşun atmadan bir gecede donarak ölen zavallılar’ imgesinin yerine, ‘göğüs göğüse, süngü süngüye çarpışmış kahramanlar’ imgesini geçirmekti ve bunu başardıkları rahatlıkla söylenebilir.
BİR DAHA ASLA DERSİ ÇIKARMAMAYA DİRENEN YÜZLEŞME
Tanıl Bora, son yıllarda televizyon dizilerine kadar işleyen ‘vatan için her türlü çılgınlı yapma’ anlayışının, Sarıkamış gerçeğinin değiştirilmesine etkisini ve Türkiye’nin gerçeklerle yüzleşmek istememesindeki ısrarını ise şu çarpıcı tespitle yapıyor:
“Bir yandan, devletin bekası ve millî ülkü uğruna ‘düşünmeden’ ve icabında ‘delice’ teşebbüslerin yüceliğini temsil eden Enver Paşa ve İttihatçılık hamaseti var. Bu hamaset, kâh televizyon dizileri için kurgulanan kâh tarihten devşirilen hikâyelerin, adeta ne kadar imkânsız olsa, ne kadar intiharî olsa o kadar kıymetliymiş gibi tahayyül edilmesine yol açabiliyor. Sarıkamış, “yiğitçe ve cüretkâr bir girişim” diye övülüşüyle, şimdi de bu hamasetin ‘kurbanı’ olmasın? Gerçekten ne olduğuyla yüzleşmeyen, ‘bir daha asla’ dersi çıkarmaya direnen bir yüzleşmenin…”
