BoldMedya
Video Galeri
Foto Galeri
  • BOLD ÖZEL
  • Gündem
  • Analiz
  • Politika
  • Ekonomi
  • Dünya
  • Medya
  • Spor
  • Kültür
    • Müzik
    • Sinema
    • Nostalji
    • Eskimez Yazılar
No Result
View All Result
  • BOLD ÖZEL
  • Gündem
  • Analiz
  • Politika
  • Ekonomi
  • Dünya
  • Medya
  • Spor
  • Kültür
    • Müzik
    • Sinema
    • Nostalji
    • Eskimez Yazılar
No Result
View All Result
BoldMedya
No Result
View All Result
Home Kültür

Şarlo’suz 42 Yıl

26/12/2018
A A
Şarlo’suz 42 Yıl
Share on FacebookShare on Twitter

Yedinci sanatın ilk dehası Charlie Chaplin aramızdan ayrılalı 42 yıl oldu. Melon şapkası, büyük ayakkabıları, penguen yürüyüşüyle Şarlo’yu kim sevmez ki… Ama bu hikayenin bir de arka yüzü var. “Şarlo” olarak ünlenene kadar geçtiği yollar acı ve yoklukla örüldü Chaplin’in.

ZOR ÇOCUKLUK VE İLK GENÇLİK YILLARI

16 Nisan 1889’da Londra’da doğduğunda ailesinin ona verdiği isim, Charlie Spencer Chaplin’di. Başkentin alt tabakalarındaki East Lane, Wolwart’da sefalet ve yoksulluğun ortasına doğmuştu ve burada büyüyecekti. Üstelik ciğerlerini oksijenle yaktıktan sonra tek acısı bu olmayacaktı.

Charlie’yi zor bir hayat bekliyordu. Charlie, annesi Hannah Harriet Pedlingham Hill ve babası Charles Chaplin’in ilk ve tek çocuklarıydı. Anne ve babası müzikhollerde ve tiyatrolarda çalışan profesyonel sanatçılardı. Ancak bu sanatçı çiftin evlilikleri çok uzun süremedi. Ayrıldıklarında Charlie henüz çok küçüktü.

Bu ayrılıktan sonra Charlie, annesi ve üvey abisi Sydney ile Londra’nın nefesi kokan semtlerinde büyüdü. O bir çocuktu ve o zaman her şeyi ayırt edemiyordu. Onun için hayat öğrenmek ve oyundan ibaretti. Sahne adı Lily Harley olan annesiyle birlikte ilk kez sahnede dans edip şarkı söylediğinde henüz 5 yaşındaydı ve hayatın eğlenceli yanını o gün bulmuştu.

Charlie eğlenmeye yeni başlamıştı ki o dönemlerde annesi sesini kaybetti. Aile için artık zor dönemler başlamıştı. Maddi durumları artık fakirliğin de alt seviyelerine kadar düşüyordu. Lily’nin psikolojisi bu duruma daha fazla dayanamadı ve onu bir kliniğe yatırdılar.Annesinin kliniğe yatırılmasından sonra Charlie babasının yanına gönderilmişti. Ancak bir sorun vardı. Babası Charles, hiçbir zaman onunla ilgilenmedi. Sürekli alkol tüketiyor, metresiyle yaşıyor ve babalığın sorumluluğundan çok uzakta kalıyordu.

Bu hal ve gidişat haliyle çok uzun sürmedi ve Charles, 1901’de alkol komasına girerek hayatını kaybetti. Belki babalık yapmıyordu ama varlığı olan bir insandı nihayetinde ama Charles’in ölümü ile Charlie ve Sydney bakım evlerinde ve nihayetinde sokaklarda yaşamaya başladı.

YETENEĞİN ÇAĞRISI
Okula gidemeyen Charlie ve Sydney de anne ve babalarının izinden giderek tiyatro ve müzikhollerde çalışmaya başladılar. Çünkü açlık tüm gerçekliğiyle onların hayatında kol geziyordu.

Charlie ilk sahne deneyimini yaşadığında 9 yaşında bir çocuktu. “The Eight Lancashire Lads” dans topluluğuyla sahnedeydi. 14 yaşına geldiğinde de “Jim: A Romance of Cockayne” isimli oyunda rol almıştı ancak başarılı olmadı ve gösterimi sadece 2 hafta sürdü. Charlie aynı yıl Sherlock Holmes adlı topluluğa katıldı ve kumpanyayla turnelere çıkmaya başladı.Charlie birkaç yıl turnelere çıktıktan sonra, abisinin ünlü gezici kumpanya Fred Karno’ya katıldığını duydu. Ani bir kararla onun yanına gitti. Belki farkında değildi ama bir ailenin özlemini çekiyordu ve kan bağı olan tek kişi de Sydney’di. Abisinin yanına gitme kararı hayatının dönüm noktası olacaktı. Çünkü bu kumpanya ile Amerika’da yaptığı turneler sırasında Amerikalı ünlü yönetmen Mack Sennett tarafından fark edildi ve 1913’te Keystone Stüdyoları ile anlaşma yaptı. 1914’te Henry Lehrman yönetmenliğinde ”Making a Living” adlı tek makaralık filmle sinemaya ilk adımını attı. Mack Sennett sık sık doğaçlama yapan Charlie’nin yeteneğine artık tam anlamıyla ikna olmuştu. Charlie kamera önünde göz dolduruyordu. Charlie, Keystone ile çalıştığı bir sene içinde oynadığı 35 filmle şöhret basamaklarını hızla tırmandı.


ŞARLO’NUN DOĞUŞU

Charlie ne kadar çok filmde oynamış olsa da en özeli “Kid Auto Races at Venice” olmuştur. Çünkü Charlie 11 dakikalık bu kısa filmde melon şapkasını takmış, bastonunu eline almış, dar ceketi, bol pantolonu ve büyük ayakkabılarıyla gerçekleştirdiği penguen yürüyüşüyle ilk kez Şarlo (Chorlat) olarak görünmüştü. Bundan sonra da artık bu karakterle anılmaya başladı.2 sene sonra Mutual Film Corporation şirketi ile bir seri komedi için anlaştı ve bir buçuk sene içinde 12 film çekti.

1918’de kendi yapım şirketini kurdu ve böylece Charlie Chaplin efsanesi yükselmeye başladı. Aynı yıl çektiği A Dog’s Life filmi ile uzun metrajlı filmlere de başlayan Chaplin, United Artists film şirketinin ortağı olduktan sonra Altına Hücum, Şehir Işıkları, Büyük Diktatör, Asri Zamanlar, Sirk ve Sahne Işıkları gibi başyapıtlara imza attı.

Filmlerinde dönem koşulları için imkânsız görülebilen mizansenlere, koreografilere ve akrobatik hareketlere yer veren Chaplin, komedi sinemasının bütün örneklerini sonuna kadar korumakla birlikte, heyecanın ve hareketin asgari düzeye çekildiği sahnelerinde ise dramatik yapısını sergileyebilmiştir. Popülist yaklaşımlara, hiçbir zaman benimsemediği bazı yönetim biçimlerine ve teknolojiye yönelik ağır eleştirilerini ise yine bu komedi tarzının içinde eritmiş ve sessizce seyirciye ulaştırmayı bilmiştir.

BAŞARININ BEDELİ

İlkeleri olan her sanatçı gibi Chaplin de zorluklarla karşılaştı. The Immigrant filminde bir ABD memurunu tekmelediği sahne ve son olarak Altına Hücum filmindeki bazı sahnelerin komünizm propagandası olarak yorumlanması gibi olayların etkisiyle Chaplin’in ABD’ye girmesi yasaklandı. Hakkında karalama kampanyası bile başlatıldı. Genç kadınlarla yaptığı evlilikler, hakkında açılan bir babalık davası gibi konular gündem yapılarak yıpratılmaya çalışıldı. Bunun üzerine karısı ve çocuklarıyla birlikte hayatının sonuna kadar yaşayacağı İsviçre’ye yerleşen Chaplin, ancak 1972 yılında Oscar Özel Ödülü’nü almak için yıllar sonra ABD’ye geri döndü. Takip eden yılda Sahne Işıkları adlı filmle bir kez daha Oscar ödülünü kazanmıştır. 1975 yılında 86 yaşında iken İngiltere Kraliçesi II. Elizabeth tarafından şövalye unvanına layık görüldü.

Ona yasak koyanları ya da onunla ilgili karalama haberleri yapanları bu gün kimse hatırlamıyor ama Chaplin bir asır önce çektiği filmlerle bile hala hatırlanıyor. Sinemanın bu büyük ustasını unutulmaz filmi The Great Dictator’un final konuşması eşliğinde saygıyla anıyoruz.

Tags: altına hücumChaplin'e yasakcharlie chaplincity lightgreat dictatorşarlosinemayedinci sanat

Son Haberler

ABD’li haber sitesi ‘nereden nereye’ savrulduğunu yazdı

ABD’li haber sitesi ‘nereden nereye’ savrulduğunu yazdı

Kredilerini ödeyemeyen Demirören meşhur AVM’sini de kaybetti

Kredilerini ödeyemeyen Demirören meşhur AVM’sini de kaybetti

28 Şubat davası sanıklarının yurt dışı çıkış yasağı kaldırıldı

28 Şubat davası sanıklarının yurt dışı çıkış yasağı kaldırıldı

HDP ile görüşen Kılıçdaroğlu: Birlikten beraberlikten yanayız

HDP ile görüşen Kılıçdaroğlu: Birlikten beraberlikten yanayız

Boldmedya.com bir International Journalists Association e.V. kuruluşudur. https://www.youtube.com/boldmedya kanalından görsel içerik de üretmektedir.

Bizi Takip Edin

  • Datenschutzerklärung

© 2018 - 2022 Bold Medya - Designed by INCREASES

No Result
View All Result
  • BOLD ÖZEL
  • Gündem
  • Analiz
  • Politika
  • Ekonomi
  • Dünya
  • Medya
  • Spor
  • Kültür
    • Müzik
    • Sinema
    • Nostalji
    • Eskimez Yazılar

© 2018 - 2022 Bold Medya - Designed by INCREASES