Netflix ilk kez “rüştünü ıspatladı” denilebilecek bir filmle karşımıza çıktı. “Bir efendinin hizmetçi güzellemesi mi?” dedirten film, liste başı gidiyor.
BOLD
Büyük Umutlar, Harry Potter ve Azkaban Tutsağı, Son Umut (Children of Men), Gravity-Yerçekimi gibi konsept olarak birbirinden çok farklı filmlerin altından başarıyla çıkan Meksikalı büyük usta Alfonso Cuaron, son filmiyle hayran kitlesini iyice genişletti.
2018’in son günlerine denk gelen “Roma” birçok seçkide yılın en iyi filmleri arasında gösteriliyor.
NETFLİX FİLMLERİ SİNEMA MI SORUNSALI
“Roma” Netflix için de önemli bir yapım. Netflix yapımı filmlerin festivallere alınıp alınmaması hatta “gösterime girmiş” sayılıp sayılamayacağı tartışılırken Roma, Venedik Film Festivali’nin en ses getiren filmi olmayı başararak Netflix’in bu konuda büyük bir aşama kaydetmesini sağladı.
MEXİCO CİTY’DE AYAKTA KALMA KAVGASI
Öykü adını, Meksika’nın dev başkenti Mexico City’nin Roma mahallesinden alıyor. Orada ve tam 1970 yılında, doktor Antonio ve eşi Sofia’nın biri kız dört çocukları ve halktan iki hizmetçileri, özellikle de Cleo ile olan ilişkilerini izliyoruz.
Roma çok sakin biçimde anlatılmış, neredeyse belgesel havasında gelişen bir film. Özellikle ilk dakikaların durağanlığı alışık olmayan seyirciyi zorlayabilir.
BÜYÜK RESİM VE KÜÇÜK İNSANLAR
Cuaron aynı zamanda senaryosunu da yazdığı Roma, Latin Amerika’nın diktatörlüklerle yönetildiği 70’li yılların tüm havasını taşıyor. Silahla bastırılan yürüyüşler, acımasızca öldürülen çocuklar, sokaklarda çevik kuvvetler…
Yönetmen için otobiyografik olduğu bilinen filmin belki de en güçlü yanı bu. Herkesin büyük problemlere odaklandığı zamanlarda küçük ve sıradan insanların yaşamında ne gibi trajediler yaşandığını kimse umursamaz ne de olsa…