Türkiye’nin Freedom House tarafından hazırlanan Özgürlük Endeksi’nde “özgür olmayan ülkeler” kategorisine inmesine sebep olan hukuk ihlallerine, yüzlerce şirkete el konulmasına seyirci kalan Türk Sanayici ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) ekonomik krizde hukuk ve demokrasiyi hatırladı.
TÜSİAD Başkanı Erol Bilecik, büyüme ve kalkınma için başarı reçetesinin her şeyden önce, hukukun üstünlüğünün sağlandığı ve demokrasinin ve özgürlük alanlarının genişletildiği bir zemin olduğunu vurguladı.
TÜSİAD BAŞKANI’NDAN “OLMAZSA OLMAZ” ÇIKIŞI
Bilecik, “Bunları sürekli geliştirmek gerekir. Bu zemin, güçlü bir Türkiye’nin olmazsa olmazıdır.” ifadesini kullandı.
Erol Bilecik, ekonomiyi güçlendirmenin yolunun en başta şeffaf, uzlaşmacı, adil ve demokratik bir toplum olmaktan geçtiğine de vurgu yaptı.
2019’DA İŞSİZLİK ARTACAK
Cumhuriyet’ten Şehriban Kıraç’a konuşan Erol Bilecik, 2019’da ekonomiye dair öngörülerini paylaştı.
2019’da bir süre daha finansmana erişim, nakit sıkışıklığı ve kredi daralmasının devam edeceğini kaydeden Bilecik, “Yüksek enflasyon da bizi zorlayacak başlıca konular arasında yer alacak. Enflasyonda kalıcı bir düşüş görmemiz zaman alacak.” dedi.
Bilecik şöyle devam etti: “2019 için ana senaryomuzda yüzde 1’ler civarında bir büyüme ve enflasyonda yüzde 17 civarına gerileme öngörüyoruz. Yavaş büyümenin etkisiyle işsizlik oranında bir miktar yükseliş görebiliriz.”
KUTUPLAŞMA YABANCI YATIRIMCIYI OLUMSUZ ETKİLİYOR
Yabancı yatırımcının Türkiye’den uzaklaşmasına da değinen Bilecik, güvenlik kaygıları ve kutuplaşan toplumun yabancılar tarafından göz ardı edilmeyen noktalar arasında olduğunu söyledi.
Bilecik, “Hukuk, bağımsız yargı, özgürlükler önemli. Serbest piyasa kurullarından asla taviz verilmemesi gerekiyor. 2019’da ülkemize gelen yabancı yatırımlarda bir artış yaşanması için yatırım ortamını elverişli hale getirecek göstergelerde hızla iyileşme kaydedilmesi önem taşıyor. Yatırımcılar nereden olursa olsun Türkiye’nin yönünün Batı’da olduğunu görmek istiyor.” ifadesini kullandı.
KREDİ DARALMASI DEVAM EDECEK
Şu anda piyasada yaşanan kredi daralmasını kısa sürede sona ermesini beklemediklerini kaydeden Bilecik, bankalarda bilanço temizliği yapılmazsa dengelenme sürecinin daha uzun sürebileceğini söyledi.
Erol Bilecik, “Şirketlerin finansmana erişimi azaldı. Asıl mesele, ekonomik daralmadan çok belirsizliktir. Yatırımcının önünü görebilmeye ihtiyacı var.” yorumunda bulundu.
BÜYÜMENİN REÇETESİ HUKUK
Ekonomi ve kalkınmada başarı için reçetenin belli olduğunu ifade eden Bilecik, şunları söyledi:
“Başarının reçetesi belli: Her şeyden önce, hukukun üstünlüğünün sağlandığı ve demokrasinin ve özgürlük alanlarının genişletildiği bir zemini sürekli geliştirmek gerekir. Bu zemin, güçlü bir Türkiye’nin olmazsa olmazıdır. Finansal istikrarın ve öngörülebilirliğin ilk koşulu, güçlü kurumlar ve kural temelli politika yapımıdır.”
ÖZEL SEKTÖR BORÇ KRİZİNDE
Türkiye’nin ilk defa özel sektör borçluluğunun çok yüksek olduğu bir kriz yaşadığını kaydeden Bilecik, “Kur ve faiz artışları, şirket bilançolarına ciddi hasar verdi. Bazı şirketlerin teminatları artık yeterli gelmiyor. Bazıları ise talep daralması ve nakit akışı nedeniyle kredi ödemelerinde zorluk yaşıyor.” tespitini yaptı.
SEÇİM EKONOMİSİ UYGULANMAMALI
31 Mart’ta yapılacak yerel seçimlerde seçim ekonomisi uygulanmaması gerektiğini kaydeden Bilecik, “Seçim ekonomisine dair uygulamaları son birkaç yıldır görüyoruz. Kısa vadede fayda sağlamak için uzun vadede sorunlar yaratmamalıyız. Seçim ekonomisi olmaması gereken bir ekonomi.” uyarısını yaptı.
Türkiye’de aileler bankalara ipotekli: Vatandaşın borcu 542 milyar TL