Yargıda Birlik Platformu’nun Adliyelerde dağıttığı takvimlerin üzerinde yazan bir cümleyi yorumlayan Mustafa Erdoğan: “AKP döneminin ruhunu anlamak için pahabiçilmez” dedi.
Hükümete yakın Hakim ve Savcıların oluşturduğu Yargıda Birlik Platformu, Adliyelerdeki tüm hakim ve savcılara takvim dağıttı. Takvimin üzerinde yazan bir cümleyi, Hukuk Profesörü Mustafa Erdoğan yorumladı.
Mustafa Erdoğan’ın yazısı şöyle:
Ahmet Battal’ın bugünkü köşe yazısından öğrendiğime göre, ‘’Yargıda Birlik Derneği’’nin bastırıp dağıttığı ve Adliyelerde bazı hâkim ve savcıların masalarının üzerinde bulundurdukları bir masa takviminde şu motto yer alıyormuş:
“Ne zulüm, ne merhamet, sadece adalet için”
Hukuk Profesörü olan Ahmet Battal’ın –galiba nezaketen- anlam vermekte zorlandığı bu mottonun bana düşündürdüklerini sizinle paylaşmak isterim.
Makemelerin hukuk yoluyla ‘’adalet dağıttıkları’’ varsayıldığına, daha doğrusu adalet dağıtmaları gerektiği kabul edildiğine göre, hâkimlerin görevlerini yaparken temel kılavuzlarının normal olarak adalet olması beklenir.
Meşhur Roma vecizesinde dendiği gibi: Fiat justitia pereat mundus: ‘’Adalet yerini bulsun da isterse dünya yıkılsın!’’
Hadi onu geçtik, Türkçedeki ‘’Adalet mülkün temelidir’’ vecizesi neden yetmiyor bu ‘’iktidara yakın’’ yargıç ve savcılara da, ‘’adalet’’in yanında –sözde eleştirel bağlamda da olsa- ‘’zulüm’’ ve ‘’merhamet’’e de yer veren bir cümleyi kendilerine kılavuz ediniyorlar.
En başta, ‘’merhamet’’in adaletin karşısında, üstelik ‘’zulüm’’le birlikte konuşlandırılmasında sizce bir tuhaflık yok mu?…
Elbette tuhaf ama onlar için öyle olmayabilir, çünkü belki de onların asıl derdi adalet değerini vurgulamak değil, kendilerinin ‘’adaleti’’nin acımasız olduğunu hatırlatmak.
Aslında demek istiyorlar olabilirler ki, ’’biz (sözde) adaleti yerine getirirken kimseye acımaz, merhamet etmeyiz.’’
Öte yandan, adaletin zulmün karşıtı olduğu zaten apaçık değil midir?…
Öyleyse, hiç gerek olmadığı halde zulüm kelimesini neden o talihsiz mottoya dahil etmişler?… Yoksa, böylece adaletten asıl anladıklarının acımasızlık olduğunu gözlerden saklamak mı istiyorlar?…
Eğer öyleyse, zulüm karşıtlığı gösterisi bir tür ‘’rüşvet-i kelâm’’ onlar için.
Belki de böylece, ‘’adalet dağıtmak’’ adı altında, hak-hukuk tanımaz bir ‘’Devlet buyrukları sistemi’’nin acımasız ve ruhsuz icracıları olmaya talip olduklarını anlatmak istiyorlardır.
Her ne hal ise, bana öyle geliyor ki, bu söz hem AKP döneminin ruhunu, hem de AKP misyonerlerinin psikolojisini anlamak bakımından paha biçilmez değerdeki bir ipucudur.