15 Temmuz 2016 darbe teşebbüsünde resmi söylemi sarsacak bir savcılık belgesi ortaya çıktı. Belgede 15 Temmuz gecesi yaşanacaklar daha olmadan tek tek yazılmış.
Gazeteci Ahmet Dönmez’in kişisel blogundan yayımladığı belge Akıncı dava dosyasında bulunan resmi bir tutanak.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Bürosu Savcısı Serdar Coşkun’un imzası bulunan belge 16 Temmuz 2016’da düzenlenmiş. Belgenin düzenlenme saati ise 01:00.
TUTANAK 16 TEMMUZ CUMARTESİ 01:00’DE İMZALANMIŞ
Gece 01:00’de imzalanan belge, saatler sonra olacak Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) bombalanması, Milli İstihbarat Teşkilatı’na (MİT) saldırı, CNNTürk binasının ele geçirilmesi gibi olaylar yer alıyor. x
Özetle o gece henüz gerçekleşmemiş hadiseler saatler öncesinde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın tutanağına geçmiş ve soruşturma da bu tutanak üzerine başlatılmış. Tutanak, 15 Temmuz’la ilgili hemen tüm yargılamalarda temel belgelerden biri olarak kabul ediliyor.
GERÇEKLEŞMEYEN OLAYLAR DA VAR
Tutanakta geçen bazı olaylar ise 15 Temmuz’u 16 Temmuz’a bağlayan gece hiç gerçekleşmedi. MİT yerleşkesinin askeri birliklerce kuşatılması, Özel Kuvvetler Komutanlığı’nın ve Emniyet İstihbarat Dairesi’nin bombalanması gibi tutanakta yer alan konular hiç gerçekleşmedi. Yine Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın kuşatılması da gerçekleşmedi, ancak tutanakta bu da yazılmış.
Tutanak şöyle:
“Ankara’da 15/07/2016 günü saat 21.00 sıralarında bir kısım askeri birliklerde hareketlilik başladığı, aynı saatlerde İstanbul’daki Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet Köprüleri’nin jandarma kuvvetleri tarafından ulaşıma kapatıldığının haber kanallarında yayınlandığı, Ankara’daki Emniyet birimlerinden edinilen bilgiye göre askeri birliklerin bir grubunun emir komuta zinciri dışında darbe yapmaya kalkıştığını bildirdiği, bu haberle birlikte savaş uçaklarının saat 21:00 sıralarında Ankara semalarında uçuşlara başladığı, bu uçuşların halkı korkutmak için alçak uçuş şeklinde gerçekleştirildiği, helikopterlerin havalanıp bazı kamu binalarına saldırı gerçekleştirdiği, savaş uçakları ve helikopterde kamu binalarına ateş açılmaya başlandığı, Ankara Yenimahalle’deki Milli İstihbarat Teşkilatı binalarının askeri birliklerce kuşatıldığı, MİT ile kuşatan askeri birliklerin çatışmaya girdiği, aynı şekilde TSK’ya bağlı zırhlı birliklerin Ankara’daki kritik kamu kurumlarını silahlı olarak kuşattığı, kamu kurumlarındaki görevlilerin hedef alındığı, ateş açıldığı, ölümlerin meydana geldiği, Gölbaşı’nda Özel Kuvvetler Komutanlığı’nın bombalandığı, Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı’nın hava saldırısına uğradığı, Ankara Emniyet Müdürlüğü’nü zırhlı birliklerin kuşatıp içeriye girdiği, uçakların alçak uçuş yapıp bombalamalar gerçekleştirdiği, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nin kuşatıldığı, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri ve bazı kamu görevlilerinin, kuşatan askeri birliklerce rehin alınıp götürüldüğü, TRT’ye el koyan askeri birliklerin yayın akışını durdurduğu, basın açıklaması yaptıkları, TSK’nın yönetime el koyduğunu açıkladıkları, aynı şekilde bazı özel televizyon kanallarının kuşatılıp askeri birliklerce ele geçirildiği, Ankara’da Genelkurmay Başkanlığı’nda çatışma çıktığı, bir kısım askeri personelin rehin tutulduğu, TBMM’nin bombalandığı, bu bombalamalar sırasında ölümler meydana geldiği, uçakların bombalamalara katıldığı, TSK’nın içindeki bir cuntanın darbe yaptığının öğrenilmesi üzerine halkın meydanlara çıktığı, darbeyi sivil inisiyatifin önlemeye çalıştığı, savaş uçaklarının halkın toplandığı yerlerde ses bombaları patlatıp kişileri yıldırmaya çalıştığı, Genelkurmay sitesinde basın açıklaması yapıldığı, darbenin gerekçesinin 3 sayfa basın açıklaması şeklinde kamuoyuna duyurulduğu, tüm Bakanlıklara ‘harekat yıldırım’ öncelik dereceli, gizli 152215C TEM 16 tarih saat gruplu, YSK:26702250-1920-97480-16/PER.PL.VE YNT.D.GEN. AMİRAL/1 dosya numaralı mesaj formunun ‘Yurtta Sulh Konseyi Başkanı’ imzası ile yayımlandığı, kaleme alanın Kurmay Albay Cemil Turhan, Tuğgeneral Mehmet Partigöç olduğu, her ile bir sıkıyönetim komutanı atandığı, ayrıca sıkıyönetim mahkemelerinde görevlendirmeler yapıldığı (Askeri Savcı ve Hakim), aynı şekilde diğer atamalar başlığı altında kuvvet komutanlıkları, Genelkurmay Başkanlığı ve diğer askeri makamlara atamalar yapıldığı, darbeyi gerçekleştirmeye çalışan kişilerin çeşitli askeri makamlara bu atamaları yaptıklarının kamuoyuna duyurulduğu, bombalama ve darbe teşebbüsü sırasında kaç kişinin öldüğünün kesin şekilde belli olmadığı, ancak birçok sivil, polis ve askerin bu olaylar sırasında öldüğünün anlaşıldığı, benzer şekilde İstanbul ve diğer illerde de uçak ve askeri helikopterlerin benzer fiillerde bulunduğu, Türkiye genelinde Fethullah Gülen’in askeri birimlerde yapılanan kadrolarının mevcut hükümeti yıkmak ve devlet yönetimini ele geçirmek üzere Anayasa’yı ihlal eden darbe teşebbüsünde bulundukları anlaşıldığından re’sen bu tutanak düzenlenip olayların soruşturulmasına başlanmasına.. 16/07/2016 saat 01:00”
TUTANAKTA GEÇEN SAATLER YANLIŞ
Tutanakta yer alan şu bilgiler tamamen yanlış:
“İstanbul’daki Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet Köprüleri’nin jandarma kuvvetleri tarafından ulaşıma kapatıldığı” haberi 21:00 civarında değil, Akıncı iddianamesine göre tam 22:28’de televizyonlara düştü. Tutanakta yaklaşık 1 buçuk saatlik bir sapma var.
Aynı şekilde F-16’ların saat 21:00 sıralarında Ankara semalarında uçuşa başladığı yazıyor. Oysa Akıncı iddianamesine göre o gece Ankara üzerinde ilk uçağın kalkış saati 22:08.
Tutanakta, ‘Ankara Yenimahalle’deki Milli İstihbarat Teşkilatı binalarının askeri birliklerce kuşatıldığı’ ve ‘MİT ile kuşatan askeri birliklerin çatışmaya girdiği’ de yazılı. Ancak o gece hiç bir zaman MİT binası askeri birliklerce kuşatılmadı. Dolayısıyla bahsedildiği gibi bir çatışma da olmadı. Havadan 2 adet Cobra ve 1 Skorsky tipi helikopterle MİT yerleşkesine ateş açıldı. MİT’in TBMM’ye gönderdiği 36 sayfalık rapora göre, bu ateşe hafif silahlarla karşılık verildi. Ama belgede bahsedildiği şekilde bir çatışma değildi bu.
Ayrıca tutanakta yazdığı gibi Özel Kuvvetler Komutanlığı hiç bombalanmadı. Polis Özel Harekât bombalandı. Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı’na da bomba atılmadı. Ankara Emniyet’e hava saldırısı oldu, evet ama bunu zaten tutanakta belirtiyor. Yani Ankara Emniyet yerine yanlışlıkla İstihbarat Daire yazmış olma ihtimali yok. Bu arada Ankara Emniyet de zırhlı birliklerce kuşatılmadı. Bu şekilde karadan içeriye giren askeri birlikler olmadı. 2 kişinin şehit olduğu, 39 kişinin de yaralandığı bombanın atılma saati ise 00:56. Yani tutanağın tutulmasından 4 dakika önce. Bu sırada savcının bunu duyup anında tutanağa geçirme ihtimali yok gibi bir şey.”
MECLİS BOMBALANMADAN 1.5 SAAT ÖNCE ‘BOMBALANDI’ DİYE YAZMIŞ
Tutanaktaki en dikkat çekici kısım ise TBMM’nin bombalanmasından 1,5 saat önce savcılık tarafından tutanağa geçirilmiş olması.
Akıncı iddianamesinde Meclis’e atılan ilk bombanın saati, 02:35. İkinci bombalamanın saati ise 03:24 olarak belirtiliyor. Ayrıca savcılığın tutanağında Meclis’te ölüler olduğu yazılıyor ancak Meclis’te hayatını kaybeden kimse olmamıştı.
CNN’İN KUŞATILACAĞI DA ÖNCEDEN BİLİNMİŞ
CNN Türk, Hürriyet ve Kanal D’nin bulunduğu Doğan Medya Center’ın askerlerce ele geçirilmesi de olaydan önce tutanağa girmiş. Doğan Medya Center’ın kuşatılma saati 03:10. Savcı tutanağıda bu olayı da 2 saat önce bilerek kayıt altına almış.
SAVCI GECE 01:00’DE FAİLİ BULDU: FETHULLAH GÜLEN
Tutanak olayların başladığı ilk saatler olan 01’de kayıt altına alınmış ancak, fail olarak Fethullah Gülen’in gösterilmesi de dikkat çeken bir konu.
Gazeteci Ahmet Dönmez’e göre tek sayfalık tutanakta bu kadar çok hata olması normal değil. Yargılamalara temel yapılan ve o gece tutuklamaların başlamasının da temeli olan bu belgede yaşanmamış hadiseler ve yaşanmamış ölümlerin bulunması, Ahmet Dönmez’e göre planlanıp hayata geçirilemeyen durumların işareti olabilir.
SAVCI TUTANAĞI NEDİM ŞENER’E DOĞRULADI
Dönmez’in yazısından sonra tutanakta imzası bulunan savcı Serdar Coşkun, gazeteci Nedim Şener’e konuştu. Savcı tutanağın gece saat 01:00’de tutulmaya başlanıp sabah 07:00’de bitirildiğini dile getirdi. Şener’e göre ise tutanağın altındaki saatin değiştirilmesi karışıklık sebebiyle unutuldu.
Ancak bu savunma yeni soru işaretlerini beraberinde getirdi. Tek sayfada bitip bitmeyeceği belli olmayan bir tutanağın altına önce saatin yazılıp sonra sayfanın içinin doldurulması savcılık gibi ciddi bir makamın usul ve esaslarına uymuyor.
SAVCILIĞIN AÇIKLAMASI
Savcı Coşkun’un açıklaması şöyle:
“Tutanak 16 Temmuz saat 01:00’de yazılmaya başlandı, gece boyu yaşanan gelişmeler kendisine bildirildikçe tutanağa eklendi. O gecenin karmaşasında ne aktarıldıysa o haliyle yazıldı. Aktarılan her olayla ilgili gözaltılar savcının talimatı ve onayı ile yapıldı. Tutanağın çıktısı 16 Temmuz sabahı saat 07:00’de alınıp savcı Coşkun tarafından imzalandı.
O yüzden tutanağın altındaki saat soruşturmanın başladığı 01:00 olarak kaldı, olaylar devam ettiği için bitiş saati yazılmadı. Saat 07:00’de imzalandığını gösteren ayrıntı ise tutanakta o saatten sonra gerçekleşen olayların yer almamasıydı. Tutanak UYAP’ta hiç açılmadı, kâğıt çıktı taranıp bir iki gün sonra UYAP’a kaydı yapıldı. Daha sonra Ankara’daki tüm darbe dava dosyalarında soruşturmanın başlangıç evraklarından biri olarak yer aldı.”