Hatay’ın Suriye sınırında yer alan Reyhanlı ilçesinde 11 Mayıs 2013’te bombalı saldırı düzenlenmiş ve saldırıda 52 kişi hayatını kaybetmişti.
“Bombalı saldırının fâili” olduğu iddiası ile Türkiye’nin hakkında kırmızı bülten çıkardığı Mihraç Ural, Reyhanlı katliamının Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) tarafından Suriye’yi suçlamak için kurgulandığını idda etti.
SOÇİ’YE SURİYELİ MUHALİFLER ADINA DAVET EDİLMİŞTİ
Suriye’de “Ali Kiyyali” kod ismiyle Mukaveme Suriyyi (Suriye Direnişi) örgütünün lideri olarak savaştığını açıklayan Ural, son olarak Türkiye’nin de katıldığı Rusya’nın Soçi şehrinde yapılan Suriye Ulusal Diyalog Kongresi’ne davet edildiği ortaya çıkınca yaşanan krizle gündeme gelmişti.
THKPC/Acilciler Örgütü’nün kurucularından Mihraç Ural, Grihat’tan Ali Ata’ya mülakat verdi. Ural’ın konuya ilişkin sorulara verdiği cevaplar şöyle:
2013 yılında Hatay/Reyhanlı’da 52 kişinin ölümüyle sonuçlanan bombalı saldırıyı kim düzenledi? Amaç neydi? Sizin bu eylemde rolünüz var mı?
Bu sorunuzu binlerce kez farklı alanlarda en büyük ajanslarda cevapladım. Bir devrimci olarak halkların barışı ve insan hakları için mücadele eden bir insan olarak bu tür eylemleri şiddetle kınarım ve insanlık suçu sayarım.
Bu tür kirli eylemlerin arkasında sadece istihbarat teşkilatlarının birbirine mesajı vardır ve masum insanların kanı üzerine yapılır. Bu eylemde yakalanıp tutuklanan 33 kişi vardır. Sonuncusu ise Yusuf Nazik denilen şahıstır.
İşkenceler altında yürütülen Emniyet sorgularında, savcılık ve mahkeme sorgulamalarında hiçbir tutuklu beni tanımadığını, bilmediğini, görmediğini açıklamıştır. Başsavcılığın beni bu dava dosyasında hem de fail olarak 1’inci sırada göstermesi siyasi bir ithamdır.
“HAKAN FİDAN’IN KURGUSUNDAN İBARET”
Amaç Suriye’yi suçlamaktır. Hakan Fidan’ın dediği gibi “Üç-beş kişiyi Suriye‘ye gönderirim, füze attırır, sonra Suriye’yi suçlar, savaş açarım” kurgusundan ibarettir.
Buna, MİT’teki “Z” kod adlı ajan olan Mehmet Gezer’in olaydan üç gün önce (8 Mayıs 2013) Emniyet Genel Müdürlüğüne ilettiği bir ihbarda “Mihrac Ural Türkiye’de askeri eyleme kalkışacak” notunu eklediğimizde tüm taşlar yerli yerine oturur.
Bir de saldırının üzerinden henüz yarım saat geçmemişken, kriminoloji ilmine katkı yapacak zamanın İçişleri Bakanı Muammer Güler ve Başbakan Erdoğan’ın açıklamalarıyla hedef gösterilmem, bu senaryonun son halkası olarak yer aldı.
Oysa gerçeklerin hiçbir belgesi, delili ya da ifadesi beni bu kirli işlerle ilgili gösterememiştir. Son yakalanan Yusuf Nazik’in ifadeleriyle birlikte tüm gerçekler ortaya çıkmış oldu. Basının bana yönelik ithamları da nispeten yön değiştirme eğilimi göstermeye başladı.
Yaptığım araştırmalara göre de bu vahşet terör eylemi, MİT+MOSSAD ve Antakya-Lübnan mafyasının işi olarak tezgahlanıp yürürlüğe sokulmuştur. Bunu anlamak için son halka Z kod adlı ajan Mehmet Gezer’in Amerika’da süren sorgulamalarının biterek Reyhanlı olayıyla ilgili sorgulanmasına bağlı kalacaktır.
Konuyla baştan ilgili olan gazeteci-milletvekili Ahmet Şık konuyu derinlemesine takip etmektedir. Ona da eksik olan bilgileri ulaştırdım. “Z” kod adlı ajan Mehmet Gezer, Karadağ devletinde Latin Amerikalı mafyalara uyuşturucu ve silah satış pazarlıkları esnasında yakalanarak Amerika’ya gönderilmiştir.
“YUSUF NAZİK’İ MAFYA KAÇIRDI, 1 MİLYON DOLAR KARŞILIĞINDA MİT’E VERDİ, MİT OPERASYONU YALAN”
Reyhanlı saldırısında yer aldığı öne sürülen Yusuf Nazik’in MİT tarafından alınıp Türkiye’ye getirildiği duyuruldu. MİT’in bu operasyonu hakkında bilginiz var mı? Olayın aslı nedir? Nazik gerçekte kimdir?
MİT kendini olduğundan büyük göstermek için şaşkın söylemler ve girişimler altında varlık sürdürmeye çalışıyor. PKK’nın fare gibi kıskıvrak yakaladığı MİT elemanlarının olayı henüz çok tazedir. Yalan, kurgu bu kurumun özelliğidir.
Yusuf Nazik’in kaçırılışı olayında da yalana sarıldı. MİT rüyasında bile Lazkiye’ye gitmemişken bu iddia, bu balon sırf kendi ajanlarına moral vermek ve eli kanlı diktatörü şişirme hedefi içindir.
Yusuf Nazik’i kaçıranlar Lazkiye’nin Kırdaha mafyasıdır. Başlarında yönetim ailesine akraba kaçakçı ve kirli işlerin mimarı Şaliş mafyası bulunmaktadır. Bu şebekeler Türkiyeli kaçakçı Cevdet Yiğit (Antakya- Harbiyeli Fattumoğulları) ve Şaliş’in damadı olan oğulları Soner, MİT teklifi üzerine bu teklifi Şalişgillere taşıdılar ve onlar da Yusuf Nazik’i kaçırarak MİT’e 1 milyon dolar karşılığında denizden teslim ettiler.