Rus Sputnik haber sitesi, Suriye’nin en karanlık katillerinden birinin Türkiye’ye getirilip tedavi altına alındığını haber yaptı. O isim Muhammed Culani…
Suriye’deki en etkili silahlı Selefi grubun lideri Muhammed Culani yaralı şekilde Antakya’ya getirildi ve tedavi ediliyor. Culani’nin sorumlu olduğu katliamlar listesi kabarık. Ancak çarpıcı olan bu bilgiyi Rus devletine ait olan Sputnik tarafından sızdırılması.
Sputnik haberi Antakya Devlet Hastanesi’nden bir “kaynak”a dayandırdı. Habere göre; Heyet Tahrir Şam Lideri Ebu Muhammed el Culani’nin yaralı şekilde Antakya’ya getirildi.
Haberde; Culani’nin kafasından yaralandığı ve durumunun ağır olduğu belirtildi. Sputnik’in haberi; Erdoğan-Putin-Ruhani zirvesinden hemen sonra çıktı ve Türkiye tarafından tekzip edilmedi.
“PRAGMATİK VE ACIMASIZ”
Suriye iç savaşı boyunca en uzun ömürlü ve etkili cihatçı örgüte liderlik eden Culani’nin pragmatik yapısı öne çıkarılsa da Selefi lider işlediği savaş suçları, Alevilere yönelik verdiği katliam emirleri ve İdlib’de kendisine katılmayan diğer cihatçılara karşı yürüttüğü amansız savaşla tanınıyor.
IŞİD LİDERİ BAĞDADİ’YLE HAREKET ETTİ
Gerçek ismi Ahmed Hüseyin el Şara olan Culani, Suriye’nin güneyindeki Dera’da doğdu ve 38 yaşında olduğu tahmin ediliyor.
Kod adını Golan tepelerinden alan Culani, 2003’te ABD işgaline karşı savaşmaya geldiği Irak’ta Irak el Kaidesine katıldı.
Örgütün lideri Ebu Musab Zerkavi’ye yakın isimlerden biri haline gelen Culani, Zerkavi’nin ABD saldırısında öldürülmesi sonrası 2006’da Lübnan’a geçti ve buradaki el Kaide grubu Cundüş Şam’ı destekledi.
Irak’a geri döndüğünde ABD tarafından yakalanınca tutuklu kampı Bukka’ya gönderildi. 2008’de serbest bırakıldı ve Irak el Kaidesiyle faaliyetlerine devam etti. Bu dönemde sonradan IŞİD lideri olacak olan Ebubekir el Bağdadi’yle birlikte hareket etti.
NUSRA CEPHESİNİ KURARAK SURİYE’YE GEÇTİ, BAĞDADİ’YLE AYRIŞTI
2011’de krizin patlak vermesi sonrası Irak el Kaidesi içindeki Suriyeli cihatçılardan oluşturduğu Nusra Cephesi ile Suriye’ye geçti. Culani bu dönemde halen Irak el Kaidesi ve Bağdadi’nin emri altındaydı.
Nusra Cephesi kısa sürede Suriye’deki diğer cihatçı gruplar içerisinde en etkili grup olarak öne çıktı. Nisan 2013’te Bağdadi, IŞİD’in kuruluşunu ve kendi talimatıyla oluşturulan Nusra’nın da bu örgüte bağlandığını ilan etti ancak Culani bunu kabul etmedi.
El Kaide Lideri Eymen el Zevahiri’nin de desteğini alarak Bağdadi’yle bağlarını kesti ve el Kaide’nin bölgedeki temel uzantısı oldu.
Suriye’de IŞİD haricindeki cihatçı gruplar içerisinde en etkili örgüt olmayı sürdüren Nusra, çok sayıda yabancı cihatçıyı da etrafında topladı.
IŞİD’in aksine diğer cihatçı gruplarla dirsek temasını korudu ve zaman zaman ittifaklara hatta birleşmelere gitti. Ancak bu denemelerin hepsi olumsuz sonuç verdi.
Nusra, 2012-2014 arasında Türkiye, İran, ABD, İngiltere, Rusya, Fransa, Suudi Arabistan’ın da aralarında olduğu çok sayıda ülke tarafından “terörist örgütler” listesine alındı.
EL CEZİRE İLE İMAJI PARLATILDI
Türkiye ve Katar’dan destek aldığı iddia edilen Culani, Katar merkezli el Cezire’ye özel mülakat vererek uluslararası medyada görünür oldu. Sık sık batıyı değil Beşar Esad’ı hedef aldıklarını belirterek batı ülkelerinin gözünde sempati toplamayı denedi.
FETİH ORDUSU
2015 yılı mart ayında Türkiye, Katar ve Suudi Arabistan’ın kurduğu ortak operasyon odasının desteği ve Ahrar Şam, Cundül Aksa, Şam Cephesi gibi grupların “Fetih Ordusu” adıyla düzenlenen geniş kapsamlı İdlib Harekâtı kapsamında şehir merkezi ve vilayetin tamamının ele geçirilmesinde önemli rol oynadı.
Nusra ve el Kaide bu dönemden sonra İdlib’in büyük bölümünü kontrol eder hale geldi.
FETİH EL ŞAM
2016’da örgütün adını Fetih el Şam olarak değiştirdi ve hiçbir dış grupla bağlantılarının olmadığını iddia etti. Bu hamlenin El Kaide bağlantısı sebebiyle Türkiye, Katar gibi ülkelerin açıktan destek verememesi sorununu çözmek üzere gerçekleştirildiği iddia edildi.
HEYET TAHRİR ŞAM
İdlib’de şemsiye grup olmak isteyen ve Ahrar Şam gibi diğer örgütleri kendilerine katılmaya zorlayan Culani, bunda kısmen başarılı oldu.
2017’de örgüt Heyet Tahrir Şam adını aldı ve İdlib’de cihatçılar arasında başlayan savaşı kazanarak gücünü artırdı.
Suriye’nin kuzeyinde TSK’nin gerçekleştirdiği operasyonlara katılmayan ve katılan diğer cihatçı grupları da eleştiren örgüt, İdlib’de bunun yarattığı boşlukla hakimiyet alanını genişletti.
“PRAGMATİK BUKALEMUN CİHATÇI”
Aslında IŞİD’den farkı olmayan şekilde mezhepçi katliamlar, vahşi infazlar gerçekleştiren Culani, diplomaside pragmatik yaklaşımlar sergileyebilmesiyle dikkat çekiyor.
Culani, artık el Kaide’ye bağlı olmadığını söylese de Selefi cihatçı ideolojisini koruyor. Cihatçılar içerisinde “Temkîn” olarak bilinen ve yeterince güçlü hale gelene kadar ittifakları, takiyeyi, gerçek hedeflerini gizlemeyi gerektiren anlayışın bir temsilcisi olan Culani, bu yanıyla ABD’den Türkiye’ye çok sayıda gücün diyalog kurabildiği bir isim oldu.
ABD’de Carnegie gibi think-tank’ler uzun süre Culani’nin bu yanını öne çıkararak “ABD tarafından değerlendirilebileceği” yorumları yaptı.
TÜRKİYE İLE İLİŞKİLERİ
El Rai gazetesinin Ortadoğu Muhabiri Elijah J. Magnier, Culani’nin pragmatik politikasının Türkiye’nin işine geldiğini söylüyor.
Magnier, Türkiye’nin İdlib’de varlığıyla Rusya ve Şam güçlerinin şehre girmesini engellediğini belirtirken Ankara’nın, kendi çıkarlarına karşı gelmediği sürece “Bukalemun cihatçı” ile iş tutmaktan memnun olduğunu ifade ediyor.
Bununla birlikte Ankara, İdlib’de Culani’nin savaştığı diğer cihatçı grupları destekliyor ve vilayetin tamamen Culani’nin kontrolüne geçmesini de istemiyor.
Suriye’de çok sayıda katliamın ve savaş suçunun sorumlusu olan Culani, yakın dönemde Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Fırat’ın doğusuna yapılacağı açıklanan harekâtı desteklediğini söylemesiyle de gündeme geldi.
Culani ve liderlik ettiği gruplar, Suriye savaşı boyunca YPG ve SDG ile karşı karşıya geldikleri her yerde çatışmalara girdi.
SORUMLUSU OLDUĞU KATLİAMLAR
2013: Nusra Cephesi’nin de katıldığı Lazkiye’nin Alevi köylerine dönük saldırılarda en az 190 sivil öldürüldü.
2013: Humus’ta 3 Alevi köyünde 30 sivil katledildi.
2013: Adra’da onlarca Alevi, Hristiyan, Dürzi ve İsmaili sivil katledildi.
2013: Tel Abyad’a yönelik saldırıda 450 Kürt sivil öldürüldü.
2015: İdlib’de Kalb Lavza Köyü’nde 20 Dürzi öldürüldü.
2016: Hama’nın güneyindeki Zara adlı Alevi köyünde 42 sivil ve 7 Ulusal Savunma Gücü üyesi infaz edildi.
2017: Şam’daki saldırılarda en az 114 kişi öldürüldü.