CHP Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mansur Yavaş, hakkında hazırlanan iddianamelere kaynaklık eden işadamı Necmettin Kesgin’in kim olduğuna dair bir basın toplantısı düzenledi. Açıklamaya göre Kesgin, sahte belgecilikten hapis cezası alan, çocuk istismarından yargılanan yüzde 80 şizofren bir işadamı.
BOLD-CHP Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mansur Yavaş hakkında hazırlanan iddianameye kaynaklık eden kişinin geçmişi ortaya çıktı.
Yavaş iddiaları ortaya atan işadamı Necmetin Kesgin’in, yüzde 80 şizofren olduğunu, belgede sahtecilikten hapis cezası aldığını ve çocuk istismarından yargılandığını söyledi. Yavaş, anket sonuçlarında önde çıkması nedeniyle hakkında sürekli karalama kampanyası yapıldığını dile getirdi.
SAHTE SENET VERDİĞİ İÇİN 4 SENE HAPİS
Mansur Yavaş, şahsın sahte senedi kendisine bilerek verdiği için 4 sene hapis cezasıyla cezalandırıldığını belirtti. “Şantaj da var dosyada. Eğer icraya verirsen şöyle yaparım gibisinden dosyada belgeler de var. Ayrıca benimle yaptığı tüm görüşmeleri gizlice kaydetmiş. Bunlardan toplamda 4 yıl hapis cezasına çarptırılmıştır. Sayın Ömer Çelik bu şahıs için saygın bir iş adamı diyor ya, bu şahıs hukuk fakültesinden ayrılmış ve afla geri dönmüştür. Staj yaparken okul ÖSYM’den gelen belgesi sahte bir şekilde 100 puan artırarak Gazi Üniversitesi’nde geçiş yaptığını ortaya çıkarıyor” dedi.
SAYGIN İŞADAMI ÇOCUK İSTİSMARINDAN YARGILANIYOR
Yavaş, dosyaya intikal eden belgelerden bu ‘saygın’ denilen iş adamının çocuk istismarından yargılandığını dile getirdi. Yavaş şunları söyledi: “Aynı zamanda şizofren raporu var. Hiçbir ilişkim olmadı demesine rağmen ıslak imzalı ikrarı da orada. Bu sahteci şahıs ne amaçlıyor? Karar onanırsa hapse girecek. Ayrıca diğer istismar dosyasından da ceza alması yüksek. Hapse girmekten kurtulmak için rakiplerimizin adalet gücünü kullanmak için harekete geçiyor.”
SİYASİ TARİHİMİZİN EN AHLAKSIZCA YÜRÜTÜLEN KAMPANYASI
Yavaş şunları dile getirdi: “Siyasi tarihimizin en ahlaksızca yürütülen kampanyanın özeti şudur: Bu şahıs resmi evrakta sahtecilik, şantajdan hapis cezası almış bir kişidir. Avukatlığını yaptığım şirketin ödemesini alıp kaçmış, şahsıma bıraktığı senedi icraya verdiğimde, senetteki imzanın sahte olduğu ortaya çıkmıştır. Bir suçun mağdurunun suçlu ilan etmek çirkef iddiadır. Rakibim bu şahsı bana karşı maşa yapmaktadır. Yargıtay’ın onayladığı herhangi bir ceza kararı bulunmamaktadır. Şahsın bana verdiği sahte senetle ilgili bir icra inkar kararı vardır.”
KOVUŞTURMAYA YER YOKTUR DİYEN SAVCI DEĞİŞTİRİLDİ
Aday olmasının ardından Adalet Bakanı tarafından dosyasının yeniden savcılığa gönderildiğini belirten Yavaş sözlerine şöyle devam etti: “Kovuşturmaya yer yoktur diyen Savcı’nın elinden dosyam alındı. Yeni Savcı suçun tipini de değiştirdi. Bir anda ‘Görevi kötüye kullanmak’ adı altında dosya yeniden açıldı.”
YÜZLERİNE SİLEMEYECEKLERİ KARA BİR LEKE OLDU
Yavaş, bu şahsa bu imkanı verenlerin yüzlerine silemeyeceği bir kara leke olarak kazındığını vurguladı. “Siyasileri avuçlarına alanı da, bundan medet uman siyasileri de ilk defa gördüm. Siyasi rant uğruna sığınılan bu şahsın ağzıma almaktan utanacağım suçları vardır. Dün parti sözcüsü inceledik dedi. Avukatım burada, incelediniz tekzip kararlarının içerisinde bu bilgilerin hepsi var. Eğer bunları bilerek yapıyorsanız durum çok daha fecaat” ifadelerini kullandı.
SİYASET İÇİN BU KADAR KÜÇÜLMEYE DEĞER Mİ?
Yavaş şunları söyledi: “Mansur Yavaş’ı lekelemek için ne yapacaksınız? Devam eden davalar var, yaptığınız suç. Onu çocuk istismarı davasından beraat ettirmek için mi kolluyorsunuz? Siyaset için bu kadar küçülmeye değer mi? Bu şahsa sahip çıkıyorsunuz. Bir koltuk uğruna böyle sabıkalı, konusuz suç oluşturan birinin arkasına sığınması, onu televizyonlara çıkarması, beni karalaması acizliktir.”
TERÖRİSTLERİ BELEDİYEYE ALACAK İFTİRASI İLE BAŞLADI
Yavaş ilk olarak, “Seçimi kazanması durumunda işçi çıkartacak, 20 bin PKK’lıyı belediyede işe aldıracak” gibi iddiaların ortaya atıldığını ancak bunların çürütüldüğünü ifade etti. Yavaş, “Sanki suçmuş gibi Makedon olduğum söylenerek itibarım azaltılmaya çalışılmıştır. Ardından ‘Taksicileri Kızılay’a sokmayacak’ denildi. Duvarlara ‘Yavaş Yavaş devrim’ sloganları yazdırdılar. Şikayetçi olduk. ”