Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, iki kez ertelenen “Reform Paketi”ni açıkladı. Paket pisayalarda heyecan oluşturmazken, devletin şirket kurup seracılığa gireceği Albayrak tarafından büyük reform olarak açıkladı.
BOLD-Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın açıkladığı reform paketinde, daha önce “kötü banka” olarak gündeme gelen batık şirketlerin bankalarca tasfiye edilmesi, istisna ve muafiyetlerin azaltılması ve kıdem tazminatında kesinti yapılması öne çıkan üç başlık oldu.
Albayrak, kıdem tazminatına ilişkin, “Vatandaşlarımızın kazançlarına göre kesinti oranlarının belirleneceği zorunlu bir bireysel emeklilik sistemini yeniden ele alacağız. Bu sistemle birlikte Kıdem Tazminatı Reformunu da hayata geçireceğiz. Tüm paydaşlarımızın katılımı ile, tıpkı çalışanlardan olduğu gibi iş verenden de yapılacak kesintiler BES ile entegre Kıdem Tazminatı Fonu’nda toplanacak” dedi.
Yeni paketle ekonominin karşılaştığı temel sorunlara çözüm sağlayacağını düşündükleri adımların ilk aşamasını ele aldıklarını belirten Albayrak, reformların başında finansal sektör olduğunu söyledi.
Albayrak, “Özel bankaların ihtiyaç halinde hazır tuttukları yeniden sermayelendirme planları çerçevesinde sermayeleri artırılacak. Bankaların sermayelerinin güçlendirilmesi strateji kapsamında ilk adımımız kamu bankalarının sermayesini güçlendirmek olacak.
Hazine ve Maliye Bakanlığı ihraç edeceği yaklaşık 28 milyar TL’lik devlet iç borçlanma senetlerini kamu bankalarına verecek. Böylelikle kamu bankalarının sermaye yeterliliği ve likidite karşılama oranı artırılarak bilançoları çok daha dirençli hale getirilecek” dedi.
Bir diğer adımın da aktif kalitesinin artırılması olduğunu dile getiren Albayrak, “Bankaların aktif kaliteleri çok daha iyi bir düzeye taşınacak” ifadesini kullandı.
BATIK ŞİRKETLER BANKALARA DEVREDİLECEK
Konkordato ve kredi yapılandırmayı çok daha iyi bir yasal çerçeveyle ele alacaklarını öne süren Albayrak, şöyle devam etti:
“Yeniden yapılandırma ve alacak tahsil süreçlerini hızlandıracağız. Özellikle borç ödeme kabiliyetini yitirmiş şirketlerin hızlı bir şekilde tasfiyesini sağlayacak bir çerçeve oluşturacağız.
Bankalar Birliği öncülüğünde kamunun olmadığı bir yapıda enerji ve inşaat gibi sorunlu kredi noktasında önem teşkil eden sorunlu varlıkları alıp borç hisse takasıyla dışarı çıkaracak ve bankaların bilançolarını daha iyi bir hale getireceğiz. Bunun için de enerji girişim sermaye fonu ve gayrimenkul fonu kurulmasını gündeme aldık.
Sigortacılık önemli bir yeni finansman kaynağı olacak. Sigortacılık Denetleme ve Düzenleme Kurumu kurarak sektörün denetlenmesini yakından takip edeceğiz. Bir diğer adımımız ihracat ve katma değerli ürün üretimini yerlileştirmeyi sağlayan sektörlerin kredi arzından daha fazla yararlanmasını sağlamak olacak.
Etkin ve sağlıklı bir tasarruf sistemi oluşturmayı çok ama çok önemli görüyoruz. Devletten başlayarak bireye kadar her alanda tasarrufları önceliklendirmemiz gerektiğine inanıyoruz. Tasarrufların ekonomimizin kırılganlıklarımızı gidermede en önemli araç olduğunu düşünüyoruz. Ve bu kapsamda emeklilik sisteminin reforme edilmesi en önemli yapısal reformlardan birini oluşturacak.
YEP kapsamında emeklilik sistemini daha sürdürülebilir hale getirmek önümüzde dönemde en öncelikli konulardan. Tamamlayıcı emeklilik sistemi emekliliklerin de ek gelir oluşturarak çalışma dönemlerindeki hayat standartlarını korumalarını sağlayacak. Artık vatandaşlarımız emekli olunca artık nasıl geçinirim kaygısı taşımayacak.
Finansal sektörde bir başlık da reel sektör. Ağustos ayındaki türbülans reel sektör ve dolaylı olarak bankacılığı etkiledi.
Bankacılık sektöründe toplam 100 milyon TL ve üzeri riski olan şirketler, mali yılın kapanmasının ardından 120 gün içerisinde bankalara borç ödeme kapasitesini, likidite riski, kur riski gibi unsurları da içeren mali denetim raporu sunmak zorunda olacak. Aksi halde sektörden ek kredi alamayacak
Enflasyondaki en önemli sorunlarımızı gıda alanında yaşadığımız için yapısal reformlarımızı da gıda alanında hazırladık. Bu alandaki adımları Tarım ve Orman Bakanlığımızla Gıda Komitesi koordinasyonunda takip edeceğiz. Gıda enflasyonu ile mücadele için en önemli reformumuz Tarımda Milli Birlik Projesi olacak. Tarım ve Orman Bakanlığımız tarafından çalışan bu kapsamlı strateji mayıs ayında tüm kamuoyuyla paylaşılacak.
DEVLET SEBZE İŞİNE İYİCE GİRİYOR SERA İNŞA EDECEK
Tohumdan sofraya hakkaniyetli bir değer zinciri dizayn edilecek. Sahada operasyonel yetkinliğimizi kooperatif yapısının merkezde olduğu güçlü kurumsal alt yapılarla sağlayacağız.
Bu kurumsal alt yapı ürün ve bölge bazında sözleşmeli tarımın yaygınlaştırılmasını sağlayacak. Tarımda Milli Birlik projesinin detaylarını da hep birlikte projenin lansmanında Tarım ve Orman Bakanlığımızdan dinleyeceğiz.
Bir diğer adımımız Sera AŞ. Özellikle mevsimsel dalgalanmalarla enflasyonla mücadelede önemli yer tutan taze meyve sebze pazarında dengeleyici unsur olması amacıyla Tarım Kredi Kooperatifi ortaklığıyla Sera AŞ kurulacak.
Sera AŞ bünyesinde 2019 yılında ilk etapta 2 bin hektar teknolojik sera inşa edilecek. Orta vadede 5.000 hektar üretim alanına ulaşılırken uzun vadede örtü altı sebze üretiminin %25’inin karşılanması hedeflenecek.
Yine bir diğer önemli adımı küçükbaş hayvancılık alanında atacağız. Ülkemiz coğrafi gerçeklerine uygun şekilde kırmızı et fiyat istikrarını Küçükbaş Hayvancılık Hamlesi ile destekleyeceğiz.
İhracat kapasitesi, yerli yem ve coğrafi şartlara uygunluk gibi özellikleri dikkate aldığımızda, küçükbaş hayvancılıkta potansiyelimizin gerisindeyiz. Bu kapsamda verilecek desteklerle 47 milyon olan küçükbaş hayvan varlığımız 4 yıl içinde 100 milyona yükseltilecek.
Son olarak, Hal Yasası kapsamında üretici kooperatiflerinin haller içerisindeki payının artırılması hedeflenerek toptan, perakende ve lojistik alanlarında daha rekabetçi bir yapının oluşturulmasını sağlayacağız.
Bu kapsamda tarladan sofraya daha kısa, daha etkin, daha rekabetçi ve daha denetlenebilir bir değer zinciri oluşturacağız.
Ayrıca üretimde rekabeti, toptan, perakende ve lojistikte denetim ve gözetimi sağlayacak bir regülasyon çerçevesi de devreye alacağız.
Her platformda sık sık dile getirdiğimiz bir hususu burada bir kez daha net bir şekilde ortaya koymak istiyoruz.
Sıkı Maliye Politikası bizim en temel politikalarımızın başında geliyor. Bildiğiniz gibi, Yeni Ekonomi Programında 76 milyar TL’lik tasarruf ve gelir artırıcı önlemleri devreye alacağımızı ifade etmiştik. Şu ana kadar, 2019 bütçesinde bu rakamın 44 milyar TL’lik kısmını uygulamaya aldık. Bütçe ile ilgili spekülasyonlara karşı tüm vatandaşlarımızın bu güçlü tablonun farkında olmalarını arzu ediyoruz.
Bundan sonra da bu adımlarımız devam edecek. Bütçe hedeflerini tutturacak tasarruf adımlarımız devam edecek.
Mali tarafta sıkılaşma devam edecek. Seçimden önce mali disiplinden vazgeçmedik, seçimden sonra da vazgeçmeyeceğiz. Büyümeyi ve istihdamı desteklemek amacıyla sorun yaşayan bazı sektörlere bir kısım vergi teşvikleri sağladık.
Ancak bunu yaparken de yıl sonu bütçe hedeflerimizden hiçbir zaman taviz vermedik. Bundan sonra da gelirlerimizi arttırmak için toplumun genelini etkilemeyen ve yüksek gelir gruplarının daha adil vergilendirilmesini sağlayacak bazı adımları atmak da projeksiyonlarımız arasında yer alıyor.
2019 yılı içerisinde hayata geçireceğimiz en önemli reformlarımızdan biri de vergi dönüşümü olacak. Detaylarını süreç tamamlanınca daha net bir şekilde ortaya koyacağız.
İSTİSNA VE MUAFİYETLER AZALTILACAK
Ancak şunu söylemek isterim ki Vergi Konseyi gibi toplumun tüm kesimlerinin içinde olduğu çok kapsamlı bir ekip ile bu reformu hazırlıyoruz. 3 başlıkta temel detaylarını burada bugün sizinle paylaşmak isterim.
Birincisi yeni mimari. Yeni vergi mimarimizde istisna ve muafiyetleri azaltacağız. Kurumlar Vergisi’ni kademeli olarak düşüreceğiz. Daha adaletli bir vergi sistemi için gelire göre artan oranlarda vergilendirmeyi sağlayacağız.
Özellikle beyannameyi yaygınlaştıracak ve gelir artışlarının sağlayacağı potansiyel ile dolaylı vergileri azaltıp, dolaysız vergileri artırarak verginin tabana yayılmasını sağlayacağız.
Yeni vergi mimarimiz dünyada çağdaş vergi reformlarının önceliklerinden olan istihdam oluşturma hedefi üzerine oturacak.
Ayrıca iş yapma kolaylığı endeksindeki bulunduğumuz seviyeyi, atacağımız bu adımlarla daha da yukarıya çıkaracağız. Girişimciliğin ve yeni iş kurmanın kolaylaştırılmasını sağlayacağız.
Vergi dönüşümünde ikinci başlığımız kayıtdışılık ile mücadele olacak. Gönüllü uyum adı verilen bir sistem ile mükelleflerin beyanlarının esas olduğu ve ilk inceleme sonrasında sorun görülmediği takdirde süreçlerin tamamlandığı sadeleştirilmiş bir süreci hayata geçireceğiz.
Ayrıca sahte ve yanıltıcı belge ile mücadele için etkin yaptırım, teknik çözüm, e-fatura ve e-faturanın eş zamanlı takibi, benzersiz kodlu mal hareketi takip sistemi ile kayıtdışılığa karşı etkin bir yapıyı devreye almış olacağız.
Vergi dönüşümümüzde önemli gördüğümüz bir diğer alan da mükellef hakları olacak.
Mükellef dostu bir vergi sistemi ile süreçlerin başarısını artıracağız. Bu kapsamda Mükellef Hakları İcra Kurulu kuracağız.
Mükelleflerin vergi süreçlerindeki beyanları ile ilgili yazılı destekleri devreye alacağız. Mükellef memnuniyetini düzenli ve sürekli olarak ölçecek süreçlerdeki eksikleri anında tespit edeceğiz. Ayrıca Mükellef Hakları Bildirgesi’nin bağlayıcı hale gelmesini sağlayacağız.
İşte bu adımlarla aslında bir hedefin de alt yapısını çok sağlam adımlarla hayata geçirmiş olacağız.
O da ulaşmak istediğimiz sürdürülebilir büyüme ve istihdam olacak. İhracata dayalı, yüksek katma değer ve teknolojik üretimi önceleyen bir ekonomiyi tesis edeceğiz. Gerek güçlü tasarruf ile, gerek bankacılık sisteminin aktif kalitesindeki düzelme ile gerekse de üretim odaklı finansman ile bu büyümenin finansman alt yapısını sağlayacağız.
Geçen sene iş yapma kolaylığı endeksinde 17 basamak atlayarak 43. sıraya yükseldik. Bu sene işe başlama, vergi ödemesi, kredi temini, sözleşmelerin icrası, tapu ve şirket tasfiyesi alanlarında gündemimize aldığımız reformlarla daha fazla sıçramayı hedefliyoruz.
Önümüzdeki dönem için geçici beyanname sayısının 4’ten 3’e düşürülmesi ve elektronik çeklerin ücretten muafiyet konusu üzerinde çalışmaktayız. İnşaat izinlerinde, elektrik bağlama, işe başlamada belediyeler ile ilgili kamu kuruluşları (SGK, belediyeler, ticaret sicil müdürlükleri) arasındaki elektronik imzanın sürece dahil edilmesi için mevcut sistemlerin entegre edilmesini gerçekleştireceğiz.
Vergi dönüşümü ile süreçleri kolaylaştıracak, kayıtdışılıkla mücadele ile gelirleri artıracağız.
Ve kaynakların 7 stratejik sektöre, enerji, maden, petrokimya, turizm, bilişim, otomotiv ve ilaç sanayilerine yönlendirilmesini sağlayacağız.
Biz bunları yaparken diğer bakanlıklarımız ve kurumlarımızla farklı stratejik dönüşümleri gerçekleştireceğiz.
Kapsamlı bir katılımla hazırlanan bu reform paketi Yargı Reformu Strateji Belgesiyle Adalet Bakanlığı tarafından kamuoyu ile paylaşılacak.
Yargı Reformu’nun vizyonu, güven veren ve erişilebilir bir adalet sistemi olacaktır. Ekonomik refahın sağlanması ve toplumsal tabana yayılmasında hukuk ve ekonomi birbirini tamamlayan iki önemli çalışma alanıdır. Güçlü ve sürdürülebilir bir ekonomik kalkınmayla adil ve etkin işleyen bir hukuk sistemi arasındaki ilişki açıktır.
Uzun vadeli yatırımlar, öngörülebilir, sonuçları kestirilebilir bir hukuk pratiğine yakından bağlıdır.
Yargı sisteminin kalitesi, hızı, ihtiyaçlara cevap verme kapasitesi yatırım ortamını geliştirmenin temel şartları arasındadır. Bugüne kadar ülkemize üretim ve istihdam katkısı sunan, piyasa kural ve koşullarında faaliyet yürüten her yatırımcıya desteğimizi sunmaktan geri durmadık.
Yatırımcının hukuki güvence ve istikrar beklentisini mümkün olan en yüksek seviyede karşıladık. Hukukun kolaylaştırıcı, teşvik edici ve güven verici imkanlarını geliştirme irademizi koruduk.
Bu iradenin bir tezahürü olarak Adalet Bakanlığımız da yargı alanında önemli reformlara imza attı. Yargı Reformu Strateji Belgesinin güncellenmesi çalışmalarını sürdürüyor. Yakın zamanda kamuoyu ile paylaşacaklar.
Strateji Belgesi aynı zamanda AB ile müzakere sürecinin de parçası olan teknik bir belgedir. Ancak reform sürecini canlı tutma yönündeki dikkatimizi katılım süreciyle ilişkili siyasi beklentilerin ötesinde, temelde vatandaşlarımızın memnuniyeti üzerinde yoğunlaştırıyoruz.
Toplumun önünü açan, vatandaşlarımızın hayatını kolaylaştıran, devletimizin demokratik karakterini güçlendiren ve hukuk devleti vasfını tahkim eden bir reform gündemini bu çerçevede ısrarla takip edeceğiz.
Türkiye’nin stratejik konumundan kaynaklanan lojistik avantajının ve rekabet gücünün artırılarak iktisadi ve sosyal gelişmeyi hızlandırmak ve ülkemizi uluslararası ticarette bölgesel lojistik üs haline getirme bakış açışıyla Lojistik Master Planı, Varlık Fonu tarafından hazırlanacak.
Taşımacılıkla ilgili tüm hizmetlerin tek bir merkezden ve etkin bir şekilde verildiği ve birden fazla taşımacılık moduna erişim imkanı sağlayacak lojistik merkez planlaması sayesinde taşıma modları arasındaki rekabetin artırılması, mevcut lojistik altyapısının karayolu, denizyolu ve havayolu eksenlerinde etkin bir şekilde incelenmesi, lojistik ihtiyaçların belirlenmesi, rekabet ve güvenliği esas alarak stratejik önceliklerin saptanması, belirlenen ihtiyaçlar ve önceliklere göre kamu lojistik varlıkları arasındaki potansiyel sinerjilerin ortaya çıkartılarak etkin bir model mimarisinin oluşturulması, planlanan hedeflerin gerçekleştirilmesi için yerli ve yabancı tüm paydaşlara kazan kazan modeline dönük işbirliklerinin gerçekleştirilmesi sağlanacak.
Ticaret Bakanlığımız, ağustos ayında açıklayacağı plan ile kısa, orta ve uzun vadede ihracat potansiyelinin belirlenerek ülkemiz ihracatının arttırılması için sürdürülebilir bir stratejinin yürürlüğe konması ve bu stratejiden sapmadan doğru adımların atılmasını sağlayacak.
İhracatın ithalatı karşılama oranının sürdürülebilir bir şekilde artırılması için stratejiler oluşturulup bunların uygulanması için gerekli adımlar ortaya konulacak.
Ağustos ayında açıklanacak plan ile katma değeri yüksek ürün ihracatının artırılması amacıyla etki analizleri yapılarak ihracatta devlet yardımlarını yeniden düzenlemek, hedef ürün ve pazarlara odaklanmış bir bakış açısıyla birim ihraç fiyatlarının yükseltilmesini sağlanacak.
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız bu program ile Ar-Ge’den yatırım ve ihracata tüm adımların tek pencereden yönetildiği, arz-talep bileşenlerinin desteklendiği, öncelikli orta, yüksek ve yüksek teknolojili ürünlere yönelik stratejileri hayata geçirilecek. 300 ürünün yerlileştirmesini ortaya koyacak bu programı mayıs ayında kamuoyu ile paylaşacak.
Kültür ve Turizm Bakanlığımız Turizm Master Planının hazırlığına başlamış olup tüm paydaşların katılımı ile hazırlanacak olan Turizm Master Planı, bakanımız tarafından eylül ayında kamuoyu ile paylaşılacaktır.
Bu plan çerçevesinde turizmde hem ülke ve destinasyon çeşitliliğini, hem turist sayısını hem de turist başına düşen geliri artırarak 4 yıl içerisinde 70 milyon turist ve 70 milyar dolar turizm gelirine ulaşma hedefi gerçekleştirilecektir.
Bu plan çerçevesinde gastronomi, inanç, kültür, golf, kış ve kongre turizmleri kıyı turizmine çeşitlilik ve turizm gelirimize katkı sağlayacaktır.
2019 yılı içerisinde YEP planlarımızla uyumlu biçimde 2019 yılı turist sayısı 50 milyonun kişinin, turizm geliri ise 35 milyar doların üzerinde gerçekleşmesi beklenmektedir.
Ayrıca kurulacak olan Turizm Geliştirme Fonu ile de hem ülkemiz turizminin tanıtımı daha etkin yapılacak hem de turizmde bölgesel çeşitliliğin artırılması için yatırımcılar teşvik edilerek yatırımlara destek olunacaktır.