Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sözcüsü Günay Kubilay, İstanbul’da seçimlerin yenilenmesinin YSK eliyle yapılmış bir sandık darbesi olduğunu belirtti. Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı iken Gültan Kışanak’ın mazbatasına el koyan zihniyet ile Ekrem İmamoğlu’nun mazbatasına el koyan zihniyet in aynı olduğunu söyledi.
Kubilay, 31 Mart yerel seçimlerinin ardından HDP’nin 6 belediye eş bakanına ve 56 belediye meclis üyesine KHK’lı oldukları gerekçesiyle mazbatalarının verilmediğini hatırlattı.
10 MUHTARIN MAZBATASINA EL KONULMUŞ
Kubilay, “Dün akşam itibariyle gene Kürt illerinde 10 muhtarın mazbatasına el konulmuş. Darbeler sadece üniformayla, silahla yapılmıyor. Bunların her biri kendi içinde farklı araç ve yöntemlerle gerçekleştiriliyor. Dolayısıyla 6 Mayıs’ta İstanbul’da gerçekleştirilen Saray darbesi ne ise bizim 6 belediye başkanımızın, 56 belediye meclis üyemizin mazbatasına el koyan anlayış da aynıdır. YSK kararları bir kez daha hukuka ve YSK içtihatlarına ters, direktiflerle verilmiş siyasi kararlardır. Hukuksal dayanağı yoktur ve gayrı-meşrudur” dedi.
SİYASİ SORUMLULUĞU MHP VE AKP’YE AİT
YSK’nın iktidar bloğunun siyasi baskısı ve kuşatması karşısında çaresiz kaldığını dile getiren Kubilay, “Kendi belirlediği sandık kurullarının yasadışı olduğunu ilan etmek zorunda kalmıştır. O bakımdan da bu kararın yasal sorumluluğu YSK’ya aitse siyasi sorumluluğu da AKP ve MHP’ye aittir. Dolayısıyla İstanbul halkının iradesine nasıl saygısızlık yapılmışsa, YSK kendisine karşı da suç işlemiştir” ifadelerini kullandı.
AKP-MHP KAN KAYBINI DURDURMAK İSTİYOR
Kubilay şunları söyledi: “31 Mart seçimlerinde Türkiye ekonomisinin, turizminin yüzde 70’ine hitap eden başta İstanbul olmak üzere Ankara, Adana, Mersin, Antalya gibi büyük metropollerde seçimi kaybetmiş olmasının AKP-MHP iktidar blokunda büyük bir kan kaybına yol açtığı ve bu kan kaybını durdurabilecek en başat olgunun İstanbul olduğu ve dolayısıyla İstanbul’da seçimi yenileyerek bu kan kaybının durdurulabileceği düşünülüyor.”
HDP’NİN NE YAPACAĞI BELLİ DEĞİL Mİ?
Otoriter bir rejimin yerini demokratik rejim, baskıcı siyaset tarzının yerini demokratik siyaset almazsa bu sürecin böyle devam edeceğini anlatan Kubilay, “Bu sadece HDP’nin bir sorunu değildir. İstanbul sorunu bunu göstermiştir. Herkes HDP’ye soruyor, ‘yahu siz ne yapacaksınız?’ diye… HDP’nin ne yapacağı belli değil mi? HDP’nin ne yapacağı bellidir. Belki de en az soru sorulması gereken HDP’dir. Bir otoriterleşme sürecinin, bir despotik siyaset tarzının uzun zamandan beri bu ülkeyi kasıp kavurduğunun altını sürekli çizen HDP’dir. Bunun karşısında demokrasiden, barıştan, özgürlükten, haktan ve hukuktan yana olacak HDP’nin bundan başka politikası ne olabilir?” dedi.
‘TÜRKİYE İTTİFAKI’ TÜRKİYE’Yİ KAPSAMIYOR
Kubilay Türkiye ittifakı söylemini de eleştirdi: “Türkiye ittifakı diye dile getirilen bakış açısının da Türkiye’yi kapsamadığını düşünüyoruz. O ittifak sadece bugünkü kan kaybetmeye başlayan iktidar blokunu güçlendirmeye yönelik yeni bir dayanak arama çabasıdır. Bunu bulup bulamayacaklarını bilmiyoruz. Bizim sorunumuz da değil. Biz demokrasi kulvarındayız ve bununla ilgileniyoruz.”
ÖCALAN İLE GÖRÜŞME GEÇ KALINMIŞ AMA ÖNEMLİ BİR ADIMDIR
Kubilay şunları dile getirdi: “2 Mayıs’ta Sayın Öcalan avukatlarıyla, 27 temmuz 2011 tarihinden beri 8 yıl sonra 810 başvuru sonrasında bir görüşme gerçekleştirdi. Bu görüşme adımını biz HDP olarak geç kalınmış ama doğru ve önemli bir adım olarak değerlendiriyoruz. Sayın Öcalan ile avukatları arasında yapılan bu görüşmeyi çok değerli ve önemli buluyoruz, bir kez daha altını çizerek söylemek isterim ki avukat görüşmesinin bundan sonra da devam etmesi gerektiği açık şekilde ortadadır. Sayın Öcalan’a bu zamana kadar uygulanan bu mutlak tecrit anayasaya da yasalara da ilgili uluslararası sözleşmelere de aykırı bir uygulamaydı.”
Son Dakika! YSK’dan skandal karar: İstanbul’da seçimler yenilenecek