Dünya
ABD Ulusal Güvenlik Ajansı’nın hack programı hack’lendi


Bilgisayarların şifrelerini kırmak için özel olarak tasarlanan yazılım, kötü amaçlı kişilerin ellerinde.
Microsoft’un Windows işletim sistemine sahip bilgisayarların içerisine girebilmek için ABD Ulusal Güvenlik Ajansı (NSA) tarafından kullanılan güvenlik yazılımı EternalBlue’nun hackerlar tarafından ele geçirildiği ve ABD’de bulunan bazı şehirlere yönelik siber saldırılarda kullanıldığı ortaya çıktı.
NSA çalışanlarınca 5 yıl kadar önce Windows işletim sisteminde tespit edilen açıkları kullanarak sisteme giriş yapan EternalBlue, kurum tarafından istihbarat amaçlı kullanılıyordu. NSA dışına çıkan yazılım; Rusya, Çin ve hatta Kuzey Kore’deki kötü amaçlı kişilerin tehdit karşılığında para talebinde kullanılmak üzere eline geçti.
ABD’de bulunan hastaneler, havalimanları, demiryolları, gemicilik faaliyetleri ve ATM’lerin kullanım dışı kalmasına yol açan yazılım korsanları Baltimore, Maryland’de bulunan devlet dairelerini devre dışı bıraktı ve 100.000 dolar fidye istedi.
Hack’leme yazılımının çalındığını uzun zaman boyunca gizleyen NSA, Shadow Brokers adlı bir grubun EternalBlue’yu internet ortamında yayımlaması sonucunda zorunlu olarak Microsoft’a durumu bildirdi.
Microsoft çalışanlarının EternalBlue’nun kullanıyor olduğu güvenlik açıklarını kapatmak için derhal bir güncelleştirme yayımladığı ancak ABD’deki çoğu bilgisayarın yine de saldırıya açık durumda olduğu belirtiliyor.
Johns Hopkins Üniversitesi siber güvenlik uzmanı Thomas Rid, konuya ilişkin, “Çalınan yazılım dünyanın gelmiş geçmiş en yıkıcı ve en pahalı NSA ihlali” dedi.
Bunlar da ilgini çekebilir
Kılıçdaroğlu’ndan 14 maddelik eğitim teklifi: Yapamıyorsanız biz hazırız
Bill Gates’in babası 94 yaşında hayatını kaybetti
Bill Gates: “Korona aşı çalışmalarına destek yetersiz”
Trump yönetiminden TikTok’a 90 gün süre
TikTok ve WeChat’in sahibi Çinli şirketlerle iş yapılması yasaklandı
ABD Senatosu, ‘TikTok yasağını’ onayladı


Hollanda’da bir süredir gündemi meşgul eden çocuk bakım yardımlarının hatalı yönetilmesi krizi büyüyor. Göçmen ailelerin “dolandırıcı” olarak suçlanması nedeniyle hedef olan hükumet, seçimlere iki ay kala istifa etti.
BOLD – Hollanda’da çifte vatandaşlığa sahip ebeveynlerin kasıtlı bir şekilde dolandırıcılıkla suçlanarak, mağdur edildiğini ortaya çıkaran çocuk bakımı ödeneği skandalı sonrası hükumet istifa etti. Seçimlere 2 ay kala görevi bırakan hükumet, seçimlere kadar salgınla mücadele konusundaki programı uygulamaya devam edecek.
ÖZÜR VE TAZMİNAT YETERLİ OLMADI
BBC Türkçe’de yer alan habere göre Hollanda Meclis Soruşturma Komisyonu, Aralık ayı ortalarında yayımladığı raporda, 2. Mark Rutte Hükumeti (2012-2017) döneminde çifte pasaportlu yaklaşık 30 bin ebeveyne, “eşi görülmemiş adaletsizlik” yapıldığını belirtti. Başbakan Rutte, raporun ardından aileler ve kamuoyundan özür dileyerek mağdur edilen ailelere tazminat ödeneceğini açıkladı. Ancak koalisyon ortağı siyasi partiler, skandalın ekonomik sonuçlarının yanı sıra siyasi sorumluluğunun da üstlenilmesi gerektiğine işaret ederek istifa konusunu gündeme getirdi.
TOPLANTI SONRASI İSTİFA GELDİ
Hükumeti oluşturan 4 siyasi partinin lideri, bir araya gelerek istifa kararını görüştü. Liderler skandalla ilgili siyasi sorumluluğun üstlenilmesini benimsedi. Cuma günkü bakanlar kurulu toplantısı, 2017’den beri görevde olan 3. Rutte hükumetinin son kabine toplantısı oldu.
AİLELER DOLANDIRICI OLARAK SUÇLANDI
Hollanda’da misafir işçi anlaşması kapsamında Türkiye ve Fas kökenli göçmenlerin çifte vatandaşlık hakkı bulunuyor. Ülkede çocuk yardımı alan yabancı kökenli aileler, 2012 yılından itibaren vergi makamları tarafından sıkı bir şekilde araştırmaya tabi tutuldu. Ek başvurularını eksik dolduran ya da az miktarda kişisel katkı ödeyen aileler, vergi dairesi tarafından dolandırıcı olarak suçlandı ve herhangi bir neden göstermeden birçok göçmen ailenin ödeneği kesildi.


Çin’in Doğu Türkistan’daki Uygurlara yönelik baskıcı politikalarının incelendiği bir raporda Pekin’in ‘soykırım yaptığına’ dair kanıtlara ulaşıldığına dikkat çekildi.
BOLD – ABD’nin Çin’deki insan haklarını takip eden, Demokrat ve Cumhuriyetçi Parti’den isimleri bir araya getiren Çin Kongre Yürütme Komisyonu (CECC), Temmuz 2019 ve Temmuz 2020’yi kapsayan yıllık raporunu açıkladı.
Komisyonun raporunda “Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nde “soykırım” olarak da sayılabilecek insanlığa karşı suç işlendiğinin yeni kanıtlarla daha da belirginleştiği” belirtildi. Komisyon ayrıca, Pekin’in baskılarının ABD’deki Uygurlara kadar uzandığını kaydetti.
Çin’in insan hakları ihlallerini son yıllarda ülke sınırlarının dışına da taşıdığı belirtilen rapora göre, Pekin, muhalifleri tehdit etme, sosyal medya hesaplarını engelleme, basına sansür uygulama, akademik özgürlüğü kısıtlama gibi yöntemlerle sadece Doğu Türkistan’da değil, uluslararası çapta kampanya yürütüyor.
Demokrat Partili James P. McGovern ve Cumhuriyetçi senatör Marco Rubio’nun başkanlığını yürüttüğü komisyon, raporda yer alan suçlamalarla ilgili Amerikan hükümetini ivedilikle harekete geçmeye ve Pekin’i sorumlu tutmaya çağırdı.
CECC’nin de referans gösterdiği Alman araştırmacı Adrian Zenz, Çin’in asimilasyon politikasına dair elde edilen kanıtların, “belirli bir grupta doğumları engelleme” gibi kriterleri karşılayarak, bu kanıtların soykırımın en güçlü göstergesi olduğunu rapor etmişti.
Çin’in zorla kısırlaştırma ve kürtaj ile zorunlu doğum kontrol uyguladığının ortaya çıkmasının ardından, geçen temmuz ayında ABD’nin “soykırım” ilan edeceğine dair beklentiler arttırmıştı.
ÇİN’DEKİ TOPLAM KAMPLARI
Çin yönetiminin Doğu Türkistan’daki asimilasyon kampanyası kapsamında, Birleşmiş Milletler verilerine göre Uygur, Kazak ve Kırgız azınlıklardan 1 milyon Müslüman toplama kamplarında tutuluyor.
Daha öncede hazırlanan çok sayıda raporda insanlığa karşı suç işlemekle suçlanan Pekin ise suçlamaları reddediyor.
Almanya’da İslam karşıtlığıyla mücadele teklifine Federal Meclis’ten ret


Bosna-Hersek’teki Lipa sığınmacı kampı ve çevresinde bin 900 sığınmacının eksi 15 dereceyi bulan sıcaklıkta dışarıda uyumak zorunda kaldığı bildirildi. Brüksel, yaşananlar dolayısıyla Bosna-Hersek yönetimini suçladı
BOLD – Bosna-Hersek’teki Lipa sığınmacı kampı ve çevresinde bin 900 sığınmacının eksi 15 dereceyi bulan sıcaklıkta dışarıda uyumak zorunda kaldığı bildirildi. Avrupa Birliği (AB) bu durumdan Bosnalı yetkilileri sorumlu tutuyor.
Alman Die Welt gazetesi, AB’nin bir iç raporuna dayandırdığı haberinde bazı sığınmacıların Kovid-19 semptomları gösterdiğini aktardı.
Avrupa Birliği adayı Bosna-Hersek’teki sığınmacıların durumu uzun süredir eleştiriliyor. AB verilerine göre Bosna Hersek’te 8 bin sığınmacı bulunuyor. Bosna-Hersek’in Hırvatistan, dolayısıyla Avrupa Birliği (AB) sınırında bulunan Lipa kampı Noel’e bir gün kala kapatılmıştı.
Raporda ayrıca Bosna Ordusu tarafından sağlanan ısıtmalı çadırların iyi durumda olmadığı belirtilerek “Sığınmacılar çadırdaki deliklerden su girdiğinden ve ısıtma sisteminin benzinle çalışmasından dolayı hava kirliliği yarattığı ve havalandırma olmamasından şikayet ediyor” denildi. Sığınmacılar başlattıkları açlık grevini 5 Ocak’ta sonlandırmıştı.
AB raporunda Bosnalı yetkililer bu durumdan sorumlu tutulurken, Bosnalı yetkililerin gerekli finansman sağlandığı halde AB ve uluslararası ortaklar tarafından verilen tavsiye ve değerlendirmeleri dikkate almadığına dikkat çekiliyor.
Ancak Avrupa Parlamentosu’nda Yeşiller grubu başkanı olan Ska Keller AB’nin de bu sorunda payı olduğunu düşünüyor. Keller Bosna’da mahsur kalan sığınmacıların Hırvatistan’dan şiddet zoruyla ve yasa dışı yollardan geri gönderildiğini belirterek Hırvatistan’ı buna son vermeye çağırdı. Keller AB’nin sığınmacıların “insani olmayan koşullarına gözünü kapatmaması” gerektiğini kaydetti.


Hükumet bütçe açığını 10 yılda ona katladı


Tepkiler sonrası WhatsApp, yeni gizlilik sözleşmesini 3 ay erteledi


Emekliye her gün zam müjdesi veren Takvim gazetesi kapanıyor
Popular
- BOLD ÖZEL2 gün önce
4. evre kanser hastası Leyla Kurt: Simasını unutmamak için eşimin fotoğrafını karşıma astım
- Gündem17 saat önce
Kerime öğretmenin çığlığı: Ruhen ve bedenen iflasın eşiğine geldim
- Gündem1 gün önce
Erdoğan’ı aşılayan doktorun İmamoğlu’na benzerliği sosyal medyayı salladı
- Gündem1 gün önce
Teşkilata 30 bin Pfizer gelmiş diyorlar ne iş
- Videohaber2 gün önce
Whatsapp’tan kaçanlar soruyor: Hangi program daha güvenli?
- Politika2 gün önce
Siyasi liderler imaj telaşında
- Gündem2 gün önce
Kültürhane’nin mimarı Barış Akademisyenleri’nden ‘ufka bakma durağı’
- Medya2 gün önce
Gazeteci Sevim Gözay hayatını kaybetti