CHP İzmir Milletvekili Selin Sayek Böke, “Bu iktidarın bilerek ve isteyerek kurduğu düzenin sonucunu yaşıyoruz. Merkez Bankası aracılıyla yapılan bu hamleler kendi kurduğu düzenin artık yönetemediğini gösteriyor” dedi.
RS FM’de yayınlanan Yavuz Oğhan’a konuşan Böke, Türk Lirası’na dair güveni iktidarın yarattığı güvensizliğin yıktığını belirtti.
Ekonomide son dönemlerde atılan küçük hamlelerin ekonomisinin kaynaklarının bu iktidar tarafından tüketildiğinin itirafı olduğunu savunan CHP Milletvekili, “Şimdi kaynak ihtiyacını karşılamak için küçük küçük hamleler yapıyorlar. Bu hamlelerin küçüklüğü ekonomiye olan güvenin sarsılmasına neden oluyor. Var olan güvensizliği, güvensizliğin doğurduğu istikrarsızlığı hızlandırıp derinleştiriyor tedirginliği arttırıyor” diye konuştu.
İKTİDAR, HUKUK VE DEMOKRASİ YIKIMI YAPTI
İktidar iki büyük kötülük yaptığını ileri süren Böke söyle konuştu:
“Bincisi kaynağa ulaşmayı zorlaştıran ağır hukuksuzluklar ve ciddi demokrasi yıkımı yaptı, Hiçbir ekonomik aktör üretici yada tüketici kendi haklarının korunmadığı bir zemin yaratıldı.448 milyar dolara dış borç var, bir yıl içinde kısa vadeli 180 milyar dolar ödememiz gerek bu paranın geri ödenemeyeceğine dair endişeler arttıkça yeniden borçla kapatmak maliyetin artmasına yada imkansız hale gelmesine yol açıyor. İç yatırımcı için de büyük bir tedirginlik var döviz cinsi mevduat 180 milyar doları aştı.
İkinci kötülük ise, erişebildiği kaynakları gelir yaratıcı faaliyetlere aktarmadı. 448 milyar dolar borçlandığımız parayı götürüp betona gömmüşüz. Şuan hukuksuzca kurulmuş rantçı düzen borçlarını ödeyemeyeceğine dair endişeler artıyor. Mesela Merkez Bankasının yaptığı hamleler dolar tutmayı cezalandırmak üzerine kurulmuş hâlbuki TL’den kaçışı engellemek için biraz kafa yorulsa bütün bunlara ihtiyaç duyulmaz.”
DÜZENİN DEĞİŞMESİ KAÇINILMAZ
Türkiye’de yaşanan krizin bir güven krizi olduğunu ve güveni yaratacak olan şeyin hukuk ve demokrasi olduğunu söyleyen Böke, “Bu düzeni yıkan hükümetten tekrar güven sağlayıcı yapısal adımlar atması beklenemez. İktidarın zorbalık ve baskı kullandığına bakmayın, aslında çok zayıf, hükümetin kullanacağı alanlar daraldıkça baskı uyguluyor ama bu düzenin değişmesi kaçınılmaz” ifadesini kullandı.
Küçük adımlar günü kurtaracak adımlarında kalmadığını gösteriyor. Yapmamız gereken iş kurallı işleyen bir düzene dönmemiz gerekiyor bu da hukuku gerektiriyor, herkese eşit davranan devlet anlayışını gerektiriyor karar alabilen kurumları gerektiriyor. Kurumların yerine keyfi kararlar veren şahsileşmiş yapılar var.
KAMU BANKALARINA GÖREV ZARARI YAZACAK YÖNETİCİLER ATANIYOR
Kamu bankaları ekonomiye müdahale aracı olarak kullanıldığını iddia eden Böke şunları kaydetti:
“İssizlik sigorta fonundan alınan 11 milyar lira kamu bankalarına aktarılıyor buradan verilen kredilerle Demirören grubuna kredi verilerek medya sahibi yapılıyor. Türkiye’nin 2001’de yaşadığı krizin tekrarını yaşamak her şey yapıyoruz. Kamu bankalarının başına görev zararı yazacak yöneticiler atıyorlar. Bu dönemde piyasaları kamu bankaları aracılıyla yönlendiriyorlar merkez bankasında para kalmadığı için kamu bankalarına uluslararası piyasalardan yüksek maliyetle dolar satıyorlar.”