İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, “Türkiye’nin tekrar makul faiz maliyetlerine dönmesi, dövizdeki volatilitenin (oynaklık) düşmesi çok önemli. Burada artık yolun sonuna maalesef gelmiş durumdayız. Türkiye’nin sanayisinin kendini fonlama yönteminin kökünden değişmesi gerekiyor” dedi.
İSO tarafından hazırlanan “Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu” 2018 yılı araştırması sonuçlarının açıklandığı toplantıda gazetecilerin sorularını yanıtlayan Bahçıvan, Türkiye’deki finansman sorununun son 5-6 yıldır sürdüğünü ve temel konular arasında yer aldığını kaydetti.
Bu yapının düzelmesi adına birtakım yapısal sorunların ortaya konulması gerektiğini belirten Bahçıvan, Türkiye’de nitelikli sanayinin ve üretimin gerçekleşmesi adına yıllardır Kalkınma Bankası kurulması gerektiğini söylediklerini ve bu konuda çok güzel gelişmelerin yaşandığını ifade etti.
“YOLUN SONUNA GELDİK”
Bahçıvan, bu konuda sermaye piyasalarının güçlenmesi, şirketlerin borsaya açılması ve öz kaynağını güçlendirecek yöntemleri hayata geçirmenin çok önemli olduğuna dikkati çekerek, “Artık şu çok net; Türkiye’deki mevcut bankacılık yapısı, bankalarımızın mevcut mevduat vadeleri ve o vadelerin maliyetiyle Türk sanayisinin kendisini döndürmesi kolay değil. Burada artık yolun sonuna maalesef gelmiş durumdayız. Zaten bankalarımız da bu durumdan çok hoşnut değil. Sanayicinin de hoşnut olmadığı ortada” ifadelerini kullandı.
Artık sanayicilerin de bakış açısını değiştirmesi gerektiğini belirten Bahçıvan, sanayi firmalarının da yapısallık adına kendisini değiştirmesi, kaynakları daha verimli kullanması, ortaklıklarda daha radikal çalışmaların oluşmasının önem taşıdığını kaydetti.
Bahçıvan, bir soru üzerine İSO 500 içerisinde kambiyo karı kadar kambiyo zararı da olduğunu, kur tarafını olumlu yönetenler içerisinde güçlü döviz kazançları sağlayanlar bulunduğunu söyledi.
Finansal istikrarın önemine işaret eden Bahçıvan, Türkiye’nin finansal istikrardan asla taviz vermemesi gerektiğini vurguladı.
Bahçıvan, devlet teşviklerinin istihdama olumlu etki yapıp yapmadığına ilişkin bir soru üzerine, 2018’de İSO 500’ün istihdamının arttığını, bunda teşviklerin olumlu etkisinin bulunduğunu söyledi.
Son 5-6 yıldır Ar-Ge alanında önemli ölçümler yaptıklarını ifade eden Bahçıvan, bu alandaki yükseliş ve yüksek teknolojili üretimin artış oranındaki yüksekliğin memnuniyet verici olduğunu kaydetti.
“SANAYİNİN KENDİNİ FONLAMA YÖNTEMİ KÖKÜNDEN DEĞİŞMELİ”
Bahçıvan, inşaat sektörüne son yıllarda bankalar tarafından aktarılan yüksek finansmanı eleştirdi.
Finansal istikrarın sağlanmasına ilişkin bir soru üzerine Bahçıvan, “Finansal istikrarın sağlanıyor olması çok önemli. Türkiye’nin tekrar makul faiz maliyetlerine dönmesi, dövizdeki volatilitenin düşmesi çok önemli” dedi.
Finansal istikrarın iyi olduğu dönemde bile bu konudaki giderlerinin yüksek olduğunu vurgulayan Bahçıvan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu yüzden Türkiye’nin sanayisinin kendini fonlama yönteminin kökünden değişmesi gerekiyor. Sermaye piyasalarını daha açık hale getirmek, şirketlerin ölçek anlamındaki beraberliklerini, satın almalarını çok daha güçlü gündeme getirmelerini düşünmek…
Sadece kendini banka kaynaklarından beslemek yerine farklı alanlara dönüşüm yapmak gerekiyor. Türkiye’de belli sektörlerin artık uzun vadeli, TL bazlı fonla fonlanıyor olması gelecek adına umut verecek bir gelişme. İnşallah Kalkınma Bankası bu konudaki desteğini yaparsa bu konuda bir başka uzun vadeli kaynak şansı doğmuş olacak.”
“ŞİRKETLERİN EN KIYMETLİ ELEMAN VE DANIŞMANLARININ FİNANS DEPARTMANINDA OLMASI GEREKİYOR”
Bahçıvan, yine bir soru üzerine, “Yatırım yaparken, üretim yaparken, pazar ararken, iş yaparken harcanan emek, buradaki insan kaynağına verilen değer; iş finansmana geldiği zaman yeteri kadar gösterilmiyor. Benim bütün sanayici dostlarıma en önemli tavsiyem; şirketlerinizin en kıymetli eleman ve danışmanlarının finans departmanında olması gerçeği… Finansman artık hayatımızda en çok düşünülmesi ve değer yaratılması gereken birim. Kendimizin de yapacakları ev ödevleri var” şeklinde konuştu.