Halfeti’de köylüler kendilerine yapılan işkenceleri cesurca anlatmaya devam ediyor. İki kadından sonra 8 kişi daha yaşadıkları dehşeti anlattı. 90’ların tüm yöntemleri hortlamış…
BOLD-Urfa’nın Halfeti ve Bozova ilçelerine bağlı dört mahallerde yapılan ev baskınlarında aralarında çocukların da olduğu 51 kişi gözaltına alındı. Daha evlerinde maruz kalmaya başladıkları işkence, götürüldükleri jandarma karakolu ve emniyette devam ederken, Gaziantep Barosu işkenceyi yerinde araştırdı ve raporlaştırdı.Günlerce süren darp, hakaret, elektrik, falaka ve Filistin askısı gibi işkencelere maruz kalan gözaltındaki erkek ve kadınların görüntülerini bizzat kolluk kuvvetleri paylaştı.
İŞKENCE RAPORU VE ŞİKAYETLERE RAĞMEN RESMİ ADIM YOK
Gaziantep Barosu’nun raporu, işkence görenlerin hakim önündeki beyanları ve yaptıkları suç duyurularına rağmen, işkence yapan devlet görevlileri hakkında hiçbir resmi adım atılmadı. Buna karşın işkenceye maruz kalan 51 kişiden 13’ü “örgüt üyesi” oldukları iddiasıyla tutuklandı.Serbest kalan mağdurlar, kendilerinden öncekiler gibi gördükleri işkenceyi Mezopotamya Ajansı’na anlattı. Yaşadıklarını “insanlık dışı” olarak tanımlayan mağdurların tek isteği, kendilerine bu zulmü reva görenlerin yargılanması.
FALAKADAN AYAKLARIM PATLADI DOKTOR DİKİŞ ATTI DARP RAPORU VERMEDİ
Uğur Yıldırım: “Sabah saat 04.30 gibi evimden babam ve akrabalarımla birlikte gözaltına alındım. Yaylak Jandarma Karakolu’nda kelepçeli halde tekme ve silah dipçiği ile darp edildim, küfür ve hakaretlere maruz kaldım. Karakolda askerler tarafından ayaklarım patlayıncaya kadar işkence edildim. 5-6 saat burada bekletildikten sonra hastaneye götürdüler. Hastanede ayaklarıma dikiş atıldı. Ancak orada bulunan doktor tarafından bana darp raporu verilmedi. Ardından Urfa TEM Şube’ye getirildik. Buradaki polisler ayaklarıma bastıkları için dikişlerim yeniden patladı.”
3 GÜN BOYUNCA ELEKTRİK VERDİLER
Emin Zincirkıran: “Gözaltına alındığım andan itibaren işkence araç içinde başladı. Yaylak Jandarma Karakolu’nda devam etti. Burada onlarca diğer kişilerle birlikte ters kelepçelenerek, yüzüstü yere yatırıldım ve darp edildim. TEM Şube’ye götürülmeden önce ise hastaneye götürüldük. Burada doktora darp edildiğimizi söylememize rağmen muayene edilmeden rapor düzenlendi.
TEM Şube’de hücreden alıp gözlerimi siyah bir bantla bağladılar. Ardından kafama siyah bir çuval geçirip çuvalı bağladılar. Bu şekilde ikinci kata çıkardılar. Burada ellerimi arkadan bağlayıp üzerimi çıkardılar. Bir polis ellerimi çekip sırtıma basarken, diğeri cinsel organıma bir şeyler taktı. Aradan kısa bir süre sonra vücudum birden sarsıldı. O an bana elektrik veriliğini anladım. Bu şekilde 3 gün boyunca işkence yaptılar ve her seans 30-40 dakika sürüyordu. Ardından bir gece Urfa Barosu’ndan avukatların geldi. O günden sonra fiziki işkencenin son bulduğunu ancak psikolojik işkencenin adliye içinde bile devam ettiğini söyleyebilirim. Bunu yapanların peşini bırakmayacağım ve şikâyetçiyim.”
YÜZÜM MOSMOR OLDU KULAĞIM HALA DUYMUYOR
Feyzi Zincirkıran: “İşkenceden dolayı yüzüm mosmor oldu. Sağ kulağım halen duyma kaybı yaşıyor. Sağlık kontrolü için hastaneye götürüldüğümüzde korkudan darp edildiğimizi söyleymedim bile.”
GİYSİLERİM PARAMPARÇA HER YANIM KANLIYDI DARP YOK RAPORU VERİLDİ
Feyzullah Gül: “Şiddet gözaltına alındığım anda başladı. Hastaneye gittiğimde giysilerim parçalanmış ve vücudumun farklı noktalarından kan akıyordu. Doktor bizi dinlemeden odadan çıkartıp, darp yok raporu verdi.”
İÇ ÇAMAŞIRIMI AĞZIMA TIKAYIP ELEKTRİK VERDİLER
Abdullah Polat: “Sabaha karşı saat 03.00 sıralarında zırhlı araçlarla ablukaya alınan evimden gözaltına alındım. TEM Şube’de gözlerim bağlanıp, kafama çuval geçirdiler. Binanın ikinci katına çıkarıldım. Burada çırıl çıplak soyulduktan sonra ellerim tekrar arkadan kelepçelenip, ağzıma iç çamaşırım tıkıldı. Sonra da elektrik vermeye başladılar. Bir yandan elektrik veriyorlardı bir yanda da küfür ediyorlardı. Bu şekilde işkence 40 dakika kadar sürdü. 2 ya da 3 gün boyunca bu şekilde işkence gördüm.”
İŞKENCE YAPANLAR İNSAN DEĞİLDİ
Muhammed Sait Çiftçi: “TEM şubede geçen her saniye işkenceydi. Bize yaşatılan şeyler insanlık dışıydı. Bu yapılanların hesabının mutlaka sorulması gerekiyor. İşkenceciler insan değildi ve mutlaka yargılanmaları için elimden geleni yapacağım.”
ADLİYE KORİDORUNA KADAR İŞKENCE
Tacettin Gül: “12 gün boyunca gözaltında kaldım. Özellikle ilk 3 günü darp, falaka ve elektrik işkencesi ile geçti. Bu durumun dışarıda duyulması ile birlikte ise, fiziki işkencenin yerini psikolojik baskı başladı. Adliye koridorları ve mahkeme salonunda dahi bu yaklaşım devam etti.”
AYAKLARIMDAN PANZERİN ARKASINA BAĞLADILAR
Mustafa Yıldırım: “Evimiz sabaha karşı saat 04.00 gibi polis ve askerler tarafından sarıldı. İçeriye girmeleri ile bilikte herkesi darp etmeye başladılar. Beni ise sürükleyerek dışarı çıkardılar ve evin avlusunda darp etmeye başladılar. Sonrasında bazı polisler beni panzerin yanına götürdü. Ayaklarımdan tutup beni panzere bağladılar. Bana ‘Seni ibret olsun diye köy içinde sürükleyeceğiz’ dediler. O sırada diğer polisler buna engel oldu. Ardından Yaylak Jandarma Karakolu’na götürdüler. İşkence burada devam etti. Birkaç saat sonra Urfa TEM Şube’ye getirildik. Şubede ilk 3 gün boyunca elektrik verdiler. Urfa Barosu ve avukatların TEM’de bizi ziyaret ettikten sonra işkence kesildi.”
https://boldmedya.com/2019/05/26/ruken-deniz-ve-rabia-alakus-gordukleri-iskenceleri-anlattilar/