Ali Babacan’ın kuracağı partide yer alacağı konuşulan Anayasa Mahkemesi eski Başkanı Haşim Kılıç, yargının siyasi öfkenin bir silahı olarak kullanıldığını söyledi.
BOLD – Sivil Siyaset Hareketi, eski Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’la yapılan röportajın ikinci bölümünü yayınladı. Kılıç yargıda yaşanan hukuksuzluklara işaret etti.
367 İNSAN AKLIYLA ALAY EDEN BİR KARARDI
Kılıç, 2007 yılında Cumhurbaşkanlığına aday olan AKP’li Abdullah Gül’le ilgili Meclis’ten çıkan “376 oy gerekir” kararını eleştirdi. “Hukuk tarihimizde insan aklıyla alay edilen en talihsiz karar olarak da niteleyebilirsiniz” dedi.
AYM KARARINA MUHALEFET ŞERHİ YAZDIM
Bu kararın saygıyı hak etmediğini söyleyen Kılıç, AYM’nin 1 Mayıs 2007 günü verilen kararına karşı ise muhalefet şerhi kullandığını hatırlattı. “İnanıyorum ki kararda imzası olan bir kısım üyelerimizin karar öncesi yaşadıklarını hukuk tarihine açıklamak gibi vicdani bir yükümlülüğü kendileri yerine getireceklerdir” diye konuştu.
HAK EKSENİNDEN ÇIKAN KARARLARI HALK DÜZELTİYOR
Haşim Kılıç, hukuk tarihinin hak ekseninden çıkılarak verilmiş kararların halkın iradesiyle düzeltildiği olaylarla dolu olduğunu belirtti. Kılıç şunları söyledi:
“AYM’nin TBMM’nin Cumhurbaşkanı seçebilmesi için toplantı nisabının 367 oy olması gerektiği kararı kamu vicdanını ikna edemediği için yapılan erken seçimde halkın iradesi, vesayet odaklarını hizaya sokmuştur. Tıpkı 2019 yılında yapılan mahalli seçimlerde YSK’nın İstanbul bölgesiyle ilgili verdiği karara karşı yenilenen seçimde durumdan vazife çıkaranların halktan gerekli cevabı aldığı gibi…”
İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNÜ YOK EDEN ANLAYIŞ
Cumhuriyet kurulduğundan beri yargının, siyasi öfkenin silahı olarak kullanıldığını ve halen de kullanılmaya devam edildiğini ifade eden Kılıç, şöyle devam etti:
“Dün bir siyasetçinin şiir okuduğu gerekçesiyle politik hayatının bitirilmesine karar veren anlayışla, bugün terörü övme ya da hakaret suçunun içine gizleyerek ifade özgürlüğünü yok eden anlayış sahipleri arasında fark yoktur. Siyasi söylemleri ve eleştirileri kolayca suça dönüştürebilen yargı organlarının kararları sorun olmaya halen devam etmektedir.”
BİZİM MAHALLEDEN ANLAYIŞI ÜLKEYİ FELAKETE SÜRÜKLEDİ
Kılıç, 2010 yılında gerçekleşen 26 maddelik anayasa değişikliğiyle tarafsız ve bağımsız bir yargı hayalinin gerçekleşemediğine dikkat çekti ve şu değerlendirmelerde bulundu:
“Kurul halinde çalışan bütün kurumların yapısında ‘çoğulculuğu sağlayacak’ bir seçim düzeninin oluşturulması, bağımsız bir yargının da olmazsa olmaz koşuludur. Geçmişte yapılan tercihlerde ‘bizim mahalleden’ anlayışının ülkemizi nasıl felaketlere sürüklediği her kesimden vatandaşın tanık olduğu acı gerçeklerdir. Kurullarda yer alacak farklı düşüncelerin oluşturduğu çoğulcu yapı, dengeleyici ve denetleyici niteliğiyle tarafsızlığın sağlanmasında olumlu katkılar da sunacaktır.”
CHP’den karma komisyon önerisi: Terör suçlarına şiddet kriteri getirilmeli