Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink cinayetine ilişkin kamu görevlilerinin yargılandığı davada konuşan dönemin Vali Yardımcısı Ergun Güngör, “Valinin ‘olur’ vermesiyle bu görüşme gerçekleşti” dedi.
BOLD – Hrant Dink cinayetine ilişkin aralarında dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler, Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi eski müdürlerinden Ramazan Akyürek, Sabri Uzun, Engin Dinç, Trabzon İl Alay Komutanı Ali Öz’ün de bulunduğu 76 sanıklı davada, dönemin İstanbul Vali Yardımcısı Ergun Güngör tanık olarak dinlendi. Güngör, görüşmenin Dönemin Valisi Muammer Güler’in izniyle gerçekleştiğini anlattı.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya, tutuklu sanık eski emniyet müdürü Ramazan Akyürek ve sanık Muharrem Demirkale’nin cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı. Duruşmada Ali Öz ve Ahmet İlhan Güler’in aralarında bulunduğu 4 tutuksuz sanık ile sanık avukatları ve Dink ailesinin avukatları da duruşmada hazır bulundu. Duruşmada, 24 Şubat 2004’te Hrant Dink ile İstanbul Valiliği’nde görüşme yapan dönemin İstanbul Vali Yardımcısı Ergun Güngör tanık olarak dinlendi.
“DİNK’LE GÖRÜŞME MİT’İN TALEBİ ÜZERİNE OLDU”
Bursa’dan SEGBİS yoluyla duruşmaya katılan Güngör, Bursa Vali Yardımcılığı’ndan Balıkesir Vali Yardımcılığı’na atandığını ancak halen Bursa’da ikamet ettiğini belirtti. 2002-2008 yıllarında İstanbul Vali Yardımcısı olarak çalıştığını kaydeden Ergun Güngör, MİT’in talebi üzerine Hrant Dink ile görüşme gerçekleştiğini anlattı. Güngör, “Ocak 2004’te Ermeni Patriği Mesrob Mutafyan’ın Ermeni okullarının hedef gösterildiği gerekçesiyle müracaat etmesi üzerine, bir şahıs yakalanarak gözaltına alınmıştı. Daha sonra Agos’ta Dink tarafından Sabiha Gökçen’in Ermeni asıllı olduğuna dair yazılan yazı toplumda infial yaratmıştı. Bu gelişmeler üzerine istihbarat biriminin talebiyle bu konuda oluşan hassasiyeti konuşmak üzere görüşme oldu” dedi.
MİT GÖREVLİLERİNİ AKRABAM DİYE TANITTIM
Azınlıklardan sorumlu vali yardımcısı olması sebebiyle görüşmenin kendi odasında yapılmasının talep edildiğini ifade eden Güngör, “MİT görevlileri Özel Yılmaz ve Handan Selçuk talep edince ben de valinin izni ve talimatı olmadan bu görüşmenin olamayacağını söyledim. Valinin (dönemin valisi Muammer Güler) ‘olur’ vermesiyle bu görüşme gerçekleşti. Hrant Dink’i telefonla aradım. Habere konu bilgi ve belgeleri görmek istediğimizi belirttim ve davet ettim. Bu arada istihbarat görevlilerine, ‘Sizi ne diye tanıtayım?’ dedim. ‘Arkadaş veya yakınım olduklarını söylememi istediler. Hrant Dink geldiğinde, Özel Bey ve Handan Hanım da içerdeydiler. Dink’e, akrabalarımın da olduğunu sakıncası olup olmadığını sordum. Sakınca olmadığını söyledi. Sabiha Gökçen haberlerinin kamuoyunda infial yarattığını söyledim. Ermeni cemaaat ve kurumlarını yönelik tehdit oluşturabileceğini söyledim. Hrant Dink de daha sonra yazısında bu görüşmeyi yazdı. Aynen yazdığı gibi bir görüşme oldu. Yazısında benim nezaketli üslubumu dile getirdi. Asla tehdit veya gözdağı iması bile söz konusu değildir” dedi.
‘YAZILARINA DİKKAT ET’ DENMİŞ
Dink’in habere ilişkin evrakları bırakıp gittiğini kaydeden Güngör, “Evrakları MİT görevlileri aldılar. Bilgi ve hassasiyet paylaşımında bulunuldu. Bu görüşme öldürülmeden 2 yıl 11 ay önce oldu. Ancak Dink, görüşmeyle ilgili yazıyı bir hafta önce yazdığı için kamuoyunda Dink’in tehdit edildiği şeklinde algı oldu. Bunlar bizi zor duruma soktu. Görüşme, resmi nezaket çerçevesinde oldu” diye konuştu. Ergun Güngör, ‘Hrant Dink’e bu tarihten sonra gelen tehditlerden haberiniz var mıydı’ sorusuna, “Yoktu” yanıtını veren vali yardımcısı, “Korunması benim sorumluluğumda değil. İstihbarat raporları kapalı zarf içerisinde valiye aktarılır. Tarafımıza bilgi sunulmaz. Vazifem bu görüşmeyi sağlamakla tamamlandı” dedi. Güngör, mahkeme başkanının “Görüşmede Dink’in hedef olabileceği söylendi mi?” şeklindeki sorusuna “Hayır. Ermeni cemaatine yönelik hassasiyet oluşabileceği, kitlesel tepkilerin önlenmesi amacıyla Dink’in yazılarına dikkat etmesi şeklindeydi” diye cevap verdi. Güngör, Hrant Dink’in bu görüşmeyi 12 Ocak’ta Agos gazetesine yazmasına ilişkin ise “Bu görüşmeyi yazdı. O tarihten itibaren çok güç durumda kaldık. Yıllardır bunun sıkıntılarını yaşıyorum” dedi.
“NEDEN AKRABA DİYE TANITILDILAR?”
Dink ailesinin avukatı Hakan Bakırcıoğlu da “MİT mensuplarının neden akraba olarak tanıtıldığı” sorusu üzerine Ergun Güngör, “Ben ‘ne diye tanıtayım’, deyince ‘Onlar arkadaş veya yakınım’ deyince o an ‘akrabalarım’ dedim. Neden bu şekilde dediklerine yönelik açıklamada bulunmadılar. Ben de sormadım. Bilemiyorum. MİT Yasası’nın kendine has özellikler var. Biz ev sahipliği yaptık. Hrant Dink de kimliklerini sormadı, nezaketli bir görüşme oldu” diye cevap verdi. Ergun Güngör’ün ifadesinin tamamlamasının ardından duruşmaya ara verildi.
PAYLAN: ADALET ORTAYA ÇIKMIYOR
Duruşmadan önce Artı TV’ye konuşan HDP Milletvekili Garo Paylan, “Hrant Dink katledileli 12 yıl oldu. Biz 95’inci kez adalet saraylarının önündeyiz. 12 yıldır ‘öldür diyenler yargılansın’ dedik ama maalesef önümüze Pelitli’deki bazı gençleri attılar. Bir çeteyi attılar. Burada sanıklar dalga geçer gibi yargılanıyor. Etkin yargılama yok. Adalet ortaya çıkmıyor. Tanıklar da sanıklar da bildiklerini söylemeliler” dedi