Almanya Federal Parlamentosu Milletvekili Memet Kılıç, Adalet Yürüyüşü’ne katılan CHP’li siyasetçilerin telefonlarının casus yazılımla halen takip edilebileceğini söyledi. ‘Şantaj’ uyarısında bulundu.
BOLD – Adalet Yürüyüşü ve Anayasa referandumunun yapıldığı 2017 yılında Alman yapımı bir virüsün ‘muhalif isimlerin’ telefonunu hedef aldığı iddia edilmişti. Münih Savcılığı, Finfisher isimli bir siber araştırma şirketi tarafından geliştirilen Finspy isimli bu programın yazılımının ve ekipmanının yasa dışı yollarla Türkiye’ye ihraç edilmesiyle ilgili bir soruşturma başlattı.
UZAKTAN MESAJ ATABİLİR
Konuyu iddiaların ilk ortaya atıldığı 2017 yılından bu yana özenle takip eden Almanya Federal Parlamentosu 17. Dönem Yeşiller Milletvekili ve İçişleri Komisyonu Üyesi Memet Kılıç, T24’e yaptığı açıklamalarda Adalet Yürüyüşü sırasında telefonlara bulaşan virüsün hâlâ aktif olabileceğini kaydetti.
Virüsün telefondaki bütün bilgileri takip etmesinin yanı sıra programı kontrol eden kişinin yazılımın yüklendiği telefondan uzaktan mesaj atabileceği iddialarını gündeme getiren Kılıç, bu özelliğin rahatlıkla şantaj için kullanılabileceğine dikkati çekti.
SAHTE BİR HABER UYGULAMASI KULLANILDI
Gündeme geldiği ilk dönemde programın ‘muhalif’ bir haber sitesinin arayüzü kullanılarak telefonlara bulaştırıldığı iddia edilmişti. Kılıç, programın telefonlara girmesi için “Cumhuriyet Halk Partisi tarafından üretilen ve Adalet Yürüyüşü’nü takip ettiği iddia edilen “sahte” bir haber uygulamasının kullanıldığını ifade ediyor. Kılıç’a göre virüs, Adalet Yürüyüşü hakkındaki gelişmeleri takip etmek isteyen gazetecilerin telefonuna da bulaşmış olabilir.
Almanya’nın bahsi geçen programın başka bir devlete satılmasını onaylamadığını açıkladığının altını çizen Kılıç, bu sebepten dolayı da suçlu bulunurlarsa Finfisher şirketinin sahiplerinin Almanya Dış Ticaret Yasası’nın 18. maddesi uyarınca hapis cezası alabileceğini belirtiyor. Siyasi kimliğinin yanı sıra Karlsruhe ve Ankara barolarının da üyesi bir avukat olan Kılıç, konuştuğu birçok Alman siyasetçinin programın direkt olarak veya taşeron bir şirket aracılığıyla Türk hükumeti tarafından satın alındığını düşündüğünü aktardı.
Kılıç’ın T24’e yaptığı açıklamanın bir bölümü şöyle:
Finfisher şirketinden bahsediyoruz değil mi?
Finspy onların bir programı, şirketin ismi Finsfisher. Finspy ise o ürettikleri casusluk ürünü. Casusluk kodu. Bunu satıyorlar ve bunun dahil olduğu bir program indirildiğinde o program ile bütün komünikasyon ağlarına ulaşabiliyorlar. Adres defterlerine ulaşabiliyorlar hatta kontrol ediyorlar, oradan bir mesaj gönderebiliyorlar, bütün mesajları okuyabiliyorlar.”
Adalet Yürüyüşü’ne katılanları gözetleme dürtüsüyle hareket edenin daha çok hükümet olduğu konuşuluyor muhalifleri sindirmek için ama tabii bilemeyiz. Bu sebepten de tabii hükümet mi aldı, birilerini taşeron olarak mı kullandı, yoksa başka bir şey mi; bunu görmek soruşturma sonuçlanırsa mümkün olacak.
SAHTE BİR SİTEYLE BULAŞTIRDILAR
Süddeutsche Zeitung’da yer alan bir haberde bir haber sitesi arayüzü kullanıldığından söz ediliyor, daha çok muhalif yayınlar yapan. Bu site hakkında bir bilginiz var mı, gerçekten bir sitenin arayüzü mü kullanıldı? Yoksa başka türlü bir aldatma mı uygulandı, telefonlara nasıl sokuldu bu virüs?
Evet orada bir site kurmuşlar.Yapılan araştırmalar o sitenin tamamen Türkiye’de kurulmuş olan bir site olduğunu belirtiyor. Yani başka bir ülkede kurulup da halkın kullanımına, muhalefetin kullanımına sunulan bir site değil. Ancak sahte bir siteymiş. Adalet Yürüyüşü için kurmuşlar, sanki Cumhuriyet Halk Partisi kurmuş gibi bir izlenim yaratmışlar. O siteye girip de programı indirenlerin telefonlarına ulaşmak böylece mümkün olmuş. Bu çerçevede de sadece muhalefete ulaşıldığının düşünülmemesi gerekir, belki aynı siteden gazeteciler de yararlandı. Çünkü gazeteciler de bilmek isterler nerede ne oluyor. Onlar da bu programı diyelim indirdilerse, onların da bütün bilgilerine ulaşılmıştır, öyle gözüküyor.
TELEFONU RAHATLIKLA DİNLEYEBİLİYOR
Bu programı indirmiş olanların telefonunda hala virüs barınıyor olma ihtimali var mı?
Evet, var. Çünkü o program deaktive edilmiş veya temizlenmiş değil. Ayrıca hiç kimse kendi telefonunda bir arıza falan da hissetmiyor. Telefon normal işliyor ama program arka planda bu telefonun içerisinde ne kadar bilgi varsa ulaşabiliyor veya ondan sonra yapılan telefon görüşmelerini dinleyebiliyorlar rahatlıkla. E-postaları okuyabiliyorlar, WhatsApp mesajlarını okuyabiliyorlar; yani yapamayacakları yok. Hatta o telefondan bir yere mesaj bile gönderebiliyorlar.
ÖZEL HAYATI ELE GEÇİRİLMİŞ OLABİLİR
Bu programın telefona inmesinin bir siyasetçi için sonuçları sizce nereye varabilir? Veya bunu indiren herhangi bir insan için ne kadar kötüye kullanılabilir bir teknoloji bu?
Mağdur olan kişi farkına varmadan tüm özel hayatı ele geçirilmiş olabilir. Bu kişilere şantaj yapmak da kolay olabilir. Bu kişi önemli bir derneğin başkanı da olabilir, siyasette önemli rolü olan biri de olabilir veya bir sivil toplum, bir meslek örgütünün önemli bir üyesi de olabilir. Bu kişileri bu özel bilgileri ile etki altına almak, şantaj yapmak mümkündür ki bunu geçmişte Türkiye çok yaşadı biliyorsunuz.
Mansur Yavaş cipleri Melih Gökçek’ten alıp halka tahsis etti