Anayasa Mahkemesi, Mümtaz’er Türköne’nin yaptığı başvuruda, Türköne’nin kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği yönünden başvurunun kabul edilebilirligi kararı verdi.
BOLD – Zaman gazetesinin eski yönetici ve yazarlarına yönelik yürütülen soruşturma sonucunda hakkında dava açılan ve “örgüt üyeliği” suçlamasıyla ceza alan Mümtaz’er Türköne’nin başvurusu üzerine Anayasa Mahkemesi (AYM) bugün (10 Ocak 2020) kararını açıkladı. AYM, “tutuklamanın hukuki olmaması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna”, “ifade ve basın özgürlüklerinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna” karar verdi.
AYM’nin kararı Resmi Gazete’de yayımlandı. Türköne’nin AYM tarafından reddedilen iddiaları şöyle:
“-Tutukluluğun makul süreyi aştığına ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna,
-Soruşturma dosyasına erişimin kısıtlandığına ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna,
-Tutukluluk incelemelerinin hâkim/mahkeme önüne çıkarılmaksızın yapıldığına ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna,
-Sulh ceza hâkimliklerinin yapısına ilişkin iddiaların açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna,
-Tutukluluğun gözden geçirilmesi kararlarının tebliğ edilmemesi ve tutukluluğa itirazın incelenmemesine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna,
-Tutukluluğa etkili itiraz hakkının ihlal edildiğine ilişkin diğer iddiaların açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna,
-Mal varlığına tedbir konulmasına ilişkin ihlal iddialarının başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna,
-Haberleşme hürriyetinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna,
-Masumiyet karinesinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna,
-Anayasa’nın 26. ve 28. maddelerinde güvence altına alınan ifade ve basın özgürlüklerinin ihlal edilmediğine karar verildi.”