Siyaset bilimci ve yazar Nuray Mert, ünlü tarihçi İlber Ortaylı’nın aydın sorumluluğu taşımadığını söyledi. ‘Entelektüel tanımını’ ise yerden yere vurdu.
BOLD – İlber Ortaylı’nın yeni yayımlanan “Bir Ömür Nasıl Yaşanır” (Kronik Kitap) ile ilgili bir yazı yazan Nuray Mert, Ortaylı’nın kitapta yer verdiği hayat önerilerini, eğitim ve siyaset ilişkisine dair tespitlerini, Arap ülkeleriyle ilgili fikirlerini ve entelektüel tanımını yerden yere vurdu.
Kitabın ismine gönderme yaparak “Bir Ömür Nasıl Yaşanmaz” adlı bir yazı kaleme alan Nuray Mert, “Entelektüel kendisi ile ilgili olmayan işlerle ilgilenen kişidir” diye harika bir tanım yapan Hoca, aslında kendisi ile ilgili olmayan işlerle hiç ilgilenmiyor. Tarih ve filoloji seviyor, çalışıyor, üretiyor, müzik dinliyor, bilgilenmeye doyamıyor, ama içinde yaşadığı ülkede ve hatta dünyada kıyamet kopsa ağzından bir cümle çıkmıyor.” dedi.
BU KADARI YADIRGANMAYACAK GİBİ DEĞİL
Nuray Mert, beğensin beğenmesin, akademisyen, yazar, çizer, entelektüel bir sürü insanın başına olmaz işler geldiğini ama bunların hiçbirinin Ortaylı’nın umurunda olmadığını vurguladı. Mert şöyle devam etti: “Hadi onlar bir yana, sıradan insanın hayatı ile hiç mi hiç ilgilenmiyor, ancak ‘Rusya’da kasabalarda okuyan kafa dengi adamlar’ (s. 80) bulabiliyor. Yok, illa popülist olsun demiyorum, ‘aydın sorumluluğu’ diye bir yükü de istemeyene zorla yüklemek yanlısı değilim, ama bu kadarı yadırganmayacak gibi değil.”
EN KORKTUĞUM ŞEY HAM OLARAK YAŞLANMAK
“Entelektüel veya değil, yaşı yetmişleri bulmuş birinden hayata dair hiç olmazsa bir nebze bilgelik bekliyor insan. Üstten bakmacılıktan ziyade ‘tecâhül-i ârifane’, biraz itidal, olgunluk, tevazu, görmüş geçirmişlik, gençlik hırslarından sıyrılmış insan sevgisi, sade hayata dair şiir duygusu… Altmış yaşını idrak etmiş biri olarak en korktuğum şey ‘ham’ yaşlanmak, kendim için de başkaları için de.” diyen Mert, Ortaylı hala daha yetişkin olamadığını söyledi.
FANİ AKADEMİSYENLER İÇİN BİLE YÜKSEK
Mert, Ortaylı’nın elitist bir tavırla yazdığı ‘seyahat etme ve yeni yerler görme’, ‘iki ölü, iki yaşayan dil bilme’ konusundaki önerilerinin çıtasının ise kendileri gibi fani akademisyen veya okumuş yazmış insanlar için bile pek yüksek olduğunu söyledi.
NURAY MERT’İN YAZISININ TAMAMI
Suriyelileri depremden sonra fark ettiler: “Elazığ’daydılar da biz mi görmüyorduk”