Sözcü yazarı Saygı Öztürk, Geri Gönderim Merkezlerindeki sığınmacıların sayısının artması sonrası çoğu yabancının serbest bırakıldığını, bunların istediği şehre gidebildiğini yazdı.
BOLD – Türkiye, Suriye’nin İdlib kentinde 36 Türk askerinin şehit edilmesinin ardından Yunanistan sınırını açarak göçmenleri kapılara yığdı. Koronavirüs (Kovid-19) salgınından hemen önce yaşanan bu gelişme sırasında Yunan güvenlik güçleri, göçmen geçişlerini sert şekilde bastırdı. Meriç’i geçebilenler ise Türk tarafına geri gönderildi. Yunanistan’ın iade ettiği sığınmacılar da Geri Gönderim Merkezlerinde tutulmaya başlandı.
YABANCI SAVAŞÇI TERÖRİSTLER VE ÇOK AĞIR SUÇLA YAKALANANLAR HARİÇ
Sözcü yazarı Saygı Öztürk, sayılarının artması sebebiyle merkezlerdeki yabancı savaşçı teröristler ve çok ağır suçlarla yakalananlar hariç çoğu göçmenin serbest bırakıldığını yazdı. Yol izin belgesi verilen bu kişilerin istedikleri yere gidebildiklerine dikkat çekti.
SÜLEYMAN SOYLU SÜREKLİ RAKAM AÇIKLIYORDU
Öztürk’ün ‘Gönderemediklerimizi de serbest bıraktılar’ başlıklı yazısı söyle:
“Ülkemizde, yabancı uyruklu 6 milyon kişinin bulunduğu tahmin ediliyor. ‘Tahmin’ diyorum çünkü bu konuda Devletin elinde de resmi bir bilgi yok. Sınırlarımıza yeterince sahip olduğumuzu söyleyemeyiz. Gireni-çıkanı belli değil.
Koronavirüs öncesinde, yurt dışına gitmek isteyen yabancılar için Türkiye kapıları sonuna kadar açtı. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, nasıl her akşam korona virüse yakalanan, iyileşen ve hayatını kaybedenleri açıklıyorsa, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da, Edirne üzerinden her gün “Şu kadar yabancı, Yunanistan’a geçti” açıklaması yapıyordu.
Yunanlılar’ın ve Avrupa Birliği özel güvenlik birimlerinin, Yunanistan’a geçmek isteyenlere karşı sert tutumları ve geleni geri gönderme çabasına karşın, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da, sınıra polis özel harekat timlerini göndermişti. Bakanın her gün “Şu kadar kişi Yunanistan’a geçti” açıklaması yaparken, kamuoyundan da, “Nasıl saydılar?” sorusu yükseliyordu. Çünkü, geçiş kapıdan değil, 200 kilometreyi bulan sınır hattının değişik yerlerinden gerçekleştiriliyordu.”
“Göç İdaresi’ne bağlı Geri Gönderme Merkezlerinde tutulan yabancı uyruklulara da “müjde” gibi Avrupa kapısının açıldığı söylenmişti. Göç İdaresi’ne bağlı bu merkezlerde tutulanlara “Gitmek isteyen varsa, binsin otobüslere. Gitmeyenler, en kısa sürede ülkelerine iade edilecek” uyarısında da bulunuldu.
Ülkemizde “Kaçak” durumda olanlar da Devlet eliyle otobüslere bindirildi, yanlarında merkez görevlileri olduğu halde Edirne’ye götürüldü. Binlerce kişi sınır kapısı ve Meriç Nehri boyunca Yunanistan’a geçmek için çalıştı. Günlük olarak “Bugün itibariyle yurt dışına gidenlerin sayısı 139 bin 318 oldu” sayıları açıklayan Bakan Süleyman Soylu, sonra derin bir sessizliğe gömüldü. O konuyu unuttu. Çünkü, Yunanistan geçişlere izin vermediği gibi, yakaladıklarını da Türkiye’ye gönderdi. Yunanistan’a geçsin diye Geri Gönderme Merkezlerinde götürülenlerin, önemli bir bölümü günler sonra geldikleri yerlere gönderildi.”
“Polis, jandarma, il ya da ilçelerine gelen yabancılardan, herhangi bir belgesi bulunmayan, kaçak durumda olanları yakalıyor, kayıt altına alıyor, sınır dışı edilmek üzere Geri Gönderim Merkezi’ne teslim ediliyor. Merkeze yerleştirilen yabancı uyruklu yabancılar Göç İdaresi görevlileri tarafından mülakata alınıyor. Nereden, nasıl geldikleri, ne iş yaptıkları, kalabilecekleri yerinin bulunup bulunmadığı gibi sorular yöneltiliyor. Sonuçta yabancıya, “Ülkene döneceksin. Bunun için bilet alman gerekiyor. Bilet alman için yardımcı olacak kişi varsa irtibat kuralım” deniliyor.
Bileti geldikten sonra işlemleri yapılıyor. Gitmeyecek, kaçacak durumdaysa uçağa teslim ediliyor. Bunların evrakları olmadığı için büyükelçilikle görüşülüyor. Gitmek istemeyenler bu işleri takip eden avukatlara ulaşıyor. “Ülkeme gidersem can güvenliğim tehlikede” diyor, bu durumda Uluslararası Koruma kapsamına alınmasını isteyebiliyor.
Geri Gönderim Merkezlerinin güvenliğini polis, jandarma komandoları, özel güvenlik elemanları sağlıyor. “Yabancı Savaşçı Terörist” olduğundan da şüphelenilen kişiler de bu merkezde tutuluyor. Bunlar için soruşturma yapılıyor, mahkeme kararı bekleniyor. Mahkeme kararına göre terörist olduğu konusunda kesin bilgiye ulaşılınca yabancı uyruklular cezaevine gönderiliyor. Yabancı teröristlerin bulunduğu yerin güvenliğinden komandolar sorumlu. Büyükelçiliklere, yabancı terörist olduğundan şüphelenilenleri ülkelerine götürmeleri istendiğinde buna pek yanaşmıyorlar. “Ne yaparsanız yapın” deyip sorumluluğu üzerlerinden atıyorlar. Nadiren de olsa, bazıları teröristleri ülkelerine gönderiyor.
Geri Gönderim merkezlerinde tutulan yabancıların merkez dışına çıkması yasak. Korana virüs dönemiyle birlikte onlar da sıkıldı. Kendilerine çatal, bıçakla zarar veriyorlar. Camları kırıyorlar. Hastaneye gidip oradan kaçanlar oluyor.”
“Geri Gönderim Merkezleri için ilginç bir karar alındı. Yunanistan’a, kendi ülkelerine gönderilemeyen yabancı sayısı Geri Gönderim Merkezlerinde iyice artınca, Yabancı Savaşçı Teröristler ve çok ağır suçlarla yakalananlar hariç diğerleri bırakıldı. Hangi şehre gitmek istiyorlarsa, ona göre yol izin belgesi verildi. Gelişmeleri izleyen bir avukat “Sadece Ankara-Akyurt’taki merkezden 27-28 Nisan’da 9 otobüsle, yabancılar İstanbul’a götürüldü. Açıkçası, Geri gönderemediklerimiz serbest kaldı, isteyen istediği şehre gitti. Bu kişiler gittikleri ilde ayda bir karakolda imza atacak. Oturum alıp da ikamet eden ve ülkemizde bulunma süresi dolanlar da var. Bunların yeniden başvurma hakları da yok. Yani uzatma yapılmıyor, oturum da verilmiyor. Artık, kaçak olarak yurdumuza girenler Yunanistan’a geçemeyince, kendi ülkelerine de gönderilemeyince ülkemizde kaldılar. Nerede mi? Ülkemizin her yerinde” diyor.”