Korona riskiyle 21 Eylül’de başlayacak yüz yüze eğitimde, Milli Eğitim Bakanlığının hem kendini hem okul idarelerini sorumluluktan kurtarmak için taahhütname hazırladığı iddia edildi. Veli, metni imzalamazsa öğrencinin okula alınmayacağı ileri sürüldü.
BOLD – Milli Eğitim Bakanlığının velilere imzalatılmak üzere okul müdürlüklerine ‘Salgın hastalıklar (Kovid-19 vb.) kapsamında karşılıklı (veliler, öğrenciler vb.) yapılacak taahhütname ve bilgi formu’ gönderdiği savunuldu. İddiayı köşesine taşıyan Sözcü yazarı Saygı Öztürk, okul idarecileri ile konuştuğunu belirtip “Taahhütnameyi imzalamayanın çocuğunun okula alınmayacağını öğrendim” bilgisini paylaştı.
KARŞILIKLI YÜKÜMLÜLÜK DENİLİYOR AMA BAKANLIK KORUNUYOR
Öztürk yazısında, “Her okul yönetimi ile öğrenci velisi arasında yeni öğretim yılı başlamadan önce taahhütname imzalanacak. Burada ‘Karşılıklı yükümlülükler’den söz ediliyor ama sözleşme metnini okuduğumuzda tam anlamıyla okul yönetimini ve Milli Eğitim Bakanlığını sorumluluktan kurtarma sözleşmesi olduğunu anlıyorum” ifadelerini kullandı. Metindeki maddeleri şöyle sıraladı:
SÖZLEŞME METNİNDE AĞIRLIK VELİLERDEN BEKLENTİLERDE
1- Veli, çeşitli salgın hastalık semptomları (ateş, öksürük, burun akıntısı, solunum sıkıntısı, ishal vb.) gösteren öğrencisini okula göndermemeli. Öğrenciyle ilgili okula bilgi verilmeli ve öğrenci sağlık kuruluşlarına yönlendirilmeli.
2- Veli, aile içerisinde salgın hastalık semptomları (ateş, öksürük, burun akıntısı, solunum sıkıntısı, ishal vb.) gösteren ya da tanısı konan, temaslısı olan kişi bulunması durumunda okula ivedilikle bilgi vermeli. Okula öğrenci gönderilmemeli.
3- Öğrencilerin okula bırakılması ve alınması esnasında personel ve veliler salgın hastalık dönemiyle ilgili önlemler kapsamında sosyal mesafe kurallarına uymalı ve maske kullanmalı.
4- Mümkünse her gün aynı veli öğrenciyi almalı ve bırakmalı.
5- Salgın hastalık dönemlerine özgü riskli gruplarda yer alan (büyükanne/büyükbaba/anneanne/dede gibi 65 yaş üstü kişiler veya kronik rahatsızlığı olanlar vb.) kişiler öğrencileri okula bırakıp almamalı.
6- Okula giriş / çıkış saatlerinde öğrenciler veliler tarafından okul dışında teslim alınıp bırakılmalı.
7- Veliler ve öğrenciler sosyal mesafe kurallarına riayet edilmesi için okul içerisinde düzenlenmiş çizgilere ve uyarı işaretlerine dikkat etmeli. Maskesiz okula gelinmemeli. Maskesi olmayan veliler personel tarafından uyarılmalı, maske temini konusunda yardımcı olunmalı.
8- Okulun girişlerine konulan personel, öğrenci, veli ve ziyaretçilerin el hijyenini sağlayabilmeleri için gerekli antiseptikler kullanılarak okula giriş yapılmalı.
9- Öğrencilerin devamsızlığı takip edilmeli. Devamsızlığının salgın hastalıkla ilişkisi olması durumunda veli, okul yönetimini konuyla ilgili bilgilendirmeli.
10- Veli, Sağlık Bakanlığınca belirlenen önlemlere ve okul yönetiminin kendi içerisinde düzenlemiş olduğu kurallara uymak zorundadır.
Yazının son bölümünde ‘DİKKAT’ deniliyor ve uyarı şöyle yapılıyor: “Çocuğumun ateş, öksürük, burun akıntısı, solunum sıkıntısı, ishal şikâyeti olması durumu ile aile içerisinde solunum yolu şikâyetleri gelişen veya solunum yolu enfeksiyonu hikâyesi ile hastane yatışı yapılan kişi varlığında ya da Kovid-19 tanısı alan kişi bulunması hâlinde çocuğumu kuruma getirmemem ve bu durumu okula bildirmem konusunda bilgilendirildim. Yukarıda belirtilen durumlarda çocuğumu okula getirmeyeceğimi ve getirmeme sebebimi okul yönetimine bildirmeyi kabul ve taahhüt ederim.”
Bu bölüm okul yöneticisi ve öğrenci velisince karşılıklı imzalanacak. Üstelik bu zorunlu. Taahhütnameyi bir avukata incelettirdim. Şunları söyledi: Taahhütnamedeki 10 maddenin tamamı veli ve öğrenciye sorumluluk yüklüyor. Milli Eğitim Bakanlığı il okul yönetimini sorumluluktan kurtarmak adına hazırlandığı çok açık. Okulların açılma kararını tamamen özel okulların baskısına ve finansal kaygıya bağlıyorum.” Hemen belirtelim, taahhütnameyi imzalamayanın çocuğunun okula alınmayacağını da konuştuğum okul yöneticilerinden öğrendim.
Cumhurbaşkanlığı Ayasofya’nın tekrar müze olması için temyize başvurdu