Diyarbakır’daki 2017 Nevruzu’nda polis ateşi sonucu ölen Kemal Kurkut olayına ilişkin dava 5 dakika sürdü. Sanık polis Y.Ş. ve avukatının katılmadığı duruşma karar verilmek üzere 17 Kasım’a ertelendi.
BOLD – Üç yıl önce Diyarbakır Nevruz etkinliğinde polis ateşi ile hayatını kaybeden üniversite öğrencisi Kemal Kurkut’un katil zanlısı Y.Ş’nin yargılandığı davanın 11’inci duruşmasında da karar çıkmadı. Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki celseye ‘olası kastla öldürme’ suçu ile yargılanan sanık ve avukatı katılmadı. Kurkut Ailesi avukatları Mehmet Emin Aktar, Cihan Aydın, Serdar Çelebi, Sidar Avşar, Mehmet Öner ve Muhlis Oğurgül ise mahkemede hazır bulundu.
MAHKEME BAŞKANI HEYET DEĞİŞİKLİĞİNE İŞARET ETTİ
Heyet değişikliği sebebiyle karar verilmeyeceğini açıklayan mahkeme başkanı, Y.Ş’nin 26 Haziran tarihli dilekçesindeki olaya dair Jandarma Genel Komutanlığı’ndan bilirkişi raporu alınması isteğini hatırlattı.
SAVCI SİLAH KULLANIMINDA AŞIRILIĞA KAÇILDIĞINI BELİRTTİ
Dava savcısı, önceki oturum sunduğu esasa ilişkin mütalaasını tekrarlayıp “Olayın Diyarbakır’da Nevruz kutlamalarının başlamadan önce meydana gelmiş olması, bölgenin terör konusundaki hassas durumu, maktulün polisin ihtarına ve ihtar atışlarına rağmen durmayarak kontrol noktalarını aşmış olması, güvenlik güçlerinin aklına muhtemel bir terör saldırısı riskini getirmiş ise de incelenen görüntü kayıtlarında ve alınan uzmanlık raporlarına göre maktulün üzerinde sadece kot pantolon ve elinde bıçak oluşu gözetildiğinde sanık savunmaları ve tanık anlatımlarına göre maktulün ‘gelin ulan öldüreceğim patlatacağım’ şeklindeki sözleri üzerine sanığın silahı ateşlemesi şeklinde gelişen olayda maktulün yarı çıplak olması nedeniyle üzerinde patlayıcı olmayacağını mesleki bilgi ve tecrübeyle öngörmesinin kendisinden beklendiği, yine görüntü kayıtlarında maktulün elinde bıçak ile görevli polislere ya da alanda bulunan vatandaşlara herhangi bir saldırı teşebbüsünde bulunmadan rastgele alanda hareket ettiğinin anlaşıldığı, buna rağmen alanda görevli başkaca polisler tarafından havaya ateş edilmesine ve alanda görevli polis sayısı da gözetildiğinde maktulün vurulmadan etkisiz hale getirme ihtimali varken, sanığın öldürme kastı olmaksızın ve mesleki bilgi ve tecrübe ile yerden sekebilecek merminin maktule isabet edebileceğini öngörmesi gerekirken, maktulün ayaklarına doğru ateş ederek etkisiz hale getirmeyi amaçladığı ancak adli tıp raporunda da belirtildiği gibi yerden seken merminin maktule isabet etmesi olayında sanığın ve görevli diğer polis memurlarının sözlü ve ateşli uyarılarına direnen maktulü etkisiz hâle getirmek için kademeli silahla ateş etmesi yasa gereği ise de polis vazife ve salahiyet tüzüğünün 17. maddesinde belirtilen suçlunun öldürülmekten ziyade yaralı yakalanmasına ilişkin hükme gerekli özenin gösterilmediği…” gerekçesiyle Y.Ş’nin olay anındaki durumu ve atış sayısı dikkate alındığında aşırılığa kaçarak silah kullandığına dikkat çekti. Sanığın ‘bilinçli taksirle ölüme neden olma’ suçundan 3 yıldan 9 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını istedi.
AVUKATLAR MÜTALAAYA KARŞI SAVUNMASINI SONRA YAPACAK
Toplam 5 dakika süren duruşmada avukatlar da önceki savunmaların tekrarladı ve esas hakkındaki mütalaaya karşı sonraki celse konuşacaklarını söyledi. Mahkeme heyeti oturumu karar verilmek üzere 17 Kasım’a erteledi.
Helikopterden atılan Osman Şiban’ı ifadesi alınmadan zorla askeri hastaneye götürdüler