Avrupa Birliği (AB) liderler zirvesi, bugün öğleden sonra başlayacak ve Cuma günü sona erecek. Zirvenin ilk günkü programında yer alan dış ilişkiler başlığının en önemli gündem maddesini ise Doğu Akdeniz’deki gelişmeler ve Türkiye ile ilişkiler oluşturuyor.
BOLD – Türkiye ile ilgili tartışmaların uzun ve sert geçmesi, sonuçların ise Perşembe gecesi geç saatlerde ya da Cuma sabahı erken saatlerde duyurulması bekleniyor.
1 EKİM’DEKİ TOPLANTIDA TÜRKİYE’YE SÜRE VERİLDİ
AB Konseyi, 1 Ekim’de yaptığı toplantıda Türkiye’ye Doğu Akdeniz’de tek taraflı adımlar atmaması, sondaj faaliyetlerini tartışmalı sularda yapmaması koşuluyla “pozitif ajanda” önermiş, Gümrük Birliği anlaşmasının güncellenmesi, vize serbestisi, göç anlaşmasının yenilenmesi ve uluslararası Doğu Akdeniz konferansı düzenlenmesi gibi konularda adımlar atılabileceği mesajını vermişti.
Ancak aynı toplantıda, Türkiye’nin tavrını değiştirmemesi durumunda AB’nin yaptırım uygulamak durumunda kalacağı da kayda geçirilmişti.
Türkiye ise AB’nin pozitif ajanda olarak tanımladığı kararları yeterli bulmadığını kaydetmiş, Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Kesimi’nin nin provokatif eylemlerini neden göstererek Oruç Reis araştırma gemisini 12 Ekim’de yeniden Doğu Akdeniz’de Türkiye ile Yunanistan arasındaki tartışmalı bölgeye göndermişti.
Bu zirve öncesinde de Oruç Reis gemisi Antalya Limanı’na çekildi.
TÜRKİYE’YE YANIT VERİLMESİ KONUSUNDA ÜYELER HEMFİKİR
Liderler Zirvesi öncesinde gerçekleştirilen AB dışişleri bakanları toplantısında ülkelerin büyük çoğunluğu, son iki aydaki eylemleri nedeniyle Türk hükümetine bir yanıt verilmesi gerektiğinde uzlaştı. Ancak alınacak önlemlerin sertliği ve zamanlaması konusunda bir mutabakatın olmadığı kaydedildi.
Zirve öncesi hem Almanya Başbakanı Angela Merkel hem de Avrupa Konseyi Başkanı Charles Michel, diyalog çabasından bir sonuç alınmadığını ifade etti ve yaptırımların bu kez masada olduğunun sinyali verdi.
Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de araştırmalara geri dönmesi, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi kararlarına rağmen kapalı Maraş’ın açılmasına dönük adımlar atması ve başta Fransa ile Almanya olmak son dönemde bazı Avrupa ülkelerine karşı kullanılan “sert ve orantısız söylemler” AB yetkililerinin eleştirilerine yol açıyor.
KİMLER SERT YAPTIRIM İSTİYOR? KİMLER İSTEMİYOR?
Yunanistan ve Güney Kıbrıs’ın sert yaptırım talebine AB dışişleri bakanları toplantısında Fransa, Avusturya, Lüksemburg, Slovenya ve Slovakya’nın destek verdiği; Belçika, İrlanda ve Danimarka’nın da Türkiye’ye karşı daha sert bir tutum takınılmasından yana olduğu ifade edildi. Hollanda ve Baltık ülkelerinin de yaptırımlardan yana görüş bildirdiği kaydedildi.
AB üyeleri Yunanistan, Güney Kıbrıs, Fransa ve Avusturya’nın başını çektiği grup, sert yaptırımlar uygulanmasını, bu adım atılmazsa Türk hükümetinin mevcut politikasını uygulamaya devam edeceğini savunuyor.
Yunan Kathimerini gazetesi, pazartesi günü gerçekleştirilen AB dışişleri bakanları toplantısında Türkiye’ye sert yaptırım uygulanmasına en çok Almanya’nın karşı çıktığını yazdı.
İspanya, Malta, Polonya ve Macaristan’ın da Türkiye’ye karşı sert yaptırımlara sıcak bakmadığı belirtiliyor.
Başını AB dönem başkanı Almanya’nın çektiği grup ise Türkiye ile angajman politikasının devam ettirilmesi için alınması gereken yaptırım kararının dengeli olmasında ısrar ediyor.
Bu kapsamda, Türk ekonomisine zarar verecek şekilde Gümrük Birliği’nin engellenmesi ya da Yunanistan’ın ısrar ettiği silah ambargosu getirilmesi tarzında kararlar çıkması öngörülmüyor.
“MACRON, PARİS’E ELİ BOŞ DÖNMEYİ KABUL ETMEYECEK”
AB çevrelerinde yapılan değerlendirmeler, son dönemde AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sert tabirlerle eleştirip “Fransa’nın başına bela” olarak tanımladığı Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Brüksel’den Paris’e eli boş dönmeyi kabul etmeyeceğine, dolayısıyla sonuç bildirgesinde Fransa’nın da kabul edebileceği unsurların yer alacağı görüşüne dikkat çekiyor.
Dolayısıyla AB sonuç bildirgesinde, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki adımlarını devam ettirmesi durumunda olası yaptırımlarla ilgili açık maddelerin de yer alması, Türkiye’nin pozisyonunda bir değişim olmaması durumunda bir sonraki zirvede uygulanabileceği uyarısında bulunulması öngörülüyor.
Ancak bu yaptırımların “otomatik” şekilde devreye girmesinin söz konusu olmayacağı, her zirvede tartışılarak oybirliğiyle uygulama pratiğinin devam edeceği kaydediliyor.
Brüksel’de yapılan değerlendirmelerde, “AB Konseyi, Türkiye’ye güçlü bir mesaj verecek. Bu ‘son bir uyarı’ olarak tanımlanabilir. Sonuç bildirgesi Türkiye ile birlikte çalışma ve diyalogu sürdürme çağrısını da tekrarlayacak ama Ekim ayında önerilen pozitif ajandaya şu aşamada dönülmesi mümkün görünmüyor” görüşü öne çıkıyor.
AB’NİN TÜRKİYE’DEN BEKLENTİLERİ
Sonuç bildirgesinde yer alması beklenen daha sert yaptırımların devreye girmemesi için AB’nin Türkiye’den iki temel beklentisi bulunduğu belirtiliyor.
Bunlardan ilki Doğu Akdeniz’de gerilimden uzak durulması için “itidal” dönemine girilmesi ve tartışmalı sular ya da Kıbrıs adası açıklarındaki çalışmalara ara verilmesi.
İkinci beklenti ise Yunanistan ile daha önce üzerinde uzlaşılan “istikşafi görüşmelerin” başlatılması.
AB, BIDEN YÖNETİMİNİ BEKLİYOR
AB’nin Türkiye’ye sert yaptırımları ötelemesinin en önemli nedenlerinden biri de ABD’nin 46’ncı başkanı seçilen Joe Biden’ın 20 Ocak’ta görevi resmen devralmasının ardından Washington yönetimi ile koordinasyon içinde olmak istemesi.
AB çevrelerinde yapılan değerlendirmelerde, ABD’de yeni bir yönetimin iş başına geleceğine, bu yönetimin özellikle AB ve NATO ile ilişkilere özel önem vereceğine dikkat çekiliyor.
Bu kapsamda, Türkiye’nin de yeni yönetimle daha kurumsal çerçevede bir ilişki kuracağına, bunun da genel olarak Ankara-Brüksel ilişkilerine olumlu etki edeceği değerlendiriliyor.
Ancak Brüksel’de bu sürecin, Biden yönetiminin göreve gelir gelmez masasında bulacağı S-400 yaptırımları meselesini çözmesi gerekmesinden dolayı vakit alacağı değerlendirilmesi yapılıyor.
Bu nedenle, Türkiye-ABD ilişkilerinde normalleşmenin 2021 ortalarına kadar sürebileceği, AB’nin Türkiye ile alacağı pozisyonun da bu takvime göre belirlenebileceği de yapılan değerlendirmeler arasında.
REUTERS: AB’NİN YAPTIRIM TASLAĞI HAZIR
Reuters Haber Ajansı, AB’nin bugün başlayacak zirvede onaylanması için bir taslak metin hazırladığını ve Doğu Akdeniz’deki tartışmalı sularda süren sondaj çalışmalarından sorumlu olduğu gerekçesiyle yaptırım uyguladığı Türk şirketleri ve vatandaşları listesine yenilerinin ekleneceğini bildirdi.
Reuters haber ajansının ulaştığı taslak metin eğer hazırlandığı şekliyle kabul edilirse, 16 Temmuz 2019’da karar verilen yaptırımlara yenileri eklenecek ve “gerekirse halihazırda uygulamada olan yaptırımların kapsamı genişletilecek.”
AB’NİN TÜRKİYE’YE KARŞI ALDIĞI YAPTIRIM KARARLARI
Temmuz 2019’da AB Dışişleri Bakanları, Türkiye ile üst düzey temasları ve Kapsamlı Hava Taşımacılık Anlaşması müzakerelerini askıya almıştı. Aynı toplantıda Türkiye’nin AB’den 2020’ye kadar alması öngörülen 145,8 milyon euroluk üyelik öncesi mali fonlarda kesintiye gidilmesi kararlaştırılmıştı.
AB Dışişleri Bakanları ayrıca, doğalgaz sondaj faaliyetleriyle bağlantılı olanların hedef alınacağı muhtemel mali yaptırımlar konusunda da Avrupa Komisyonu’nun çalışmalara devam etmesini talep etmişti.
Ardından Ekim 2019’da yapılan Konsey toplantısında Güney Kıbrıs’ın egemenlik haklarının ihlal edildiği gerekçesiyle bazı isimlerin AB ülkelerine girişinin yasaklanacağını ve bazı şirketlerle birlikte mal varlıklarının dondurulacağını, AB üyesi ülke vatandaşlarının da bu kişi ve şirketlere fon sağlamasının yasaklanacağını duyurdu.
Liste Şubat 2020’de belirlendi ve listede iki ismin yer almasına karar verildi: Türk Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) yöneticileri Mehmet Ferruh Akalın ve Ali Coşkun Namoğlu.
6 Kasım 2020’de yaptırımların süresi bir yıl süreyle, 12 Kasım 2021’e kadar uzatıldı.
Brüksel’den gelen haberler, bugün alınması beklenen kararların bunların ötesine geçeceğine ve daha fazla şirket ile yetkilinin hedef alınacağına işaret ediyor.
İnsan Hakları Günü’nde Türkiye’deki hak ihlalleri tartışılıyor