Muhalefetin yanı sıra ortağı MHP’le bile ‘parti kapatma’ ve ‘vatandaşlık tanımı’ gibi siyasi konularda derin görüş ayrılıkları bulunan Erdoğan, dün bir kez daha Anayasa değişikliği tartışmalarının vakti geldiğine dair açıklamalarda bulundu. Daha önceki çalışmalarda, mazeretsiz şekilde Anayasa Uzlaşma Komisyondan çekilen iktidarın ciddiyeti tartışma konusu.
BOLD – Türk tarihinde, Sultan’ın yetkilerini kısıtladığı için anayasal düşüncenin oluştuğu ilk belge olarak kabul edilen Sened-i İttifak’la 1808’de başlayan Anayasal süreç hala tamamlanmanın çok uzağında.
Cumhuriyetin ilanından sonra 1924’de kabul edilen Anayasa, 1960 ve 1980 yıllarında gerçekleştirilen askeri darbeler sonrası yeniden üretildi.
Kuvvet arılığı ilkesinin benimsendiği 1961 Anayasası ile, bugün varlığını sürdüren Anayasa Mahkemesi gibi birçok önemli mekanizmanın kurulması karara bağlandı.
Askerlerden oluşan bir komisyonun çalışmaları sonunda çıkarılmış olmasına rağmen 1961 Anayasasında, ekonomik ve sosyal haklar başta olmak üzere sendika kurma, grev, toplu iş sözleşmesi gibi haklar ilk defa tanımlandı. Bu Anayasa fazla özgürlükçü olmasıyla da eleştiriliyor.
YÜRÜLÜKTE OLAN VE ÇOKÇA TARTIŞILAN 1982 ANAYASASI
Yine bir askeri darbe ürünü olan ve hala yürürlükte olan 1982 Anayasası ise 1961’in tersine oldukça kısıtlayıcı kabul ediliyor.
TBMM’yi tek Meclisli yapıya geri döndüren Anayasada, sistemin hükumet krizlerine sebep olan tıkanıklıklarını giderici çözüm yolları öngörüldü.
Uzun ve ayrıntılı kurallardan oluşan, kesin hükümlerin belirlendiği Anayasa anlamına gelen kazuistik olarak tanımlanan 1982 Anayasası, yüzde 91.37 halk desteğiyle kabul edilmesine rağmen hep tartışmaların odağında oldu.
ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ ÇALIŞMALARI
Bugün Anayasa değişikliği için TBMM üye tam sayısının üçte iki çoğunluğu gerekiyor. Bu da 600 milletvekilinden 400’ünün oyu anlamına geliyor. Bugüne kadar hiçbir parti bu çoğunluğa ulaşamasa da Anayasa değişikli tartışmaları her zaman gündemde oldu.
2010 REFERANDUMU VE YENİ ANAYASA ÇALIŞMALARI
2007’deki Cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin Anayasa değişikliğinin ardından, 2010’da AKP’li milletvekillerinin verdiği 27 maddelik Anayasa değişikliği teklifi TBMM’den 72 ret, 336 kabul oyu alarak geçti. Dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün onayına sunulan değişiklik paketine MHP muhalefet ederken, CHP ve BDP Meclise girmedi. Mecliste temsil edilmeyen partilerden Saadet Partisi ve BBP ise pakete halk oylamasında destek vereceklerini açıkladılar.
Gül’ün imzaladığı paket halk oylaması sonunda yüzde 57.88 ‘Evet’ oyu alarak kabul edildi.
AKP KATILMAYINCA KOMİSYON DAĞILDI
Referandum sonrası Anayasa değişikli çalışmaları 2012 yılında TBMM’de kurulan Anayasa Uzlaşma Komisyonu ile ciddi bir boyut kazandı. Kurulduktan 1 yıl sonra Komisyon, AKP’nin mazeretsiz olarak 3 kere katılmamasının ardından çalışmalarını durdurdu. Komisyonun muhalefet üyeleri, AKP’nin diğer siyasi partilerin iradesini yok sayan tutumu nedeniyle komisyonun amacına ulaşamadığını belirten bir açıklama yayınladı. Açıklamanın devamında “Türkiye’nin darbe anayasasından kurtarılarak, 21 yüzyıl değerleriyle barışık demokratik bir anayasasının yapılamamasının siyasi sorumluluğu AKP’ye aittir” denildi.
15 TEMMUZ VE SONRASI YAŞANANLAR
1 Kasım 2015 seçimlerinden sonra ‘Başkanlık Rejimi’ tartışmalarıyla birlikte yeni bir Anayasa hazırlanması da gündeme geldi. O dönem Meclis’teki olan dört siyasi parti AKP, CHP, MHP, HDP temsilcilerinden oluşan Anayasa Uzlaşma Komisyonu ilk toplantısını 4 Şubat 2016’da yaptı. Komisyonun kararları bağlayıcı olmamakla birlikte uzlaşı sağlanması için kritik önem taşıyordu. AKP’nin 6 aylık çalışma süresi öngördüğü komisyon, henüz bir uzlaşma sağlanamadan 15 Temmuz sonrası çalışmalarını durdurdu.
2017 REFERANDUMU VE BAŞKANLIK REJİMİ
15 Temmuz ile birlikte oluşan Milliyetçi rüzgarları arkasına alan AKP ve MHP, 16 Nisan 2017’de yapılan referandumla Anayasa’nın 18 maddesi değiştirerek Parlamenter Sistemden ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemi geçişi sağladı.
Erdoğan, CHP, HDP ve İyi Parti’nin yeni anayasa için toplantılar yaptığı iddialarını ise “Anayasa çalışması öyle gizli saklı mahfillerde terör örgütü ile irtibatlı kesimlerin gölgesinde, ülkesiyle zihni ve kalbi bağlantısı kopuk isimlerle yürütülebilecek bir iş değildir. Bu çalışmanın, milletin gözü önünde ve onun temsilcilerinin tamamının katılımıyla şeffaf bir şekilde gerçekleştirilmesi, ortaya çıkan metnin de mutlaka milletin takdirine sunulması gerekir. Cumhur İttifakı’ndaki ortağımızla bu konuda bir anlayış birliğine varmamız halinde önümüzdeki dönemde yeni anayasa için harekete geçebiliriz” ifadeleriyle reddetti.
VAKTİ GELDİ
Muhalefet bir yana ortağı MHP ile bile derin görüş ayrılıkları yaşayan Erdoğan, dün bir kez daha yeni Anayasa tartışmalarının vaktinin geldiğini söyledi. Kabul edildiği günden bu yana değiştirilmesi gündemde olan Anayasa ile ilgili tartışmaların önümüzdeki günlerde de siyasetin bir numaralı gündemlerinden bir olacağı tahmin ediliyor.