Eski eşinin kendisi ve ailesine şiddet uyguladığı gerekçesiyle 36 kez savcılığa başvurmasına rağmen, kendisine koruma verilmeyen Nahide Opuz’un AİHM’e açtığı dava Türkiye’yi ‘İstanbul Sözleşmesi’ni imzalama sürecine götürdü. Kadın vatandaşına ayrımcılıktan hüküm giyen ilk ülke olan Türkiye’nin, ilk imzalayan ülke olarak prestij kazandığı İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesine içte ve dışta tepkiler dinmiyor.
BOLD – AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın bir gece yarısı imzaladığı kararname ile İstanbul Sözleşmesi’nden çekilen Türkiye, ABD Başkanı Joe Biden ve Avrupa Konseyi dahil birçok ülke tarafından kararından dönmesi konusunda uyarıldı. AKP Hükumeti ve Erdoğan dıştan ve içten gelen uyarılara kulak asmıyor.
NAHİDE OPUZ DAVASI
Türkiye’yi İstanbul Sözleşmesi’nin kabulüne götüren süreç ise hayli ilginç. Diyarbakır’da 1995 yılında evlendiği H.O’nun şiddetine, annesiyle birlikte yıllarca maruz kalan Nahide Opuz adlı kadın boşanma davası açtı. Opuz, evlendikten sonraki üç yıl süresince annesiyle birlikte H.O.’nun darplarına, bıçaklı saldırısına ve bir kez da araçla ezme girişimine maruz kaldı. Opuz ve annesinin şikayeti üzerine ‘darp ve ağır yaralama’ ve ‘cinayete teşebbüsten’ hakkında dava açılan H.O. “kanıt yetersizliği” gerekçesiyle serbest kaldı. Araçla ezme girişimiyle ilgili sadece üç ay hapse mahkum edilen H.O.’nun cezası ardından paraya çevrildi.
Boşanma davası sürerken öfkeli kocanın şiddeti ve tehditleri artarak devam etti. Sonunda Opuz ve annesi baskılara dayanamayarak İzmir’e taşınmaya karar verdi.
ESKİ KOCASI ANNESİNİ ÖLDÜRDÜ
Opuz’un boşanma davası annesinin, H.O tarafından öldürülmesinin ardından nihayete erdi. Hakkında kamu davası açılan H.O. da tutuklandı. Opuz, kendisine ve ailesine şiddet uygulayan, tehdit eden kocasını 36 kez şikayet etmesine rağmen koruma verilmemesi nedeniyle, Türkiye’yi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) şikayet etti
SERBEST KALINCA TEHDİTLER BAŞLADI
26 Mart 2008’de sonuçlanan Diyarbakır’daki davada ise, 25 yıl 10 ay hapis ve 180 lira para cezasına çarptırılan H.O., temyiz sürecinde serbest kaldı. Nisan 2008’de Opuz, serbest kaldıktan sonra yeniden tehdit etmeye başlayan eski eşinden korunmak için önlem alınmasını istedi. Mayıs ve Kasım 2008’de Opuz a, H. O’nun cezaevinden çıktığı, yine tehditler yöneltmeye başladığı konusunda AİHM’i bilgilendirdi ve talebine karşın hiçbir tedbir alınmadığından yeniden şikayetçi oldu. Bunun üzerine AİHM, AKP Hükumetinden bir açıklama istedi. Hükumet yetkilileri eski eşin fotoğrafını ve parmak izini tutuklama emriyle birlikte polis karakollarına dağıttıklarını belirtti.
KADINA AYRIMCILIKTAN CEZA ALAN İLK VE TEK ÜLKE
Bunu yeterli bulmayan AİHM, Türkiye’nin şiddet gören bir kadını, savcılığa başvurduğu halde, kocasından koruyamayarak ayrımcılık yaptığına hükmetti. Bu yüzden Ankara’nın, Nahide Opuz’a 36 bin 500 euro ödemesine karar verildi.
Bu kararla Türkiye kadın vatandaşına ayrımcılık yapmaktan AİHM’den ceza alan ilk ve tek ülke oldu. Nahide Opuz’un AİHM’e yaptığı şikayet hem Türkiye’yi ilk kez kadına yönelik şiddet nedeniyle mahkum etti hem de İstanbul Sözleşmesi’ne giden yolu açtı.
TBMM’DEN SIFIRA KARŞI 246 OYLA GEÇTİ
Kadına yönelik şiddetin önlenmesi adına hazırlanan İstanbul Sözleşmesi, İstanbul’da gerçekleşen Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin 11 Mayıs 2011 tarihindeki 121. toplantısında imzaya açıldı. Sözleşme İstanbul’da imzaya açılmış olması nedeniyle kısaca “İstanbul Sözleşmesi” olarak da biliniyor. Nahide Opuz davasının AİHM’e taşınmasıyla prestij kaybeden Türkiye, bu sözleşmeyi ilk imzalayan ülke olmuştu. Sözleşme TBMM Genel Kurul’da sıfıra karşı 246 oyla onaylandı.
ERDOĞAN NEDEN ÇEKİLDİ
AKP içinde de görüş ayrılığına neden olan İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesi tartışması Erdoğan’ın Ocak ayı başında Saadet Partisi Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Oğuzhan Asiltürk’ü ziyaretiyle yeniden gündeme gelmişti. AKP kulislerinden yansıyan bilgilere göre, İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesinin hukuki altyapısını oluşturmak için uzun süre çalışma yürütüldü ve birisi 2016, birisi de 2018’de feshedilen iki sözleşme örnek alınarak, İstanbul Sözleşmesi’nin feshi kararı geçen Cuma gecesi işleme konuldu.
OLABİLECEK EN BÜYÜK DARBE
Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesini “olabilecek en büyük darbelerden biri” olarak değerlendiren insan hakları aktivisti hukukçu Kerem Altıparmak, “Avrupa Konseyi’yle çok büyük krizin kapıda olduğunu varsayabiliriz” dedi.
Altıparmak, CHP başta olmak üzere tüm muhalefet partilerine Erdoğan’ın imzaladığı kararnamenin iptali için Anayasa Mahkemesine başvurmasını istedi.
KADIN ÖRGÜTLERİ EYLEM HAZIRLIĞINDA
Kadın örgütleri de İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararına karşı eylem hazırlığında. Kadınlar, sosyal medyadan eyleme ilişkin yaptıkları çağrıda, “İstanbul Sözleşmesi kararına karşı Cuma günü saat 18.30’da Kadıköy Bahariye girişinde buluşuyoruz. Kadınlar bu karanlığı yırtacak!” ifadelerini kullandı.