Analiz
Erdoğan 2023 için ‘lütuf’ arıyor


Çoğunluğu Kemalist-ulusalcı 104 emekli amiralin Montrö Boğazlar Antlaşması ve cübbeli amiralle ilgili açıklamalarını darbe girişimine dönüştüren Tayyip Erdoğan, ekonomik krizi gizlemek için harekete geçti. 15 Temmuz’a “Allah’ın lütfu” diyen ve Türk Silahlı Kuvvetlerinde büyük bir tasfiyeye imza atan Erdoğan, kendi ordusunu dizayn ediyor.
BOLD ANALİZ – Montrö Boğazlar Antlaşması ve cübbeli amiral fotoğraflarına tepki gösteren 104 amiralin bildirisini AKP, darbe girişimine dönüştürdü. Erdoğan’ın 17 Aralık soruşturması sürecinde 2013’te iktidarını sürdürmek için ittifak kurduğu ulusalcı-Ergenekoncu askerlerin de bulunduğu 104 amirale yönelik darbeci suçlaması ittifak masasını devirme görüntüsü veriyor.
Peki süreç nasıl başladı? 15 Temmuz kumpasını TSK’da kendilerine alan açmak için birleşen siyasal İslamcı AKP rejimi ile Avrasyacı-ulusalcı askerler neden birbirine girdi?
ERDOĞAN YAPAMAYACAKLARIMIZI YAPIYOR
Her iki kesim de 15 Temmuz kumpasında bizzat rol aldılar. 15 Temmuz’a giden yolun taşlarını beraber döşediler. Cemaati tasfiye adı altında TSK’da binlerce subayı tutuklayıp ihraç ettiler. Hedefleri tasfiye edilen subaylardan boşalan yerlerini doldurmak, kendi ordularını kurmaktı. Her iki taraf, birbirinden nefret eden aşıklara benziyor. Avrasyacı-Ergenkoncu ekip, “İslamcı Erdoğan’ı tepe tepe kullanalım bizim yapamayacaklarımızı yapıyor” diyerek Erdoğan’a 15 Temmuz sonrasında açık destek verdi. Ancak Erdoğan’ın ajandasında onlar ‘köprüyü geçene kadar’ yürüyeceği kişilerden başka bir şey ifade etmiyordu.
YAŞ’TA TASFİYE EDİLDİLER
Erdoğan, 15 Temmuz’u atlattıktan sonra ajandasını açıp hedefini uygulamaya koydu. Yüksek Askeri Şura toplantılarında ulusalcı askerleri emekli etmeye başladı. Yerlerine ise siyasi hedeflerine uygun farklı tarikat ve cemaatlerden askerleri getirdi. İttifak sarsılmaya başlamıştı.
CÜBBELİ AMİRAL İŞARET FİŞEĞİ OLDU
104 amiral bildirisinden günler önce TSK’da bir amiralin bir tarikat merkezine resmi plakalı arabasıyla gidip cübbeli ve takkeli şekilde namaz kıldığını gösteren fotoğraflar internette yayınlanmıştı. Deniz İkmal Komutanı Tuğamiral Mehmet Sarı olduğu sonradan ortaya çıkan fotoğrafları veryansintv.com isimli ulusalcı bir site yayına vermişti. Bu YAŞ’ta ulusalcı üst düzey askerlerin emekli edilmesiyle başlayan kavganın kamuoyuna yansıyan ilk işaret fişeğiydi. Ulusalcı askerler Erdoğan’ın askerdeki kadrolaşmasına cübbeli amiralin fotoğraflarını servis ederek tepki gösteriyordu.
İRTİCA YERİNE İLTİSAK VE İRTİBAT
Ardından Erdoğan hükumeti Milli Savunma Bakanlığı Harp Okulları ve Astsubay Yüksekokullarına giriş şartlarında değişiklik yaptı. MSB, okullara girişteki ‘irticai ve bölücü görüşleri benimsememiş’ olma şartı ‘terör örgütleriyle iltisak ve irtibat’ olarak değiştirdi. Ulusalcı askerler, orduda tarikatçı kadrolaşmanın önünü açacağı gerekçesiyle değişikliğe karşı çıkıyorlardı.
İSTANBUL SÖZLEŞMESİNDEN MONTRÖ’YE
Ve son olarak Erdoğan, Anayasa’ya göre TBMM’nin yasayla yürürlükten kaldırabileceği İstanbul Sözleşmesinden bir kararla çekildi. Erdoğan daha önce de Anayasayı yok sayan kararlar verdi ancak bu adımı uluslararası bir krize yol açabilirdi. Sosyal medyada isterse Erdoğan’ın Montrö anlaşmasından da çekilebileceği yorumları yapıldı. Bu yorumlara pek kulak asan olmadı ancak TBMM Başkanı Mustafa Şentop’un “Cumhurbaşkanı ‘Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nden çekildim, Montrö’yü tanımıyorum, feshettim’ diyebilir mi?” sorusuna, “Yapabilir” cevabı vermesi dikkat çekti. Cübbeli amiral fotoğraflarının servis edilmesi ve Şentop’un Montrö çıkışı TSK’daki yarayı kaşımak için yapılmış görüntüsü veriyor. Montrö çıkışı sonrası 104 emekli amiralin bildirisi geldi.
15 TEMMUZ GANİMETİNİ PAYLAŞAMIYORLAR
104 amiralin bildirisi ve sonrasında AKP’nin darbecilik suçlamasıyla başlayan gelişmeler perde gerisinde yaşanan 15 Temmuz’un ardından devlet ganimetini paylaşma kavgasının kamuoyuna yansıyan bir yönü sadece. Özet olarak mesele cübbeli amiral değil. 15 Temmuz’un ardından kazan-kazan ittifakı kuran iki kesimin artık birbirine ihtiyaç duymaması. Ekonomik krizle halk nezdinde oy kaybeden AKP, rejimini sürdürebilmek için can simidi olarak darbe iddiasına sarılıyor. Erdoğan, ulusalcı-Kemalist kadroları TSK’dan tamamen tasfiye edip kendi kadrolarını hakim kılmak istiyor. Ulusalcı-Kemalist kadrolar da buna direniyor. 104 amiralin bildirisi pandemi ve ekonomik krizle iyice itibar ve oy kaybeden Erdoğan için 15 Temmuz’daki ‘Allah’ın lütfu’ anlamına geliyor.
Bunlar da ilgini çekebilir
-
Millete tasarruf öğüdü veren devlet savurmaya devam ediyor
-
Bildiriyi imzalayan amiralle Dolmabahçe Sarayında Balyoz davasını görüşmüş
-
“128 milyar dolar nerede?” afişi Meclis’te dalgalandı
-
Saray polisi AKP’nin kayıp 128 milyar dolarını gizlemeye çalışıyor
-
Zaman gazetesi davasında Yargıtay’ın bozma kararına uyuldu
-
Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ı anlatıyor: Koltuğu uğruna yapmayacağı ve satmayacağı hiçbir şey yoktur!


Yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklarla mücadele vaadiyle iktidara gelen AKP, 2013 sonrası mücadele kısmını attı. Geriye 3Y kaldı. AKP’nin adı ‘Yolsuzluk, Yoksulluk ve Yasaklar’ ile anılır oldu.
BOLD ANALİZ – AKP, yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklarla mücadele vaadiyle iktidara geldi. Ancak 2013 sonrası bu 3Y ile mücadeleden vazgeçildi. AKP’de Başbakanlık yapmış Ahmet Davutoğlu da ekonomiyi yöneten Ali Babacan da her fırsatta AKP’nin adının ‘yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklar’ ile anıldığını dile getiriyor. AKP’nin ateşli savunucusu köşe yazarları Mehmet Ocaktan, Akif Beki, Ahmet Taşgetiren de bu gerçekleri söylemekten artık kendilerini alamıyor.
AKP’Lİ OLMAK TC VATANDAŞLIĞINDAN EVLA
‘Eşit vatandaş’ ‘Adil yargılama’ gibi cümleler, AKP tüzüğünde ve her seçim beyannamesinde yer alan beylik ifadelerden öteye geçemiyor. Kovid-19 yasakları AKP’lilere işlemiyor. Sıradan vatandaşa ise para cezası olarak dönüyor. AKP yargısı, 15 Temmuz 2016 tarihinden bu yana Hizmet Hareketi mensupları başta olmak üzere tüm muhalifleri susturmak için kullanılıyor. Susmayanlar mı? ‘Silivri soğuktur’ tehdidiyle karşı karşıya kalıyor. Haklarında soruşturma açılanlar kısa süre içinde cezaevlerinin yolunu tutuyor.
DİBİN DİBİ YOK
Adaletin olmadığı bir ülkede ekonominin iyi olması beklenmiyor. 2016 yılından bu yana her yıl döviz kuru şoku yaşayan AKP Türkiyesi fakirleştikçe fakirleşiyor. Dibin dibi olmadığı için ekonomi batmasa bile vatandaşlar artık evine yağ almakta dahi zorlanıyor. 8 milyon hanenin geliri bin 192 liranın altında olduğu için resmi yoksul sayılırken Genel Sağlık Sigortası primlerini devlet ödüyor. Diğer tarafta ise AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a milyon liralık 2’nci Mercedes alınıyor. Bilal Erdoğan’ın arkadaşı Şenol Kazancı 56 bin lira maaşla yeni işine başlarken 40 maaşla geçinemeyen AKP’li eski bakan, milletvekili ve bürokratlara 41’nci maaş bağlanıyor.
MİLLETİN ADAMI YER SOFRASINDA!
Tabii Cumhurbaşkanı Erdoğan, yoksul vatandaşı unutmuyor! Ramazan klasiği haline gelen sinili yer sofralarında garip gureba ile iftar yapıp fotoğraf vermeyi ihmal etmiyor. AKP’li troller ise bu fotoğrafları ‘Milletin adamı’ sloganlarıyla süsleyip yükleniyorlar tweetlere. Kimse ’19 yıldır ülkeyi yöneten AKP yoksulluğu neden azaltmadı?’ diye sormuyor.
128 MİLYAR DOLAR NEREDE?
Bu soruyu yöneltmek isteyenler ise karşısında Saray’ın polisin buluyor. 83 milyon vatandaşın parası olan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının kayıp 128 milyar dolarının akıbetini soran ana muhalefet partisi CHP’nin binaları özel harekat polislerince basılıyor.
EUROCULARIN “NANKÖRSÜNÜZ” HİTABI
Gurbetçiler 10 liraya yaklaşan 1 eurolarla Türkiye’nin şehirlerinde çıktıkları alışverişlerde “Siz nankörsünüz. Türkiye Almanya’dan iyi. Türkiye’de her şey ucuz” diyor. “Gel o zaman Türkiye’de yaşa” diyenlere ise gurbetçilerin verecek cevabı olmuyor.
AKP eliyle 43 işçi toplu olarak Almanya’ya ilticaya götürüldü. Daha yüzlerce örneğin olduğu söyleniyor. Ama net rakam bilinmiyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesinin MHP’li Dörtyol Belediyesine hibe ettiği 50 attan da haber alınamıyor.
Zira AKP Türkiye’si kayıplar ülkesi. 128 milyar dolar kayıp, 43 işçi kayıp, 50 at kayıp.


Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu da gözünü İşsizlik Sigortası Fonuna dikti. Milyarlarca liralık bütçesi olan TOBB’u yöneten Hisarcıklıoğlu’nun, çalışanların maaşlarının emekçinin fonundan ödenmesini istemesi büyük tepki topladı.
BOLD ANALİZ – AKP Hükumeti ile TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, 131 milyar liradan 91 milyar liraya gerileyen İşsizlik Sigortası Fonu’nu tamamen ‘sıfırlamayı’ hedefliyor. Tasarruf yerine kamudaki harcamaları katlayan AKP ve milyarlarca lira varlığı yöneten Hisarcıklıoğlu, koronavirüs salgınına karşı hep İşsizin Fonu’nun kullanılmasını istiyor.
1 MİLYON 400 BİN ÜYEDEN AİDAT ALIYOR
Adnan Menderes ve arkadaşlarının idam edildiği Yassıada’ya tesis yapan, sınır kapılarını işleten, üniversite ve hastane çalıştıran, Ankara’da ikiz kulelerde faaliyet gösteren TOBB 1 milyon 400 bin üyesinden her ay aidat alıyor. İşletmelerin bilanço karının binde 5’i kadar ödediği aidatların ulaştığı büyüklük milyar liralarla ifade ediliyor. TOBB’un gelir gider dengesi bilinmiyor. Çünkü Cumhurbaşkanlığı Denetleme Kurumu ve Ticaret Bakanlığı’nın incelediği TOBB hesapları kamuoyuna açıklanmıyor.
TOBB HEP AKP’NİN YANINDA
Cumhurbaşkanlığı TOBB’u korurken, TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu da her fırsatta Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın başlattığı projelere destek vermek öne atılıyor. Kovid-19 salgınında işçiyi yalnız bırakan Hisarcıkloğlu, çalışanların ve işverenlerin primlerinin biriktiği İşsizlik Sigortası Fonu’ndan işçilere maaş verilmesini istiyor.
İŞÇİ YERİNE ERDOĞAN’A DESTEK
Çalışan ve işsize hiçbir katkısı olmayan Hisarcıklıoğlu, Erdoğan’ın açıkladığı her destek kampanyasına bağış yapıyor. İşte o bağışlar:
- Pakistan sel felaketine 2 milyon dolar
- 15 Temmuz Dayanışma Kampanyasına 53 milyon lira,
- Soma’da ölen 301 madencinin ailelerine dağıtılmak üzere 16 milyon 838 lira
- Yerli otomobil TOGG projesine 500 milyon dolar
- Biz Bize Yeteriz Kampanyasına 10 milyon lira
- Yassıada Projesine 1 milyar TL
Pandemi sürecinde firmalarımızın sıkıntıları artıyor.
Öncelikle, Kısa Çalışma Ödeneğinin yeniden başlatılması gerekiyor.
Kamuya yapılacak vergi ve benzeri ödemelerin ertelenmesine, işletmelerimize yeni kredi destekleri sağlanmasına acil ihtiyaç duyuluyor.— Rifat Hisarcıklıoğlu (@RHisarciklioglu) April 15, 2021
2016 yılında Erdoğan’ın istihdamı arttırmak için başlattığı ‘TOBB üyeleri 1 işçi alsın’ projesine destek vereceğini açıklayan ancak 1 milyon 400 bin kişiye iş imkanı sunmadığı ortaya çıkan Hisarcıklıoğlu’nun son çağrısına esnaf ve işletme sahiplerinden tepkiler geldi.


Merkez Bankasının 128 milyar dolarını harcayan AKP, işçinin maşından kesilen parayla yapılan ödemeleri ‘destek ve yardım’ diye açıkladı. İşsizlik Sigortası Fonundan verilen maaşların listesi Kovid-19 salgınında AKP’nin hiçbir yardım yapmadığının kanıtı oldu.
BOLD ANALİZ – 83 milyon vatandaşın 128 milyar dolarını ‘yok eden’ AKP Hükumeti, paraların akıbetini açıklamaya çalıştıkça yeni skandallara imza atıyor. Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, 128 milyar doların nereye harcandığını açıklamak için bir liste hazırladı. Kovid-19 salgınında yapılan doğrudan destek ve yardımların yer aldığı listedeki paraların tamamı Merkez Bankasının değil, İşsizlik Sigortası Fonunun parası çıktı.
ÖZLEM ZENGİN DE PAYLAŞTI
Bakanlığın işçi ve işsizin parasını koronavirüs salgınında kullandığının resmi belgesi olan fotoğrafı önce AKP Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal kullandı. Ünal, paranın Merkez Bankasının 128 milyar doları olmadığını anlayınca tweeti sildi. 128 milyar doları açıklamaya çalışan AKP Genel Başkan Yardımcısı Özlem Zengin de İşsizlik Fonu’ndan çalışanlara verilen işsizlik maaşı, kısa çalışma ödeneği ve ücretsiz izin parasını destek ve yardım diye duyurdu.
60 MİLYAR LİRANIN 51 MİLYARI İŞSİZLİK FONU’NDAN
‘HükümetMilletininYanında’ ifadelerini de kullanan Zengin, Tokat özelinde de yapılan yardımları duyurdu. Ancak bu ödemelerin işçi ve işsizin parasının biriktiği Fon’dan yapıldığını görmezden geldi. Salgında AKP Hükumetinin destek ve yardımı olarak açıklanan 60 milyar liranın 51 milyar 471 milyon lirası işçinin primlerinin biriktiği İşsizlik Sigortası Fonu’ndan yapıldı. Geriye kalan 9 milyar lira ise yine vatandaşa verilen IBAN ile toplanan paralardan yapıldı. Bakanlık logolu belgeyle bu gerçek gözler önüne serildi.
Özlem Zengin’in, AKP Grup Başkanvekili olduğu dönemde emniyette ve cezaevlerinde yapılan çıplak aramayı inkar ederken kullandığı cümleler büyük tepki toplamıştı.
Salgın sürecinde
Sosyal Koruma Kalkanı programı kapsamında Vatandaşlarımıza sağlanan doğrudan destek ve yardımlar;
📌Türkiye genelinde 60 milyar TL'yi aştı.📌 Tokat‘a 222.871.273 TL destek sağlandı.#HükümetMilletininYanında 🇹🇷 pic.twitter.com/ESXnEvwSHz
— Av. Özlem Zengin 🇹🇷 (@AvOzlemZengin) April 16, 2021


Afiş yasağı da koronavirüsü durduramadı: Vakalar illerde 26 kata kadar arttı


Devlet garantili insan kaçakçılığındaki kilit isim Ersin Kilit: Fatma Şahin’i niye kimse konuşmuyor


Aileler yine iktidarın hedefinde
Popular
-
Spor1 gün önce
Enes Kanter 30’ncu double-double’ını yaptı: Galibiyeti yazar Aslı Erdoğan’a adadı
-
Ekonomi1 gün önce
Erdoğan 5 bin ton altının peşinde
-
Dünya13 saat önce
Respect Enstitüsü, İslami İlimler Üniversitesi olma yolunda
-
BOLD ÖZEL1 gün önce
Cezaevinde kanser olan KHK’lı mühendis Abdülazim Özdemir hayatını kaybetti
-
BOLD ÖZEL1 gün önce
En fazla aşı en çok vaka: Koronavirüs aşısı korumuyor mu?
-
Politika1 gün önce
Ticaret Bakanlığına 9 milyon TL’lik dezenfektan satan Bakan Ruhsar Pekcan’a istifa çağrısı
-
Gündem1 gün önce
Soylu Türkiye’deki yabancıları tehdit etti: İkametlerini iptal ederim
-
Analiz1 gün önce
AKP Türkiye’si: 128 milyar dolar, 43 işçi, 50 at kayıp