15 Temmuz sonrası Türkiye siyasi, ekonomi ve adalet alanlarında büyük gerileme yaşadı. Gün geçmiyor ki bu gerilemeleri su yüzüne çıkaran hükumet aleyhine bir skandal patlak vermesin. Ne yaşanırsa yaşansın Erdoğan, konuşmalarında pembe tablodan vazgeçmiyor.
BOLD – AKP’li Cumhurbaşkanı Tayip Erdoğan, hafta sonu İstanbul’daki Huber Köşkü’nden canlı bağlantıyla katıldığı Hasankeyf-2 Köprüsü açılış töreninde şunları söyledi: “İnsanlarımız çoğu zaman tedavi için, üniversite eğitimi, iş, aş bulmak için Avrupa’ya Amerika’ya gitmek zorunda kalırdı. Allah’a hamdolsun bugün bu tablo büyük oranda tersine döndü.”
Erdoğan bu konuşmayı, AKP’li Malatya Yeşilyurt Belediyesinin gri pasaportla Almanya’ya eğitim ve kültür faaliyeti için gönderdiği 45 kişiden 43’ünün geri gelmemesi skandalının ardından yaptı. Yapılan tüm anketlerde gençlerin büyük kısmı yurt dışında yaşamak istediğini söylüyor. Metropoll Araştırmanın Şubat ayı anketine göre, AKP’lilerin yüzde 34 de yurt dışında yaşamak istiyor.
EKONOMİK PİŞKİNLİK
Pandemi, gelişmekte olan ülkeler liginde olan Türkiye ekonomisinde ağır hasar bıraktı. Türkiye ekonomisi pandeminin vurduğu Nisan-Mayıs 2020 döneminde yaklaşık yüzde 10 küçüldü. Son bir yılda hayat pahalılığı artarken, işsizlik ve yoksulluk geniş kesimlere yayıldı. Uzmanlar ailelere doğrudan yardımların ulaşması gerektiği konusunda hemfikir.
Erdoğan ise tüm bunlara rağmen, ekonomide pembe tablo çizmeye devam ediyor. Türk ekonomisine dair karamsar senaryolar çizen uluslararası kuruluşların tablolarını güncellemeye başladığını söyleyen Erdoğan: “Aynı şekilde ihracatta, sanayi üretiminde her ay yeni rekorların haberlerini alıyoruz. Mart ayında ihracatımız geçen yılın mart ayına göre yüzde 42,2 artışla tüm zamanların en yüksek aylık ihracatı olan 18,9 milyon dolara ulaştı. Elbette sıkıntılarımız var ama aynı zamanda geleceğe ümitle bakmak için pek çok sebebe de sahibiz. İnşallah 2021 senesini ülkemiz ve milletimiz için bir şahlanış senesine dönüştüreceğiz. Bunu da hep olduğu gibi kardeşlikle, dayanışmayla, birlik ve beraberlikle başaracağız. Tüm umutlarını Türkiye’nin tökezlemesine, ülkemizin kaosa ve krize sürüklenmesine bağlayan muhterislere fırsat vermeyeceğiz. Rabbim yar ve yardımcımız olsun.
ADALET PİŞKİNLİĞİ
15 Temmuz’dan sonra ülkede tam bir hukuk katliamı yaşandı. Yerel mahkemelerin üst mahkeme olan Anayasa Mahkemesinin karalarını takmadığı , Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş kararları başta olmak üzere bazı önemli kararlarının uygulanmadığı, yüzbinlerce insanın uluslararası hukuk normlara uymayan delillerle tutuklu yargılandığı Türkiye’de vatandaşın adalete olan güveni de sarsıldı. Yapılan kamuoyu araştırmalarında Türkiye’nin en büyük sorunları arasında, ekonomi ve pandemiden sonra adalet 3. sırada yer alıyor. İktidar, muhalefet tarafından yargıyı siyasallaştırmakla suçlanıyor.
MERKEL’DEN AİHM UYARISI
Türkiye’deki hukuksuzluklar AB ve üye devletleri de rahatsız ediyor. Son olarak Almanya Başbakanı Angela Merkel, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu Avrupa Konseyi üyelerini, AİHM kararlarını ‘hızlı ve kapsamlı bir şekilde’ uygulamaya çağırdı.
Öte yandan, siyaset Akademisi’nin açılışındaki konuşmasında Erdoğan adalet ile ilgili şunları kaydetti: “Adaletin olmadığı yer oksijensiz dünya gibidir. Her işinizde adaleti gözetirseniz, siyaseten küçülmez tam tersine sürekli büyürsünüz. Attığınız her adımda, söylediğiniz her sözde, yaptığınız her işte millet sizi görür, notunuzu verir, günü geldiğinde de yerinizi gösterir. Siyasetçinin sözü ve tavrı kendi hayatında karşılık bulduğu ölçüde etkilidir.”
Siyasi, ekonomi ve adalet alanlarındaki büyük gerilemeye rağmen, her konuşmasına pembe tablo çizen Erdoğan, pişkinlikte de ısrarını sürdürüyor.
AKP’li Türkiye’nin basın özgürlüğü karnesi: 19 yılda 54 sıra!