AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından geçen hafta Hazine ve Maliye Bakanlığı’na atanan Nureddin Nebati, yeni ekonomi modeliyle ilgili, “Bitersek hep beraber biteceğiz. Kazanırsak hep beraber. Karamsar tablo çizenlere diyorum ki; “Sen maaş alıyorsun. En fazla neyini kaybedersin? Enflasyonun altında ezilirsin. Ama ben bütün varlığımı kaybederim bu iş düzelmezse eğer” dedi.
BOLD – Çiçeği burnunda Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, HaberTürk yazarı Sevilay Yılman’a konuştu. Zamlar sonrası eriyen 2 bin 825 TL’lik asgari ücrete ilişkin konuşan Bakan Nebati, “2800 TL ile bir adam geçinebilir mi? Öyle şey olur mu?” dedi.
ÇİN MODELİNİ SAHİPLENDİ: BİZE ÖZGÜ BİR MODEL
Yılman, köşesinde Bakan Nebati ile ilgili yaptığı telefon görüşmesine yer verdi. Bakan Nebati’nin her kesimle iletişim kuracağını, herkese elini uzatacağını belirttiğini ifadene eden Yılman’ın Nebati ile yaptığı söyleşi şöyle:
“Ekonomide uyguladığınız model tartışılıyor. Çin Modeli diyenler var mesela…
Hayır. Hayır. Asla! Bizim modelimiz Çin Modeli, Güney Kore modeli filan değil. Bu, Türkiye modeli. Türkiye çok güçlü bir ülke. Konjonktürel yapısı, jeopolitik yapısı, iyi ilişkileri, geçmişte edindiği ilişkilerden gelen gücü. Medeniyeti. Şu anda kimse Türkiye’yi taşımıyor. Türkiye kendi kendini taşıyor. Böyle bir şey olabilir mi? Çin kendi modeliyle var olabilir ama bizim modelimiz farklı. Bize özgü bir model. Dün toplantıda bunları anlattım gelen işadamlarına. O yüzden de çok mutlu ayrıldılar. Altyapısını tamamlamış. Çok güçlü bir şekilde bu modeli hayata geçirmek üzere yola çıkıyor Türkiye.
FAİZ ARTIRMAMA KONUSUNDA KARARLIYIZ
Siz gerçekten bu modelin başarıya ulaşabileceğine inanıyor musunuz?
Evet. Tabii ki! Göreceksiniz. Çok hızlı bir şekilde düzelecek ekonomi. Yeter ki bize güvenilsin. Dün toplantıda bankacılar da vardı. “Güvenin, inanının bize” dedim. Faiz artırmayacağız. Bu işi faiz artırmadan da yapabildiğimizi göreceksiniz. Sadece güven.
Faiz indirimi devam edecek mi?
Onu bilmem ama artırmama konusunda kesin kararlıyız. Ve bu işi biz oturtacağız Allah’ın izniyle.
Kur artışı bırakılmıştı ama Merkez Bankası birkaç kez müdahale etti. Bu sizin modele uygun mu?
Tabii… Çünkü dışarıdan herhangi bir saldırı yok! Çok net olarak söylüyorum. İçeride birkaç manipülatif, spekülatif işlemeler var. Merkez Bankası da onların bu hamlelerine karşı hamle yapıyor.
2800 TL İLE BİR ADAM GEÇİNEBİLİR Mİ?
Asgari ücret ile ilgili fikriniz?
İyi olacak. Çok iyi olacak. Olması gerektiğini söyledim. Bizde de çalışan var. Biz daha üç ay önceden zam yapmaya başladık maaşlara. Birçok firma fiilen de başladı zam yapmaya. Zam olacak tabii. 2800 TL ile bir adam geçinebilir mi? Öyle şey olur mu? Olmaz! Vereceğiz. Asgari ücretin olabilecek en doğru rakamda olması konusunda en büyük destekçilerden biriyim. Bırakın bakan olarak desteklemeyi. Patron olarak destekliyorum.
ERDOĞAN’A RAĞMEN BİRŞEY YAPMAM
Bakın Sevilay Hanım… Kamuyla iş yapmayan, kamu kurum ve kuruluşlarının önünden bile geçmemiş bir işadamıyım ben! Hayatında ilk defa kamudan maaş alan ve bu maaşı da kendi için harcamayan bir kişiyimdir.
Yemeyiz, yedirmeyiz! Bunu net söylüyorum. Kimseye eyvallahımız yoktur. Liderimize bağlıyız. Tayyip Erdoğan’a rağmen asla bir şey yapmam! Bunu da net söylüyorum. Herkes bilsin.
VAKTİ GELDİĞİNDE TÜSİAD’LA DA GÖRÜŞECEĞİM
O zaman Sayın Cumhurbaşkanı’nın iki hafta evvel TÜSİAD ile ilgili yaptığı yorumlara da katılıyor musunuz?
O ifadeler, yorumlar Sayın Cumhurbaşkanımızın kendisinindir. O benim liderim. Genel Başkanım. Aynı zamanda Cumhurbaşkanım. Üç açıdan bağlıyımdır kendisine. Kabinenin de bir üyesiyim. Ama benim tarzımı, düşüncelerimi, tutumumu, olaylara karşı bakış açımı herkes bilir.
Vakti geldiğinde TÜSİAD’la da görüşeceğim elbette. Ben şu anda Türkiye ekonomisinin başına getirildim mi? Getirildim! O halde işime bakıyorum. İşimi çözeceğim. Ulusal çıkarlar neyi gerektiriyorsa, sokaktaki vatandaşımın ihtiyacı ne ise ona ilişkin olarak hareket etmek zorundayım. Patronun da patronluğunu anlamalıyım. Gazetecinin de gazeteciliğini, çalışanın da çalışanlığını anlayacak empatik davranışlarda bulunmalıyım. Çünkü ancak o şekilde başarılı olabilirim.
İNANDIĞINIZ ANDA BU İŞ ÇÖZÜLÜR
Sayın Cumhurbaşkanı 5-6 ayda düzelecek dedi. Nasıl olacak bu?
Bize güvendiğiniz anda. İnandığınız anda bu iş çözülür. Sıkıntı yok. Türkiye’nin makro ekonomik göstergesinde hiçbir şekilde hiçbir sorun yok. Güven tesis edelim. Sorunlar var ama bunun üstesinden gelebilecek de çok güçlü bir altyapımız var. Sadece ve sadece insanları inandırmamız, geri adım atıp atmayacağımızı bilmeleri, kararlılığımızı anlamaları, samimiyetimize inanmaları gerekiyor. Bu kadar!
BU MODEL TUTMAZSA ÜZÜLÜRÜM
Peki bu modeliniz ya tutmazsa?
Üzülürüm. Çünkü ya kahramanı olacağım çocuklarımın. Ya da boynu bükük bir şekilde eve döneceğim ve onların da boynunu bükmüş olacağım. Ben eve boynu bükük dönemem. Çünkü eğer öyle dönersem bilirim ki sokaktaki vatandaş, Dicle’deki çoban artık benden umudunu kesmiştir. Boynum bükülürse işçilerin artık mutlu olmadığını, patronların benden nefret ettiğini, siyasete ve Türkiye’ye zarar verdiğimi düşünür, üzülürüm.
BİTERSEK HEP BERABER BİTECEĞİZ
Umarım düzelir Sayın Bakan. Nihayetinde hepimiz bu gemideyiz!
Bravo! Öyleyiz işte. Bitersek hep beraber biteceğiz. Kazanırsak hep beraber. Karamsar tablo çizenler var. Hiçbir şekilde bize inanmayanlar. Onlara diyorum ki; “Sen maaş alıyorsun. En fazla neyini kaybedersin? Enflasyonun altında ezilirsin. Ama ben bütün varlığımı kaybederim bu iş düzelmezse eğer. 1000 çalışanımız var. 1000 kişiyle beraber bütün varlığımı kaybederim. Ben babadan görme bir insanım. Babamın bana bıraktıklarını kaybederim. Ben bunu göze alır mıyım Sevilay Hanım? Bu işi ya düzelecek ya düzelecek! Yeter ki bize güvenilsin, inanılsın!
Time to Help Derneği’nden Almanya’daki selzedelere 30 bin Euro bağış