Avrupa Konseyi’nin siyasi organı Bakanlar Komitesi, Osman Kavala’nın AİHM kararlarına rağmen serbest bırakılmaması üzerine Türkiye aleyhine başlattığı ‘ihlal prosedürünün’ ikinci aşamasını oylayacak. Çoğunluk sağlanırsa Türkiye’ye karşı ihlal prosedürü resmen başlatılmış olacak.
BOLD – Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi Osman Kavala hakkında kritik bir karar almaya hazırlanıyor. Komite bugün Strasbourg’da toplanarak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Kavala kararıyla ilgili ihlal prosedürü başlatma konusunda yeni bir oylama yapacak.
Bakanlar Komitesinde yeterli çoğunluk sağlanması halinde Osman Kavala dosyasıyla ilgili ihlal prosedürü resmen başlatılmış olacak. Bu prosedür Türkiye’ye karşı ilk, Avrupa Konseyi tarihinde de ikinci ihlal prosedürü olarak tarihe geçecek. Daha önce benzer bir prosedür sadece Azerbaycan’a karşı bir davada gündeme gelmişti.
Bakanlar Komitesi, 30 Kasım-2 Aralık arasında yaptığı değerlendirmeler ve oylama sonucunda iş insanı Osman Kavala’yı AİHM kararlarına rağmen serbest bırakmayan Türkiye aleyhine ‘ihlal prosedürü’ başlatma kararı almıştı.
AİHM kararlarının uygulanışının denetleyicisi olan Komite, görüş belirtmesi için Ankara’ya 19 Ocak 2022 tarihine kadar süre vermiş, konuyu 2 Şubat 2022 tarihli toplantıda yeniden ele alacağını bildirmişti.
ANKARA’NIN YANITI
AKP hükumeti, 19 Ocak’ta Strasbourg’a ilettiği belgede, daha önce olduğu gibi, “Türkiye AİHM’nin ihlal kararını Kavala’yı serbest bırakarak tüm sonuçlarıyla ortadan kaldırmıştır, Kavala şu anda başka suçlardan tutukludur” mesajını iletti.
Ankara’nın mesajında, “Kavala’nın AİHM’de ihlal kararına neden olan tutukluluk sürecinin 18 Şubat 2020 tarihinde sonlandığı, şu an Türk Ceza Kanunu’nun siyasal ve askeri casuslukla ilgili 328’inci maddesi temelinde başka bir dava kapsamında tutuklu olduğu” kaydedildi.
İstanbul 30’uncu Ağır Ceza Mahkemesi, 18 Şubat 2020 tarihli duruşmada, Gezi Davası olarak bilinen dosyada oy birliği ile Osman Kavala’nın beraatine karar vermiş, ancak Kavala hakkında, aynı gün Silivri Cezaevi’nden çıkmadan, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, daha önce re’sen tahliye kararı verilen bir soruşturma kapsamında gözaltı kararı vermiş ve Kavala 19 Şubat’ta yeniden tutuklanmıştı.
Kavala’nın da yargılandığı davada 17 Ocak 2022 tarihinde düzenlenen son duruşmada, Kavala’nın tutukluluk halinin devamına oy çokluğu ile karar verilmiş, bir sonraki duruşmanın 21 Şubat 2022’de düzenleneceği açıklanmıştı.
AİHM KARARI
AİHM kararında Kavala’nın ‘bir suç işlediğine dair makul şüphe olmadığı’, Kavala hakkında ‘Anayasa Mahkemesi’nin ivedi bir yargı denetimi gerçekleştirmediği’, Kavala’nın özgürlüğüne getirilen kısıtlamanın ‘suç işlediğine dair makul şüphe nedeniyle yetkili bir adli makam önüne çıkarılma amacından başka bir amaç ile uygulandığı’ ve bu durumun ‘insan hakları savunucularının çalışmaları üzerinde caydırıcı etkiye sahip olduğu’ sonucuna varılmıştı.
AİHM bu sonuçlardan yola çıkarak, 1’e karşı 6 oyla, “Kavala’nın tutukluluğunun sona erdirilmesi ve bir an önce serbest bırakılması için Türk hükümeti tarafından tüm önlemlerin alınması gerektiğine” hükmetmişti. AİHM’nin bu kararına Ankara’nın yaptığı itiraz kabul edilmemişti.
İHLAL PROSEDÜRÜ
Kavala bu hüküm kapsamında tahliye edilmediği için Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi AİHM kararını ‘yerine getirilmemiş’ olarak değerlendiriyor.
Komite, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) “Kararların Bağlayıcılığı ve İnfazı”yla ilgili 46’ncı maddesinin kendisine verdiği yetkiye dayanarak, Ankara’nın bu maddede öngörülen yükümlülüğünü yerine getirmediği meselesini AİHM’ye intikal yetkisine sahip. Bunun için Avrupa Konseyi üyesi 47 ülkenin en az 3’te 2’sinin oyu gerekiyor.
Bakanlar Komitesi’nde 2 Aralık 2021’de yapılan oylamada 47 ülkeden 35’i Kavala dosyasının AİHM’ye intikal ettirilmesi doğrultusunda oy kullanmıştı. Diplomatik kaynaklar, bugün yapılacak oylamadan da farklı bir sonuç çıkmasını beklemiyor.
Aralık oylamasında sadece Azerbaycan ve Macaristan, ihlal prosedürü başlatılmasına karşı oy kullanmışlardı. Rusya, Ukrayna, Gürcistan, Sırbistan, Arnavutluk ve Moldova çekimser kalmış, Bosna-Hersek de oylamaya katılmamıştı.
Bu ikinci oylamada da yeterli çoğunluk sağlanırsa Türkiye’nin 19 Ocak’ta sunduğu resmi görüşün de eklendiği gerekçeli karar AİHM’e gönderilecek ve Türkiye’nin AİHS’yi ihlal edip etmediğini değerlendirmesi istenecek. AİHM kulislerinde bu işlemin en az altı ay alacağı söyleniyor.
AİHM de Kavala hakkındaki kararının yerine getirilmediği tespitinde bulunursa, davalı devlete karşı alınacak olası önlemleri değerlendirmesi için davayı yeniden Bakanlar Komitesine gönderecek.
YAPTIRIM SÜRECİ NASIL OLACAK?
Bakanlar Komitesi de eğer bu süreç içerisinde Kavala serbest bırakılmamışsa Türkiye’ye karşı alınacak yaptırımları değerlendirecek ve uygun görülen önlemleri karara bağlayacak.
Daha önce sadece Azerbaycan için işletilen ancak yaptırım aşamasına gelmeden sonlanan bu sürecin Türkiye için nasıl işletileceği ve sonuçlarının neler olacağı öngörülemiyor.
Diplomatik kaynaklar, yaptırım konusunda da belirli bir çerçeve olmadığına, üyeliğin dondurulmasından oy hakkının askıya alınmasına kadar birçok seçeneğin gündeme gelebileceğine dikkat çekiyorlar.
Avrupa Konseyi’nin alacağı bir yaptırım kararının Kavala davasını yakından takip eden Avrupa Birliği açısından da belirleyeceği olabileceği, Strasburg’daki sürecin zaten sıkıntılı devam eden Ankara-Brüksel ilişkilerine de yansımaları olacağı vurgulanıyor.
AİHM’den 40 HDP’li vekilin dokunulmazlıklarının kaldırılması konusunda ihlal kararı