Anayasa Mahkemesi, WhatsApp’tan şirket yetkililerine hakaret ettiği gerekçesiyle işten çıkarılan kişinin açtığı davada özel hayata saygı ve haberleşme hürriyetinin ihlaline hükmetti. Yazışmalarının hukuka aykırı yöntemle işveren tarafından elde edildiğine dikkat çeken AYM, ByLock’la ilgili başvurularda ise tam tersi kararlara imza attı.
BOLD – Anayasa Mahkemesi (AYM), özel şirket çalışanı S. A.’nın, WhatsApp yazışmalarının şirket yetkilisi tarafından görülmesi üzerine haksız yere işten çıkarıldığına ilişkin bireysel başvuru yaptı. AYM, özel hayata saygı ile haberleşme hürriyeti haklarının ihlal edildiğine karar verdi.
Ordu’daki devlet hastanesinde özel şirket bünyesinde bilgi işlem sorumlusu olarak çalışan S.A., 16 Kasım 2017’de gerçeğe aykırı beyanla izin almaya çalıştığı ve WhatsApp üzerinden şirket yetkililerine iftira ve hakaret ettiği gerekçesiyle işten çıkarıldı. S.A.’nın açtığı işe iade davası iş mahkemesi ve Samsun Bölge Adliye Mahkemesi tarafından reddedildi. S.A. AYM’ye hak ihlali iddiasıyla bireysel başvuru yaptı.
AYM, Anayasa’nın 20. maddesinde güvence altına alınan özel hayata saygı ile Anayasa’nın 22. maddesinde güvence altına alınan haberleşme hürriyeti hakkının ihlal edildiğine hükmetti.
AYM’nin kararında, başvuruya konu olayda işverenin, başvurucunun iş yeri bilgisayarını kullanarak yaptığı yazışmalarını denetlemesi ve içeriğini incelemesi sonucu elde ettiği bilgilerle başvurucunun iş akdini feshettiğiine dikkat çekildi. İşveren tarafından, iş yerinde kullanıma tahsis edilen bilgisayar üzerinden yapılan iletişimin izlenebileceği ve denetlenebileceği yönünde açık bir bilgilendirme yapılmadığı belirtilen kararda, mesaj içeriklerine de hukuka aykırı şekilde erişildiği iddialarının araştırılmadığı vurgulandı.
YAZIŞMALAR YASADIŞI ELDE EDİLDİ
AYM kararında, WhatsApp’ın özel mesajlaşma programı olduğuna dikkat çekilirken şunlar vurgulandı: “Kaldı ki somut olayda kişisel kullanıma ilişkin olduğu herkesçe ve işverence bilinen söz konusu programın denetlenmesinin başvurucunun özel hayatının ve haberleşmesinin gizliliğinin korunması konusundaki makul beklentisine aykırı olduğu açıktır. Mahkemece de -anılan programın kişisel kullanıma özgü bir mesajlaşma programı olduğunun herkesçe bilinebilir bir durum olmasına rağmen- bu tür bir programın içinde yer alan yazışmaların ne suretle denetlendiğine, içeriklerinin feshe dayanak alındığı hususunun gerekli olup olmadığına ve başvurucunun özel hayatı ile haberleşmesine olan etkisine yönelik herhangi bir değerlendirme yapılmamıştır. İşveren başvurucunun bilgisayarındaki özel mesajları hukuka uygun bir yöntemle elde ettiğine yönelik de sağlıklı bir açıklama yapamamıştır. Yargılama aşamasında davalı şirket vekilinin davaya cevap dilekçesinden feshe dayanak olan mesajlaşma içeriklerinin başvurucunun bilgisayarını açık bırakması sonucunda sorumlu olan amiri tarafından elde edildiği anlaşılmıştır. Bu anlamda başvurucunun bilgisayarında yer alan iletişiminin içeriğine erişilmesini zorunlu kılan bir durumun mevcut olduğunun işveren tarafından açıklanmadığı görülmüştür. Öte yandan işveren tarafından mahkemeye sunulan başvurucunun yazışmaları ve yargılama süreci bir bütün hâlinde değerlendirildiğinde işverenin yazışma içeriklerine başvurucunun ve mesajlaştığı arkadaşlarının rızası hilafına erişim sağladığı ve bu içeriklerin de iş akdinin feshine dayanak yapıldığı görülmüştür.
AYM, SÖZKONUSU BYLOCK DAVALARI OLUNCA HUKUKU UNUTUYOR
WhatsApp yazışmalarının hukuka aykırı şekilde elde edilmesini ve mahkemelerin bunu delil olarak kabul etmesini hukuka aykırı bulan Anayasa Mahkemesi, konu ByLock davaları olunca tam tersi şekilde hukuku yok sayan kararlar verdi. İşten çıkarma davasında hukuku hatırlayan AYM, binlerce kişiye açılan ve tutuklama kararı verilen ByLock davalarında yapılan hak ihlalleriyle ilgili bireysel başvuruları reddetti. AYM, bu davalarda ByLock serverının MİT tarafından Litvanya’da hack yöntemiyle elde edilmesini, ByLock kayıtlarına yönelik harddisklerin mahkeme kararı olmadan incelenmesini ve dosyaya delil olarak konulmasını hukuka aykırı bulmadı. Yüksek Mahkeme, yazışmaların özel mesajlaşma niteliği taşıması nedeniyle dava dosyasının girmesinin özel hayata saygı ilkesine aykırı olduğu gibi mağdurların başvurularında da hak ihlali görmedi. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, AYM’nin hukuksuz şekilde reddettiği davalarda hak ihlaline hükmederek yıllar sonra hukukun tesisi için adım attı.
ERDOĞAN REJİMİNİN GENEL MÜDÜRLÜĞÜNE DÖNÜŞTÜ
Bu adaletsizlik, AYM’nin AKP hükumetinin istediği şekilde davacının kimliğine göre karar verdiğini, hukukun üstünlüğünü tesis etmek yerine Erdoğan Rejiminin bir genel müdürlüğüne dönüştüğünü bir kez daha gösteriyor.
Ayşe Özdoğan’ın koğuş arkadaşı: Yüzü gözü şiş ve mosmordu, onu getiren gardiyan bile ağlıyordu