Muhalefet partilerinin bir araya gelerek Türkiye’nin sorunlarını konuşmasını değerlendiren gazeteci Adem Yavuz Arslan, konunun Erdoğan’a bakan yönü için “Hayli büyük bir kabus” ifadelerini kullandı.
BOLD – Muhalefet partilerinin liderlerinin geçen Cumartesi akşamı gerçekleştirdiği toplantı siyaset gündemini belirledi. İlk kez altı lider bir araya geldi. Muhalefet partileri ekonomik krizdeki Türkiye’nin sorunlarını konuştu.
Liderlerin verdiği fotoğrafı gazeteci yazar Adem Yavuz Arslan değerlendirdi. Arslan, “Liderlerin bir araya gelmiş olması emin olabilirsiniz, Erdoğan için hayli büyük bir kabus” ifadelerini kullandı.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, İYİ Parti lideri Meral Akşener, Saadet Partisi lideri Temel Karamollaoğlu, DEVA Partisi lideri Ali Babacan, Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu ve Demokrat Parti lideri Gültekin Uysal’ın 5 saat 15 dakika süren toplantıları, verdikleri fotoğraf ve yayınladıkları bildiri, Türkiye siyasi tarihi açısından son derece önemli bir adım oldu. Takdirlerini ifade edenler de oldu, eleştirenler de. Gazeteci Adem Yavuz Arslan, toplantıda ortaya çıkan fotoğraf için “Yetmez ama evet” noktasında olduğunu belirtti. Türkiye’deki 6 siyasi muhalefet partisinin bir masa etrafında ilk defa bir araya geldiğine dikkat çeken Arslan, şunları kaydetti: “İktidar medyasında neredeyse haber yok. Varolan haberler de olayı manipüle etmeye yönelik. Özellikle HDP’lilerin fotoğraflarını fotomontajla 6 liderin yanına koyarak başka bir politik ajanda güttüler. Bu da aslında Sarayın ne kadar rahatsız olduğunu göstermesi açısından önemli bir karine.”
ORTAK KARAR ALINACAK
Arslan, masanın kurulabilmiş olmasının, muhalefetin bu şekilde bir masanın etrafından bir araya gelmesinin ve masanın etrafında oturma prosedürünün de çok önemli olduğunu ifade ederek, “Ortak karar alınacak, bu önemli. Belli konular için komisyonlar oluşturuluyor ve genel başkan yardımcıları belli konuları gündemlerine alıyorlar. Toplantıların daha sık yapılması ve bunun bir protokole bağlanması gibi bir karar var” diye konuştu.
ÇANLAR ERDOĞAN İÇİN ÇALIYOR
Arslan, kendisine ait Youtube kanalında “Çanlar Erdoğan için çalıyor” başlığı ile yayınladığı videosunda, liderlerin yayınladığı bildirideki dikkat çeken başlıkları da ele aldı. Yarını inşa meselesinin çok önemli bir başlık olduğunu kaydetti. Neden, nasıl ve niçin sorularına cevap verildiğini anlatan Arslan, şunları dile getirdi: “Türkiye’deki sorunların kaynağının şu anki yönetim olduğu, Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi denilen sistemin olduğu belirtiliyor. Metin genel olarak iyi yazılmış. Bazılarının beklentilerini karşılamamış olabilir. Benim de görmek istediğim başka bölümler de vardı. Ama bir çok yönü itibariyle dengeli olduğu ve özellikle tarafsız ve bağımsız bir yargı ile kuvvetler ayrılığının tesisi meselesi; özgürlükçü, adil, demokratik bir sistem inşa etme kararlılığı mevcut.”
TÜRKİYE’DEN UMUDUNUZU KESMEYİN
Bildirideki “Altı siyasi parti olarak hepimizin ortak sorumluluğu, uzlaşarak ve birlik içinde bu krizi aşmak, derin sorunlarımızı demokratik siyaset alanımızı genişleterek çoğulculuk temelinde çözebilmektir” şeklindeki tespitin önemine işaret etti Adem Yavuz Arslan. İstişare ile çözülemeyecek bir problemin olmadığını söylemelerinin de dikkat çekici olduğunu anlattı. Arslan, son dönemde e-mailerde, sosyal medya yorumu ya da videoların altındaki yorumlarda karamsar paylaşımlar gördüğünü kaydettiği açıklamasında, şu tespitlerini dile getirdi: “Herkes Türkiye’den umudunu kesmiş. Herkes Türkiye’nin sittin sene iflah olmayacağını söylüyor. Ben aynı kanıda değilim. Türkiye çok enteresan bir ülke. Çok hızlı bozulabildiği gibi, çok hızlı da düzelebilir. Türkiye’nin şu an yaşadığı krizin tek sebebi Erdoğan zaten. Erdoğan ve rejimi olmasa Türkiye’nin krizini gerektiren bir durum yok. Dolayısıyla sorunların çözümü ve iyileşmeye dair bu kadar karamsar olmaya gerek yok. Bu açıdan beylik tabirle enseyi karartmayın, moralinizi de bozmayın. Moralini bozacak olan birisi varsa o da Erdoğan ve işbirlikçilerdir. Çünkü onların altındaki halı her geçen gün, her geçen dakika kayıyor.”
HAVUZ MEDYASININ FOTOMONTAJLI TEZGAHI
Arslan, toplantıda mutlaka HDP’nin de olması gerektiğini belirterek, siyasetin özellikle de hak mücadelesinin uzun soluklu bir mücadele olduğunun altını çizdi. Stratejik ve sabırlı olmak geretiğine işaret ederek, “HDP toplantıda olmamasına rağmen havuz medyası fotomontajla HDP’yi masaya oturttu. Tüm dertleri oradan PKK’ya, terörle işbirliği söylemlerine yayarak bir kutuplaştırmaktı Erdoğan’ın hedefi. O açıdan HDP’nin olmamış olması aslında sadece fiziken orada olmadığı anlamında gelebilir. Millet İttifakı bir çok noktada uzlaşabilen bir yapı ve ben sorunun da aşılabileceği fikrindeyim. “Zinhar HDP ile görüşmüyoruz” gibi yaklaşım olacağını beklemiyorum” dedi.
ERDOĞAN’IN İSTEDİĞİ TABLO OLUŞMADI
“Aksine, Erdoğan için HDP’nin orada olmaması canını zıkan bir durum” diyerek sözlerini sürdüren Arslan, şu tesiti yaptı: “HDP’nin orada olması, Erdoğan için çok daha iyi propaganda yapması, çok daha iyi kara propaganda üretme malzemesi olacaktı. Bu açıdan altı siyasi parti Erdoğan’ın elini boşa çıkartmış oldu. Erdoğan’ın istediği tablo oluşmadı.”
ERDOĞAN İÇİN HAYLİ BÜYÜK BİR KABUS
Arslan, liderlerin bir araya gelmesi ve yayınlanan bildiriye dair, “Yetmez ama evet pozisyonundayız” ifadesini kullandı. Türkiye’nin sorunlarının çözümü için altı partinin bir araya gelmesinin ve yayınladıkları bildirinin yeterli olmadığını dile getirdi. Bildirideki demokrasi ve insan hakları vurgusunun çok daha güçlü olması gerektiğinin altını çizen Arslan, şunları söyledi: “Ama totalde baktığımızda, evet. Çünkü siyasetin, muhalefetin bir araya gelebilmesi çok önemli. Son 6 ayda yaşadığımız her şey bu altı partinin bir araya gelmesini engellemeye yönelik faaliyetlerdi. Cumartesi verilen bu görüntü ve altı liderin aynı masa etrafında toplandığı fotoğraf, Erdoğan’ın çabalarının sonuçsuz kalmasının da bir göstergesi. Bu açıdan son derece önemli, tarihi bir fotoğraf. Evet alacağı çok yol var. Evet eleştirilebilecek çok şey var. Ama bir taraftan da bu partilerin bir araya gelmiş olması emin olabilirsiniz, Erdoğan için hayli büyük bir kabus.”
Ayşe Özdoğan’ın koğuş arkadaşı: Yüzü gözü şiş ve mosmordu, onu getiren gardiyan bile ağlıyordu