Türkiye’nin en büyük sorunlarının başında muhalif bazı kesimlere uygulanan insan hakları ihlalleri geliyor. Erdoğan’ın bir yıl önce ilan ettiği İnsan Hakları Eylem Planı’nın artık esamisi bile okunmazken, polis basın açıklaması yapmak isteyen vatandaşın anayasal haklarını “Burası Türkiye Cumhuriyeti” diyerek engelliyor.
BOLD – Türkiye’nin son 6 yılına insan hakları ihlalleri damga vurdu. Özellikle 15 Temmuz sonrası ilan edilen OHAL süreci ve sonrasında doruğa ulaşan hak ihlallerine her geçen gün bir yenisi ekleniyor.
Kanun, uluslararası sözleşmeler ve Türkiye’nin taraf olduğu protokollerle korunması gereken “Yaşama hakkı, işkence ve insanlık dışı, onur kırıcı muamele yasağı, kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı, adil yargılanma hakkı, suç ve cezalarda kanunilik ilkesi, özel hayatın ve aile hayatının korunması, vicdan ve din/inanç özgürlüğü, ifade özgürlüğü, toplanma ve örgütlenme özgürlüğü, basın ve kitle iletişim özgürlüğü” en çok ihlal edilen hak ve özgürlüklerin başını çekiyor.
Türkiye’deki ihlaller arttıkça Batı’dan da tepkiler gelmeye başladı. Tepkileri azaltmak isteyen AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan 2021 yılının Nisan ayında “Daha demokratik bir Türkiye” vaadiyle İnsan Hakları Eylem Planı açıkladı.
Bireylerin maruz kaldığı bu ihlaller, AKP iktidarıyla ters düşen STK ve cemaat ve diğer oluşumlara mensup kitlelere de uygulanıyor.
Plan’ın üzerinden bir yılı aşkın süre geçmesine rağmen atılmış önemli bir adım yok.
EŞİNE AZ RASTLANIR ZULÜM
Gülen Hareketi mensuplarının yaşadığı hak ihlalleri, son yıllarda yurt içi ve özellikle yurtdışındaki insan hakları aktivistlerinin dikkatinden kaçmıyor.
KHK’larla işten atılma, hukuksal anlam ifade etmeyen olmaya delillerle hapiste çürütülme, zorla alıkonulma ve kaybettirilme, işkence, tecavüz, mülkiyet hakkının gaspı, tedvi hakkının engellenmesi, seyahat hakkı bu ihlallerden bazıları.
Adil yargılanma hakkında mahrum bırakılan hareket mensupları yıllarca hapis yatmamak için iltica etmeye zorlanıyor.
Yurt dışında yaşayan yada iltica etmeyi başaranlarsa, MİT eliyle gerçekleştirilen operasyonlarla zorla alıkonularak işkenceden geçiriliyor.
Konuyla ilgili ulusal ve uluslararası mahkemelere açılmış yüzbinlerce dava bulunuyor.
FURKAN ÜYELERİNE İBADET BİLE YASAK
Türkiye’de bir cemaat daha var ki Erdoğan’ın inşa ettiği rejimin presleri altında yaşam mücadelesi veriyor. Adana ve çevrelerinde etkili olan Furkan Vakfı, AKP iktidarıyla ters düştüğü için yargı ve polis marifetiyle cezalandırılıyor.
Ramazan ayında itikafa giren vakıf üyelerinin ibadet hakkı bile engellendi. Adana ve çevrelerinde dua edip namaz kılan Furkan gönüllüleri camiye postallarla dalan polislerin dayağını yedi.
Tutuklu vakıf üyeleri için, geçtiğimiz aylarda Adana’da yürümek isteyenler gruba sokakta işkence yapıldı. Yerde yatan savunmasız insanlar kafalarına aldıkları cop darbeleriyle hastanelik oldu.
Başörtülü kadınlar, yine kendileri gibi başörtülü kadın polislerin hışmına uğradı.
Müdahaleyi yapan polislerin ses kayıtlarına göre, polis sert müdahaleyle stresini attı.
Polisin sebep olduğu eşine az rastlanır böyle bir vahşet kamuoyunun vicdanını sızlattı.
KONYA EMNİYETİ YÜRÜTMEDİ
Konya’da tutuklu arkadaşları için basın açıklaması yapmak isteyen Furkan gönüllüleri yine polis engeliyle karşılaştı.
Polisin yürümek ve basın açıklaması yapmak isteyen eylemsilere söyledikleri ise pes dedirtecek cinsten.
Grubun, Anayasal güvence altında olan ifade özgürlüğünü engelleyen polis amiri, “Burası Türkiye Cumhuriyeti yürüyemezsin kardeşim. Her hafta ben seninle bu polemiği yaşamak zorunda değilim” dedi.
Polis Devletine Dönüştüğümüzün İtirafı!
Anayasal Haklarını Kullanan Furkan Hareketi Mensubu Vatandaşlara #KonyaEmniyeti Ekiplerinden:
"Burası Türkiye Cumhuriyeti yürüyemezsin! Sen kimsin, hangi sıfatla yürüyorsun?" pic.twitter.com/2sHFBUfezB
— Furkan News (@furkannewscom) June 12, 2022