Çin ve ABD arasındaki bir süredir devam eden Tayvan krizi, karşılıklı tehditlerle giderek tehlikeli bir hal almaya başladı. Çinli yetkililer şimdi de ABD Donanması’nı Tayvan Boğazı’ndan çıkması konusunda ikaz etti. İki ülkede geri adım atmamaya kararlı. Tayvan adası muhtemel bir küresel savaşın parlama noktası olarak görülüyor.
BOLD – Çin ile Tayvan arasındaki kriz 2’nci Dünya Savaşının öncesine dayanıyor. 1911 Yılında Çin imparayorluğu (Çing hanedanlığı) dağıldı ve Çin Cumhuriyeti kuruldu. Bu tarihten itibaren Kuomintang (KMT, Milliyetçi parti) ülkenin meşru yönetimine geçti. Bununla birlikte gizliden gizliye örgütlenen Kongçantang (CCP, Komünist parti) zamanla iktidara rakip oldu. 2’nci Dünya Savaşı’nın ardından 4 yıl süren iç savaş sonucu Mao önderliğinde komünistler galip geldi ve yönetimi ele geçirdi.
2 MİLYON KİŞİ TAYVAN ADASINA ÇEKİLDİ
Çan önderliğinde milliyetçi parti ordusu ve 2 milyona yakın destekçisi, ülkenin hava gücünü, donanmasının önemli bir kısmını ve altın rezervlerini alarak Tayvan adasına çekildi. Komünistler ülkenin tek meşru yönetimi olduğunu duyururken Milliyetçiler ise savaşın devam ettiğini ve meşru yönetimin kendileri olduğunu iddia etti. ABD’nin de desteğiyle Milliyetçiler Tayvan’da Çin Cumhuriyeti’ni devam ettirebildi. 1971 Yılına gelindiğinde konjonktür, Çin ana karasının daha fazla görmezden gelinmemesini gerektirince Birleşmiş Milletler ‘de (BM) düzenlenen bir oylama ile ana karadaki Çin Halk Cumhuriyeti (ÇHC) tanınmaya başlandı. Bugün Tayvan ya da Çin Cumhuriyeti dünyada yalnızca 13 devlet tarafından tanınıyor. ABD’den aldığı askeri destek ve güvence ile varlığını sürdürebiliyor. Tayvan, ÇHC’nin aksine cumhuriyet sistemin oturduğu, demokrasinin geliştiği kalkınmanın bütüne yayıldığı bir devlet. Dünya’nın teknoloji ihracatçıları arasında. Başta ABD ve AB üyeleri olmak üzere 56 devletle resmi olmayan ilişkiler yürütüyor.
TAYVAN’I DÜNYADAN İZOLE ETMEK İSTİYOR
Çin, dünya çapında Tayvan’ı ablukaya almaya çalışıyor. Hiç bir devletin onunla diplomatik, ekonomik ya da güvenlik temelli bir ilişkiye girmesini istemiyor, dünyadan izole etmek istiyor. Bir taraftan da Tayvan’ı birleşmeye zorluyor. İçişlerinde serbest, dışişlerinde ve güvenliğinde ÇHC’ye bağlı olacağı “1 devlet 2 sistem (Hongkong ve Makao gibi)” modelinde diretiyor. Tayvan toplumu batıdan kopmak istemiyor. ÇHC ise sınırlarından 160 km uzaktaki bu adayı ele geçirme fırsatı arıyor. ABD’ye göre Çin, bir “oldu bitti (fait accomplish)” stratejisi izliyor. Çin, saldırı için ABD ordusunun müdahale edemeyeceği bir durum ve zamanı kolluyor. Çin’in ordusu da aslında bir süredir tam da bu stratejiye uygun bir hazırlık sürdürüyor. Tayvan ordusu da Çin’i durduramayacağını biliyor, ABD desteği gelinceye kadar direnebilmek üzere bir strateji izliyor.
ABD’DEN KORUMA VAADİ
ABD ile Tayvan arasında karşılıklı bir güvenlik anlaşması yok. ABD ayrıca Tayvan’ın Çin’in bir parçası olduğunu kabul ediyor, fakat bu sorunun barışçıl bir şekilde çözülmesini şart koşuyor. Bu arada Tayvan’ı da askeri güç olarak kendisini koruyabilecek seviyeye getirmeyi hedefliyor. Uzun süredir Tayvan’ı taciz eden Çin ise Tayvan’ın hava sahasını ve egemenlik alanlarını ihlal ederek düşmanca davranışlar sergiliyor.
Şubat ayında Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısının ardından gözler Tayvan’a döndü. Çin’in bu süreci bir fırsat olarak görmesi endişesi duyulmaya başlandı. ABD yönetimi ise açıkça Tayvan’ı koruyacaklarını ifade ediyor. ABD Başkanı Biden, Asya gezisinde bu konuda “gerekirse askeri karşılık veririz” dedi. Tayvan, Çin, ABD ve bölgedeki diğer ülkeler neredeyse bir alarm durumunda. Biden’e karşı Çinli yetkililer ise Tayvan için ne gerekiyor ise yapacaklarını ifade ediyor.
ÇİN’DEN ABD’YE: TAYVAN BOĞAZI’NDAN ÇIK
Temkin politikası izleyen Çin yönetimi, nüfuz alanlarını genişleterek bölgede ABD’ye gövde gösterisi yapıyor. Geçtiğimiz günlerde Çin Savunma Bakanı, Tayvan’ın bağımsızlığını ilan etmesinin kendileri için savaş sebebi olacağını duyurdu. Şimdi ise Çin yönetimi Tayvan Boğazı’ndaki ABD Donanması’nı derhal çıkması konusunda ikaz etti. Gerekçe olarak da boğazın bir uluslararası karasuyu olmadığı ifade edildi.
DÜNYA SAVAŞI ÇIKABİLİR
Tayvan, ABD’li yetkililerce küresel felakete dönüşecek bir savaşın başlama noktası (parlama noktası) olarak görülüyor. Birbirinin en büyük ticari partneri olan bu 2 ülke, Tayvan krizinde geri adım atmayacak gibi görünüyor. Çin uygun zamanı ve şartları yakalamayı beklerken ABD bölge ülkelerini de içine alan büyük bir ittifakla Çin’i durdurmayı planlıyor. Hatta kamuoyunda yer yer Tayvan’ın nükleer silahlandırılması bile konuşuluyor. Kriz ise şiddetini arttırarak devam ediyor.