BOLD – Ödemiş Cezaevinde kalbi durunca hastaneye kaldırılan ve 22 Temmuz 2022’de hayatını kaybeden ihraç Yargıtay üyesi Mehmet Sait Demiröz‘ün avukatı ve aynı zamanda yeğeni olan Engin Erkal, HDP Milletvekili ve insan hakları savunucusu Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun Youtube kanalına konuk oldu.
Müvekkilinin Konya Ereğli T Tipi ve Ödemiş T Tipi cezaevlerinde maruz kaldığı hak ihlallerini anlatan Erkal, Demiröz’ün 17 Temmuz 2022 sabahı kalbi durmadan önce iki kere yüksek ateş ve nefes darlığı şikayetiyle hastaneye götürüldüğünü ama sadece ağrı kesici, ateş düşürücü verildikten sonra tekrar cezaevine gönderildiğini söyledi.
40 AY HÜCREDE KALDIĞI İÇİN HASTALANDI
Değerleri çok yüksek olmasına rağmen müvekkilinin hastaneye yatırılmadığını ve gerekli tedavisinin yapılmadığını belirten Engin, “Cuma sabahı öldüğünde Ödemiş Devlet Hastanesi’nde tutanak tuttuk, hak ihlalleriyle ilgili ilgili hukuki süreci önümüzdeki günlerde başlatacağız.” dedi.
18 Temmuz 2016’da gözaltına alınıp 20 Temmuz’da tutuklanan Mehmet Sait Demiröz, 3,5 yıl kaldığı Konya Ereğli T Tipi Cezaevinde, 40 ay hücrede kalmış, teşhis ve tedavi geciktirildiği için şeker komasına girmiş ve akciğer zarı iltihabı ameliyatı geçirmişti.
GERGERLİOĞLU: ÇOK AĞIR İHLALLER VAR
Engin Erkal’ın açıklamalarını, akciğer uzmanı bir hekim olarak değerlendiren Ömer Faruk Gergerlioğlu, “Çok ağır bir tablo anlattınız, çok ağır hak ihlalleri görüyorum burada. 1 Aralık 2021’den beri hasta mahpuslar ve cezaevindeki şüpheli ölümlerin toplam sayısı 42’ye ulaştı. Bu neredeyse dünya rekoru. Adalet Bakanlığı ölümlerle ilgili açıklama yapmıyor. Mehmet Sait Demiröz’ün nasıl öldüğünü bir hekim ve insan hakları savunucusu olarak kahrolarak dinledim. 2 defa hastaneye götürülüyor ve gerekenler yapılmıyor. Çok ağır ihlaller var. Yatırılması gereken ve ağır bir tedavi verilmesi gereken hastaya gerekenler yapılmıyor ve cezaevine gönderiliyor. Tahlilleri baktım, böyle bir çok ağır hasta, nasıl olur da 2 kez hastaneden cezaevine gönderilir, tam bir cinayet!” dedi.
Gergerlioğlu, dört yıl önce Çorum Cezaevinde aynı şekilde hak ihlallerine maruz kalarak ölen din kültürü öğretmeni Muzaffer Özcengiz‘in de çok ağır bir hasta olmasına rağmen, CRP değeri 256 olmasına rağmen hastaneden cezaevine gönderildiğini ve 4 gün sonra koğuşunda ölüsü bulunduğunu hatırlattı.
Programımızın ikinci bölümünde hasta mahpuslar ile ilgili çok üzücü bir haber var. Eski bir Yargıtay üyesi 13 yılı aşkın bir ceza almış bir kişi, 58 yaşında hukukçu Mehmet Sait Demiröz, Ödemiş Cezaevi’nde hayatını kaybetti!"https://t.co/2cJmvZ0S6g
— Ömer Faruk Gergerlioğlu (@gergerliogluof) July 26, 2022
“40 AY TEKLİ HÜCREDE BIRAKILDI”
Mehmet Sait Demiröz’ün avukatı Engin Erkal’ın açıklamaları şöyle:
“İlk önce 18 Temmuz 2016’da gözaltına alındı, 20 Temmuz 2016’da tutuklandı. İlk dönemde Ankara Sincan Cezaevinde 85 gün kaldı. Yargıtay ve Danıştay üyeleri Türkiye’de üç cezaevine gönderildi; Silivri, Keskin ve Konya Ereğli. Kendisi de Konya Ereğli Cezaevine nakledilmişti. Orada 40 ay kadar tekli hücrelerde bırakıldılar.
“HASTALIKLARI HÜCREYE KAPATILINCA ÇIKTI”
O dönemde rahatsızlıkları başladı, öncesinde herhangi bir sağlık problemi yoktu. Cezaevine girdiğinde 80 kilo civarındaydı, hastalanınca 20 kilo vermişti, 60’ın altındaydı. Etkin pişmanlığa yönlendirmek için baskı baptılar, tekli hücreye bu yüzden koydular, bu uygulamalarla dosyalara delil yaratılmaya çalışıldı. Kendisinin kapalı bir yerde kalma fobisi vardı, tek başına bir yerde kalınca psikolojik olarak çöktü. Beslenme düzeyleri, psikolojik olarak yıpranmaları, her türlü olumsuzlar orada başladı.
“100 METRE UZAKLIKTAKİ HASTANEYE GÖTÜRÜLMEDİ, TEDAVİSİ AKSATILDI”
2019’da şekeri çıktı. Daha öncesinde böyle bir hastalığı yoktu. Şeker sürekli kontrol altında olması gerekiyor ve belli bir diyet uygulanması gerekiyor. 2019’da akciğerinden rahatsızlandı, birkaç kere hastaneye götürüldü ama çok fazla müdahale edilmedi. Ereğli T Tipi Cezaevi ile Ereğli Devlet Hastanesi’nin arası 100 metre. Yürüyerek gidilse 2-3 dakika sürecek kadar yakın ama tedavisi o kadar aksatıldı ve düzenli bir şekilde yapılmadı.
“AMELİYATTAN 3 HAFTA SONRA CEZAEVİNE GÖNDERİLDİ”
En son aşamada hastaneye götürüldüğünde oradan acilen Konya Eğitim Araştırma Hastanesi’ne sevk edildi. Orada akciğer zarı iltihabı ameliyatı geçirdi ve ölümden dönmüştü. 8 saat sürdü ameliyat. İltihap akciğerini kapladığı için akciğer zarı sıyrıldı. Yüksek risk grubundaydı. 3 hafta sonra tekrar Ereğli Cezaevine gönderildi Ocak 2020’de.
Pandemi başlayınca kontrollerinde aksama oldu. Haziran 2020’de hastalık gerekçesiyle ev hapsi verilerek tahliye edildi. Evde olduğu için beslenmesi belli bir düzene oturdu. Kilosunu toparladı. Rutin kontrollerine devam ediyordu. 13 yıl verilen ceza Yargıtay tarafından onaylanınca 6 Nisan 2022’de tekrar tutuklandı. Bu sefer Ödemiş T Tipi Cezaevine alındı. Hapse girdiğinde tedavisi devam ediyordu, birkaç hastanede ileri tarihli randevuları vardı. Kontrollerine götürüldü.
“EN SON KURBAN BAYRAMI ARİFESİNDE GÖRDÜK, KOĞUŞTA 5-6 KİŞİDE KOVİD BELİRTİSİ OLDUĞUNU SÖYLEDİ”
Avukatı olarak ben ziyaret ediyordum, ailesi de açık ve kapalı görüşlere gidiyordu. Kurban Bayramı öncesindeki görüşte koğuştaki 5-6 kişide Kovid belirtisi olduğunu ama herhangi bir test yapılmadığını, başka bir koğuşa alınmadıklarını söylemişti. Ben arife günü eşimle birlikte gittim yanına. ‘Koğuştaki arkadaşların durumu kötü, biraz ağır geçiriyorlar, muhtemelen ben de pozitifim ama şu an itibariyle aşırı bir sıkıntım yok, boğazımda hafif ağrı var, bir sıkıntı olacağını düşünmüyorum’ dedi. Araya bayram tatili girince tekrar görüşme şansımız olmadı.
“14 TEMMUZ’DA YÜKSEK ATEŞ ŞİKAYETİYLE HASTANEYE GÖTÜRÜLÜP GERİ GETİRİLİYOR”
14 Temmuz 2022 gecesi yüksek ateş şikayetiyle hastaneye götürülüyor. Bizim bundan haberimiz olmadı. Aileye hiçbir şekilde haber verilmiyor. Bizim ertesi gün akşam haberimiz oldu. Orada test yapılıyor, birkaç uzman hekim görmüş. Çok fazla detayları öğrenemedik. Hastaneyle iletişime geçtiğimizde test sonucu beklediklerini, ateşinin ara ara yükselip düştüğünü söylediler. 15 Temmuz gecesi Kovid testi negatif çıkınca cezaevine geri götürülmüş.
“TAHLİLLERİ KENDİ DOKTORUNA GÖSTERDİK, DEĞERLERİNİN ÇOK YÜKSEK OLDUĞUNU SÖYLEDİ”
İlk getirildiğinde birkaç tahlil daha yapılmış. e-nabızdan bunları takip ettik, o sonuçları kendi doktoruna gösterdik ve bu kişinin cezaevine tekrar geri gönderilmesi tıbbi olarak kabul edilebilecek bir durum değil diye söyledi. Değerlerinin yüksek olduğunu, zatürre başlangıcı olabileceğini ve acilen antibiyotiğe başlanması gerektiğini ifade etti. Birkaç ilaç ismi verdi. İlaçları temin edip cezaevine götürdüm ama doktor onayı olmadan dışarından ilaç verilmiyor, hafta sonu olduğundan ve doktor da bulunmadığından ilaçları ulaştıramadık. İlaçları 16 Temmuz 2022 gecesi götürmüştüm ben.
“16 TEMMUZ’DA TEKRAR AĞIRLAMIŞ, AĞRI KESİCİ, ATEŞ DÜRÜCÜ VERİP TEKRAR CEZAEVİNE GÖNDERİLMİŞ”
O gece tekrar ağırlaşmış, hatta o gün telefon görüşü vardı. Eşi konuşurken nefes dahi alamadığını söyledi. Ayakta da duramıyordu, oturarak konuşmuş telefonda. Gece tekrar nefes darlığı şikayetiyle 23.00-23.30 gibi hastaneye götürülüyor, bir saat müdahale yapıldıktan sonra tekrar cezaevine gönderiliyor. Ağrı kesici, ateş düşürücü bir ilaç verilip tekrar cezaevine götürülüyor. Birebir muayene etmeyen, sadece test sonuçlarına bakan kendi doktoru bile değerlerinin çok yüksek olduğunu, acilen ilaç tedavisinin olmadığını söylemişken o gece bire bir muayene eden hekim bu şekilde bir şeye gerek duymayıp cezaevine gönderiyor.
“17 TEMMUZ SABAHI KOĞUŞTA KALP KRİZİ GEÇİRİYOR”
17 Temmuz 2022 sabahı koğuşta kalp krizi geçiriyor. Koğuşta bir cerrah vardı, onun müdahalesiyle tekrar kalbi çalışıyor. Sonra Ödemiş Devlet Hastanesi’ne götürülüyor. O süreçte 12 defa kalbi durmuş, tekrar masaj yapılıyor. hemen hastaneye gittik, acil serviste oksijen desteği veriliyordu, entübe haldeydi. İzole bir yoğun bakıma yatırılması gerektiğini söylediler.
“10 SAAT İZOLE YOĞUN BAKIM ÜNİTESİ OLAN HASTANE ARADIK”
Oradaki yoğun bakım üniteleri doluydu, çevre hastanelerden araştırdık, hiçbir devlet hastanesinde yer bulamadık. Özel hastanelerde vardı. Oraya götürülmesi için devlet hastanesinin sağlık kurulundan onay alınması gerekiyordu, pazar günü sağlık kurulunun toplanması mümkün değildi. Böyle bir durumda hastanın önünde prosedür engeli olmaması gerektiğini söyledim. Sağlık bu çünkü, telafisi mümkün olmayabilir. Oradaki doktor da zaten karaciğer ve böbreklerde organ kaybı başladığını söyledi. 10 saat boyunca yoğun bakım ünitesi aradık.
“SON İKİ GÜN BİTKİSEL HAYATTAYDI, MAKİNEYE BAĞLI YAŞADI”
En sonunda Ödemiş Devlet Hastanesi’nin izole değil de normal yoğun bakım odasına aldılar. Son iki gün herhalde beyin ölümü de gerçekleşmişti, faal olan tek organ kalpti, başka hiçbir oranı çalışmıyordu. Sürekli makineye bağlıydı. En son 22 Temmuz 2022 cuma günü sabah saatlerinde kaybettik. Önümüzdeki günlerde gerekli hukuki süreci devam ettireceğiz.”
Ailece tutukluluk dönemi: Anne ve babasının ardından Betül bebek de cezaevinde