BOLD – Seçimlere bir yıldan az kalırken, hemen hemen büyün kamuoyu araştırmaları ve seçmen anketleri, Cumhur İttifakı’nın oy kaybettiğini gösteriyor. Erdoğan’ın muhalefetin olası adayları karşısında da geriye düştüğü görülüyor.
Reuters ajansının seçimlere ilişkin bugün yayınladığı analize göre Erdoğan, bu kaybın önüne geçmek için dış politikayı kullanacak. Analize göre, Erdoğan’ın son zamanlarda elde ettiği tahıl anlaşması, Biden’dan F-16 sözü, bölgesel güçlerle yakınlaşma gibi “diplomatik zaferler,” yaklaşan seçimler için de bir strateji.
Reuters’a konuşan hükümet yetkilileri ve AKP’nin önde gelen isimleriyse Erdoğan’ı ‘uluslararası arenadaki başarılarına yaklaşamayacak muhalifler karşısında duran bir devlet adamı’ olarak resmetti. Bir Türk yetkili, “Beğenin ya da beğenmeyin ama Erdoğan bir lider. Türkiye’de onun yerine geçebilecek bir lider yok” dedi.
DİPLOMATİK BAŞARILAR BİRER MASAL
CHP’li milletvekili ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun üst düzey danışmanlarından Erdoğan Toprak’a göreyse ‘diplomatik zafer’ler aslında ‘masal’: “Hükümet ülkeyi sürüklediği ekonomik felaket tablosunu örtmek için dış politikayı malzeme yapıyor ve içeride ‘diplomatik zafer’ masalları anlatıyor.” Toprak, diplomatik alanda Erdoğan’ın ‘tavizler ve U dönüşleriyle saygınlığı zedeleyen ve ülkeyi zafiyete sürükleyen adımlar attığını’ söyledi.
AKP’li bir yetkili ise “Halk diplomasinin faydalarının farkında. Zaman zaman ekonomi ya da mülteciler konusunda şikayet etseler de güçlü bir Türkiye için Erdoğan’a oy vereceklerdir” dedi.
Reuters’ın yayımladığı ve Gazete Duvar’da yer alan analiz göre öne çıkan satır başları şöyle:
“Tahıl anlaşmasıyla taçlanan bir dizi diplomatik zafer, Türkiye ekonomik krizle boğuşurken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı biraz rahatlatıyor.
Erdoğan, yaklaşık 20 yıllık iktidarının en zor seçimlerine hazırlanırken, gözünü de küresel sahneye dikti. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yaptığı görüşmeden bir gün sonra miting sırasında “Türkiye siyasi, askeri ve diplomatik açıdan en güçlü dönemini yaşıyor” dedi.
Enflasyonun yüzde 79’a yükselmesi ve TL’nin aralık ayındaki döviz krizi sırasında gördüğü rekor düşüş gibi ekonomik sıkıntılar, ülkenin uluslararası alandaki kazanımlarıyla çelişiyor.
Muhalifler, yüksek enflasyona rağmen faiz indirilmesi ve 2019’dan bu yana üç Merkez Bankası Başkanı’nın görevden alınması gibi, cari açığı artıran ve ekonomiyi dış finansmana bağımlı hale getiren Erdoğan’ın alışılmışın dışında ekonomi politikalarını suçluyor. Erdoğan ise, ihracata, üretime ve yatırıma öncelik veren ekonomi politikalarının meyvelerini 2023’ün ilk çeyreğinde vereceğini söylüyor.
Yaklaşık bir asır önce Mustafa Kemal Atatürk’ün modern Türkiye’yi kurmasından bu yana en uzun süre görevde bulunan lider olan Erdoğan, Haziran 2023’e kadar yapılması gereken parlamento ve cumhurbaşkanlığı seçimleriyle karşı karşıya.
Geçen hafta Metropoll tarafından yapılan bir anket, AK Parti’ye verilen desteğin hafif bir artışla yüzde 33.8’e yükseldiğini tespit etti. Erdoğan, muhalefet partilerinin gevşek bir ittifakıyla karşı karşıya ama anketler onun muhalefet adaylarının arkasında olduğunu gösteriyor.
Seçmenin en önemli endişeleri, ekonominin durumu ve 3,6 milyon Suriyeli mültecilerin varlığı.
Ana muhalefet CHP’nin milletvekili ve Kılıçdaroğlu’nun başdanışmanı olan Erdoğan Toprak, “Hükümet, ülkeyi içine sürüklediği ekonomik felaketi örtbas etmek için dış politikayı araç olarak kullanıyor ve içeride ‘diplomatik zafer’ hikayeleri anlatıyor” dedi. Toprak, Erdoğan’ın diplomatik cephede bile “ülkemizin onurunu zedeleyen ve onu zayıflığa sürükleyen” tavizler verdiğini söyledi.
BÖLGESEL GÜÇLERLE YAKINLAŞMA
Birleşmiş Milletler ve Türkiye’nin aracılık ettiği tahıl anlaşması, Erdoğan’ın Nordik ülkelerinin katılımı konusunda NATO’dan tavizler alması ve Orta Doğu’daki diğer güçlerle yakınlaşmasının ardından geldi.
Erdoğan, haziran ayında ABD Başkanı Joe Biden’dan Türkiye’ye F-16 savaş uçaklarının satışını destekleyeceği sözünü de aldı.
2013’te hükümet karşıtı büyük protestolardan ve 2016’da bir darbe girişiminden sağ kurtulan Erdoğan, ihtiyaç duyulan yabancı fonları çekme umuduyla diğer Orta Doğulu güçlerle bağlarını onarmaya çalıştı.
Birleşik Arap Emirlikleri, Çin, Katar ve Günet Kore; Ankara ile toplam 28 milyar dolarlık swap anlaşması yaptı. Türkiye ayrıca Suudi Arabistan, Mısır ve İsrail ile ilişkileri geliştirmek için hamleler de yaptı.
AK Partili bir yetkili, “Seçmenler diplomasinin faydalarının farkında. Zaman zaman ekonomiden ya da mültecilerden şikâyet ediyorlar ama etkili bir Türkiye’nin devamı için Erdoğan’a oy verecekler” dedi.
Türkiye, Rus işgalini eleştirerek ve Ukrayna’ya silah sağlayarak bir denge kurmaya çalışırken, Rusya’ya yaptırım uygulama konusunda Batı’ya katılmayı reddediyor ve bu duruşun arabuluculuk çabalarının sonuç almasına yardımcı olduğu belirtiliyor.