BOLD – Türkiye’deki “tehlike altında olan” avukatların durumu, 24 Ocak Tehlikedeki Avukatlar Günü’nde, Weltanwälte e.V Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Ulaş’ın moderatörlüğünde gerçekleşecek ve Av. Salih Akıncı ve Leyla Canpolat’ın katılacağı Youtube özel yayınında masaya yatırılıyor.
Youtube kanalında Almanya saatiyle 19.00’da başlayacak özel yayında, Türkiye’de yalnızca görevlerini yaptıkları için siyasî iktidarın baskı ve tehditlerine maruz kalan avukatların ve susturulmaya çalışılan savunmanın durumu değerlendirilecek.
Bir grup avukat ve aktivist tarafından insan hakları, mesleki gelişme ve meslektaşlar arasında dayanışma sağlanması amacıyla Almanya’da kurulan Weltanwälte derneğinden Mehmet Ulaş, bugün TR724’te yayınlanan ve Türkiye’deki avukatların durumunu ele aldığı bir yorum kaleme aldı.
TEHLİKEDEKİ AVUKATLAR GÜNÜ 2012 VE 2019 YILALRINDA TÜRKİYE’DEKİ AVUKATLARA ADANDI
Yargının en önemli sacayaklarından biri konumundaki savunma müessesesinin, hukuk devleti olma idealinden giderek ve hızla uzaklaşan Türkiye’de de “tehlike altında” olduğunu belirten Mehmet Ulaş, “2012 ve 2019 yıllarında bu hususî gün, Türkiye’deki avukatlara adandı. Bunun sebeplerini fark etmek zor değil. Çünkü yargı makamlarına duyulan güven ve adalete olan inanç, uzunca bir süredir iktidara hâkim olan keyfî ve hukuk tanımaz bir idare anlayışı tarafından yok ediliyor.” diye kaydetti.
Mehmet Ulaş, “15 Temmuz’la birlikte şiddetini artıran ve neredeyse her gün artçılarıyla karşılaştığımız hukuksuzluk depremi, iki milyona bâliğ kişinin mesnetsiz iddialarla, hukuka aykırı yöntemlerle, Anayasa ve uluslararası sözleşmeler hiçe sayılarak ‘silahlı terör örgütü’ soruşturmasına dâhil edilmesini netice verdi. Bu sebeple binlerce insanın haksız yere işleri ellerinden alındı, mal ve mülklerine el konuldu, yılları cezaevi parmaklıklarının ardına hapsedildi. Esef vericidir ki aynı hukuk katliamları hızını bir an olsun kesmeden manşetleri karartmaya devam ediyor.” ifadelerini kullandı.
TÜRKİYE’DE 665 AVUKAT TUTUKLANDI
Weltanwälte Derneği’nin 24 Ocak 2022 tarihinde yayımlanan “Türkiye’de Avukatlara ve Savunmaya Saldırılar” adlı raporuna da değinen Ulaş, şu bilgileri aktardı: “Raporda 2016’dan belirtilen tarihe kadar 1638 avukat hakkında soruşturma açıldığı, 665 avukatın tutuklandığı, 586 avukat hakkında mahkûmiyet hükmü verildiği ve 181 avukatın da cezaevinde bulunduğu tespiti yer alıyor. Avukat-müvekkil ilişkisinden zorlama irtibat oluşturma çabaları ya da avukatı müvekkiliyle özdeşleştirerek ‘suçlu’ yaratma gayretleri ne kadar gülünç dursa da neredeyse her sabah güneşin ilk ışıklarıyla beraber gündeme gölgesi düşen yeni operasyonlarda, bu gerekçelere istinaden koluna kelepçe vurulanların kahramanı oldukları tablolar, karanlık bir zulüm döneminin eserleri olarak kayıtlara ve hafızalara kazınıyor. Bu tablolara daha yakından bakıldığında; 7 yıldır cezaevinde olup cezasının infazını tamamladığı hâlde serbest bırakılmayan Turan Canpolat’ın yıllarını geçirdiği hücreyi, adil yargılanma talebiyle cezaevinde başladığı açlık grevi neticesinde yaşamını yitiren Ebru Timtik’in kuruyan dudaklarını, 3 aylık bebeğiyle cezaevine giren Özge Elif Hendekçi’nin özgürlüğe kendisiyle birlikte kavuşan beş buçuk yaşındaki kızını, Ankara’da kaçırılan Mustafa Özben’e 92 gün boyunca çektirilen işkencelere şahit olan 3 m2’lik hücreyi, kanser hastasıyken gözaltına alınıp 9 yıl hapis cezasına mahkûm edilen ve 2019’da hayatını kaybeden Melek Sarı’yı, Düzce Cezaevi’nde vefat eden Metin Yücel’i ve nicelerini görmek mümkün.”