BOLD – “Dünyada İnsan Haklarının Durumu”na ilişkin 2022/23 raporunu yayımlayan Uluslararası Af Örgütü, Türkiye’de ifade özgürlüğünün daha da kısıtlandığını vurguladı.
Raporda “İnsan hakları savunucuları, gazeteciler, muhalif siyasetçiler ve diğerleri hakkında temelsiz soruşturmalar, yargılamalar ve mahkûmiyet kararları devam etti” ifadeleri yer aldı.
TEMELSİZ SORUŞTURMALAR, YARGILAMALAR DEVAM ETTİ
Raporun Türkiye bölümünde ülke genelinde yaşanan insan hakları ihlalleri farklı başlıklar altında ele alındı. İfade özgürlüğü başlığı altında, “Dezenformasyon yasası” olarak bilinen yasal düzenlemeye de işaret edildi. Raporda, TBMM’nin mevcut yasalarda çevrimiçi ifade özgürlüğünü daha da kısıtlayan sert değişiklikler yaptığı belirtilerek, “İnsan hakları savunucuları, gazeteciler, muhalif siyasetçiler ve diğerleri hakkında temelsiz soruşturmalar, yargılamalar ve mahkûmiyet kararları devam etti” denildi.
AYRIMCILIK GÖZLE GÖRÜLÜR HALE GELDİ
Toplanma özgürlüğü başlığı altında ise Onur Yürüyüşleri’ne yönelik “hukuka aykırı kısıtlamaların sürdüğü” ifade edildi. Polis şiddetine de dikkat çekilen raporda, Onur Yürüyüşleri’ne katılan yüzlerce kişinin hukuka aykırı güç kullanılarak gözaltına alındığı ve “barışçıl toplanma hakkının engellendiği” dile getirildi. Hükümet yetkilileri dahil bazı siyasetçilerin devamlı olarak LGBTİ’lere karşı nefret söylemine ve karalama kampanyalarına başvurduğu belirtilerek, “Ayrımcılık, korkutma ve şiddet, polisin barışçıl yürüyüşleri şiddet kullanarak dağıtmaya çalıştığı ve katılımcıları gözaltına aldığı Onur Haftası’nda özellikle gözle görülür hale geldi” ifadesi kullanıldı.
Raporda, kadın hakları açısından Danıştay’ın İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararını bozmayı reddetmesi yer aldı.
SİYASETÇİLERİN IRKÇI SÖYLEMLERİ MÜLTECİLERİ ETKİLEDİ
Mülteci karşıtı politika ve siyasi söylemlerin yarattığı atmosfer de Af Örgütü raporunun Türkiye bölümünde yer aldı. “Gönüllü geri dönüş” denilmesine karşılık bazı kişilerin “hukuka aykırı” bir şekilde uçaklarla Afganistan’a sınır dışı edildiği, insan hakları örgütlerinin Şubat ve Temmuz ayları arasında Türkiye makamlarının yüzlerce Suriyeli mülteciyi keyfi olarak gözaltına aldığını, alıkoyduğunu ve hukuka aykırı şekilde geri gönderdiğini belgelediği ifade edildi.
“Türkiye, dünyanın en yüksek sayıda mülteciye ev sahipliği yapan ülkesi olmayı sürdürdü. Ancak siyasetçiler arasında ve medyada yükselen mülteci karşıtı ırkçı söylemlerin yarattığı zeminin etkisiyle Afganların ve diğer mültecilerin başvuruları alınmadan geri gönderilmeleri ölümlere ve ciddi yaralanmalara neden oldu” denildi.
İŞKENCE VE CEZASIZLIK
İşkence ve diğer türde kötü muameleye ilişkin “ciddi ve güvenilir” iddiaların söz konusu olduğuna da raporda dikkat çekildi. Marmara Cezaevi’nde Ferhan Yılmaz adlı mahkûmun “gardiyanlar tarafından işkence ve kötü muameleye maruz bırakılması” sonucu hayatını kaybettiği hatırlatıldı.
Raporun “Cezasızlık” başlığı altında, Cemal Kaşıkçı cinayeti davasının Suudi Arabistan’a devredilmesi ile Tahir Elçi ve Metin Lokumcu davalarında yargılamaların halen sürmesi gösterildi.
TÜRKİYE’DEKİ ENFLASYON DA RAPORA GİRDİ
Raporda, küresel ve bölgesel değerlendirmelerin yanı sıra, 156 ülkenin önemli bir bölümü hakkında da ayrı değerlendirme yapılıyor. Türkiye için, “Süren insan hakları krizine ek olarak, milyonlarca kişi için yaşam maliyeti krizinin derinleştiği ülke” tanımı yapılan raporda, Türkiye raporlarının artık değişmeyen başlığı “düşünce ve ifade özgürlüğü” konusuna da geniş yer veriliyor.
Türkiye’de yaşanan enflasyonun sıkıntıları daha da derinleştirdiği belirtilen Af Örgütü raporunda, “Türkiye’de yoksulluk ve sosyal dışlanma ile mücadele için yeterli ve koordineli bir yaklaşımın bulunmadığı, enflasyonun milyonlarca kişi için yaşam maliyeti krizini derinleştirdiği” belirtildi.
TANER KILIÇ HÂLÂ BASKI ALTINDA
Rapor hakkında VOA Türkçe’ye söyleşi veren Af Örgütü Genel Sekreteri Agnes Callamard, “Türkiye için tespitlerimiz dünyanın geri kalanından daha olumlu değil. Türkiye’deki baskı konusunda Af Örgütü olarak şahsi bir konuya değinmek istiyorum. Eski Türkiye temsilcimiz Taner Kılıç hala yargı karşısına çıkıyor, yargılaması sürüyor, serbest bırakılmadı. 2022’de bazı politik tutuklular bırakıldı ama zaten hiç hakim karşısına çıkmamaları gerekiyordu bu insanların. Taner Kılıç hala yargı baskısı altında. Türkiye’de sivil toplum, insan hakları savunucuları ve özellikle LGBT hakları savunucularının alanı 2022’de de daha da daraldı. 2023 seçimlerine giriliyor. İfade özgürlüğü ve gösteri özgürlüğü bu bağlamda önemli” dedi.