HASAN KURTOĞLU | BOLD ÖZEL – Türkiye’de yaşanan hukuksuzlukları anlatan Ertuğrul İncekul’un yeni kitabı ‘Geciken Adalet Adalet Değildir’ (Justice Delayed İs Justice Denied) çıktı.
İncekul’un kitabı uzun süreli gözlemlere, toplumsal olaylara ve insan hakları ihlallerinin giderilmesi için verilen mücadelelere dayanıyor.
Hakları ihlal edilen insanların sesi olmaya çalışan kitap, bugünün Türkiye’sinde susturulan ve cezaevine gönderilen gazetecilerin de bir çığlığı. Kitap Amazon üzerinden satışa sunuldu.
TARİHE ARŞİV OLARAK NOT DÜŞTÜ
Kitabında yitirilen hayatların hikâyelerine dokunan İncekul, azınlıklarla ilgili önemli ihmalleri bir kez daha gözler önüne sererek tarihe bir arşiv olarak not düşüyor.
Advocates Of Silenced Turkey (AST) yayınları tarafından yayınlanan, ‘Adalet İçin Vicdan’, ‘Duyulmamış Hikayeler’ olarak iki ana bölümden oluşan kitap için İncekul, “Türkiye’de hapse atılan ve susturulan milyonlarca masum insan adına yazıldı” ifadelerini kullanıyor.
Hollandalı sanatçı Nell Berger’in illüstrasyonlarıyla zenginleştirdiği, yazar Cees Buys’ın takdim yazısını kaleme aldığı kitapta, ayrıca Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, Belçika merkezli Others Derneği Başkanı Yüksel Kaya’ya, Güney Afrika İnsan Hakları Komisyonu Eski Komiseri Adv Mohamed Shafie Ameermia’nın görüş ve düşüncelerine de yer verildi.
Kitabın oluşum süreci ile ilgili BOLD Medya’ya konuşan İncekul, “Yazılarımı kaleme alma motivasyonum Türkiye’de devasa boyutlara ulaşan insan hakları ihlalleri. Benim de tanıdım bir sürü insan haksız yere hapishanelerde, hücrelerde hayatını geçiriyor. Bu düşünce bende acziyet oluştururken aynı zamanda beni yazmaya teşvik etti. Onların bir nebze olsun nefesi sesi olma adına yazılarımı kaleme aldım. Kitap o yazılardan oluşuyor” dedi.
İHLALLER GÖRMEZDEN GELİNİYOR
Thomas Man’ın “Tolere edilen şey kötülük olduğunda hoşgörü bir suçtur” sözünü hatırlatan İncekul, “Şuan da çok büyük insan hakları ihlalleri tolere ediliyor ve görmezlikten geliniyor. İngilizce olması ve yakında Amazon ile Google Play’den ulaşılabilecek olması açısından bu kitabın hak ihlallerinin dünyaya duyurulması adına önemli bir çalışma olacağını temenni ediyorum. Türkiye’deki insanlar için bir vefa borcu olabilir” diye konuştu.
Kitabında hak ihlallerine maruz kalan Hizmet Hareketi mensuplarının da yer veren İncekul, “Türkiye’nin değişik meslek gruplarından insanlar her kesimden büyük bir tenkile maruz kalıyorlar. Özgür biri olarak onların sesini duyurmanın önemli olduğunu düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
GENİŞ BİR KİTLEYE HİTAP EDİYOR
Kitabın ele aldığı konular bakımında geniş bir kitleye hitap ettiğini belirten İncekul, çalışmasında çevresindeki hak ihlallerine maruz kalmış insanların hikayelerinin yanı sıra Türkiye’nin en uzun süre cezaevinde kalan siyasi mahkumlarından biri olan şair İlhan Sami Çomak, Natalia Avazyan ve Garibe Gezer gibi isimlerin yaşadıklarına yer verildiğini söyledi.
Türkiye’deki hak ihlallerini yurtdışında duyurma adına yapılan çalışmalara da yer verildiğini belirten İncekul, “Kitabın adalet için vicdan bölümünde ‘Strazburg Adalet Yürüyüşü’, ‘Turkey Trıbunal Cenevre Oturumu’, ‘İJA Uluslararası Gazeteciler Derneği’nin faaliyetleri’, Yunanistan sınırındaki geri itmeler, Kürt, Ermeni, Yahudi azınlıkların yaşadığı hak ihlalleri gibi geniş konular ele alınıyor” dedi.
İncekul, kitabın ‘Duyulmamış Hikayeler’ adlı ikinci bölümünde ise suikasta kurban giden gazeteci Hrant Dink, cezaevide hayatını kaybeden hasta mahkum Yusuf Bekmezci gibi simge isimlerin yanı sıra, ilk kez duyulacak yaşanmış hak ihlallerinin yer aldığını söyledi.
BENİ EN ÇOK ETKİLEYEN OLAY
Halime Gülsu gibi cezaevinde ölüme gönderilen farklı dünya görüşüne sahip Garibe Gezer’in yaşadıklarından çok etkilediğini belirten İncekul, “Gezer, 2018 yılında Kütahya’da yakalanarak mahkemeye çıkarılıyor. Çıkarıldığı mahkemede suçu sabit bulunan Gezer, müebbet hapis cezası sonrasında 28 yıl hapse mahkum ediliyor. Ayrıca Garibe’nin annesi, babası, kardeşleri ve kendisi ile birlikte 9 aile ferdi hakkında peş peşe soruşturmalar açılıyor.
Kandıra 1 No’lu F Tipi Kapalı Cezaevi’nde 24 Mayıs’ta önce darp edilip, yerlerde sürüklenen Garibe Gezer, süngerli oda işkencesine ve kadın gardiyanların cinsel işkencesi ile karşı karşıya kalıyor. Yaşadıklarını anlatmak isteyen 28 yaşındaki Garibe, önce intihar girişiminde bulunuyor, ardından ise götürüldüğü hastanenin kötü tavırlarının mağduru oluyor.
Yılmıyor Garibe ve yaşadıklarını mektup aracılığı ile bildirmek istiyor ama mektuplarına el konuluyor. “Yaşadıklarım duyulsun” diyen Garibe, bu defa ailesi ile haftalık telefon görüşmesini fırsat bilip, bir bir anlatıyor yaşadıklarını ama bu defa da anlattıkları nedeniyle hücreye konuluyor. 5 gün tutulduğu hücreden çıkar çıkmaz, gördüğü fiziksel ve cinsel işkenceyi fırsatını bulduğu ilk anda önce savcılıkta ardından ise İnfaz Hakimliği’ne anlatıyor. Ama çabaları sonuç vermiyor. Yitirilen umutlar insanda yitirilen hayatlara dönüşebiliyor. 10 Aralık İnsan Hakları gününde bir kadın mahkum daha maalesef hücresinde canına kıyıyor. Arkasında birçok sorularla ve yakınlarının gözyaşlarıyla bu dünyadan göçüp, gidiyor…” dedi.
SUSTURULAN BİNLERCE İNSANA ADANDI
İncekul kitap ile ilgili tanıtım yazısında şu ifadeleri kullandı: “(Bu kitap) Fikirlere, kelimelere ciddi bir sorumluluk yüklemek için yazıldı. Kitap, bu çağın vicdanlı insanlarının kalplerine ulaşmak için kelimelerini özgürce uçmaya bıraktı. Yazılanlar masumiyetin hikâyesidir. Aynı zamanda bir ihanetin öyküsüdür. Geciken Adalet Adalet Değildir; demokrasinin, temel insan hakları arayışının öyküsüdür. Yazılarımda bana yardımcı olan ve cesaretlendiren eşime en içten teşekkürlerimi sunuyorum. Londra’dan arkadaşım Josh’a, Hakan Yeşilova’ya, Crab Publishing’den editörüm Ali Topdağ’a teşekkürü borç bilirim. Sürgündeki gazeteci Bülent Keneş’e ilham verici yorumları için teşekkür ederim. Kitabıma katkıda bulunan farklı coğrafyalardaki arkadaşlarıma ve Amerika merkezli İnsan Hakları Platformu AST’ye şükranlarımı sunarım. Bu kitap 2016-2023 yılları arasında Türkiye’de susturulan binlerce insana adanmıştır.”
Kitabı bu adresten alabilirsiniz