NECDET ÇELİK | BOLD ÖZEL
22 Temmuz Pazartesi günü, Denizli Kocabaş D tipi, T tipi ve Açık Ceza İnfaz Kurumu’nda bulunan çok sayıda tutuklu ve hükümlü ile infaz koruma memuru, akşam yemeğinde yedikleri makarna ve tavuktan zehirlendi. Kusma, ishal ve mide bulantısı olarak kendini gösteren zehirlenme, 1600 kapasiteli cezaevinin neredeyse tamamını etkiledi.
📌Denizli Kocabaş Cezaevi'nde gıda zehirlenmesi: Mahkum yakınları büyük panik yaşadı
📍Facebook'ta canlı yayın açan Adil Yaşam Derneği Başkanı Haluk Çavuşoğlu, hayvan hakları için ses çıkaranlara ''İnsan hakları için de sesinizi yükseltin'' çağrısı yaptı.
📍Yayına bağlanan bir… pic.twitter.com/DWVyKFaJx8
— BOLD (@BOLDmedya) July 24, 2024
Yetkililer iki haftadır sessizliğini korurken, skandalın detaylarına Bold Medya ulaştı. Mahkum yakınlarından edinilen bilgilere göre, zehirlenmeye bayatlamış ve uygun koşullarda korunmamış yemekler neden oldu.
BOZUK MAKARNA VE TAVUK
Bold Medya’ya konuşan bir mahkum yakını, zehirlenmeyle sonuçlanan akşam yemeğini şu sözlerle anlattı: ‘’Öğünü çeşitlendirmek için iki gün öncesinden kalan makarnayı soslayıp yeniden servis etmişler. Bulamaç halindeki makarnayı ve tavuğu yiyenler koğuşa döndüklerinde fenalaşmış, hatta bazı gardiyanlar bile hastalanmış.’’
İSHAL BULAŞMIŞ YATAK HALA KOĞUŞTA
Tüm cezaevini etkileyen gıda zehirlenmesinin koğuşlarda kaosa neden olduğu öğrenildi. Kusma ve ishal nedeniyle lavaboların bloke olduğu, durumu ağır olan hastaların ihtiyacını yatağına giderdiği belirtildi. Mahkum yakını, ‘kabus’ olarak nitelediği durumu şu sözlerle anlattı: ‘’Koğuşlar haddinden fazla dolu, herkes ishal. İki lavabo yetmemiş, bir hasta yatağına yapmak zorunda kalmış. Silip yatağı ters çevirmişlerse de o yatak kokar haliyle hala koğuşta duruyormuş. Sadece en acil olan birer, ikişer kişiyi revire çıkarmışlar. Herkes kendi derdiyle başbaşa kalmış.’’
AİLELERİ YALANLARLA OYALAMIŞLAR
Zehirlenme olayıyla Kocabaş Cezaevi, kriz yönetimi açısından sınıfta kaldı. Olayın duyulması üzerine cezaevi önünde toplanan aileler, nöbetçi memurların, ‘’Herkese bu akşam iki dakikalık telefon hakkı vereceğiz’’ sözüyle dağıtıldı. Akşam olduğunda beklenen telefon gelmeyince aileler yeniden cezaevini telefon yağmuruna tuttu. İddialara göre, arayanlara bu kez ‘’Yok böyle bir hak. Nereden uyduruyorsunuz?’ denildi. ‘Bize kapıda söylediniz’ şeklindeki itirazlara ‘En yetkili biziz, öyle bir hak verilmedi’ şeklinde karşılık verildi. Aileler, telefon görüşü olan diğer mahpus yakınlarından haber almaya çalıştı.
AĞUSTOS SICAĞINDA 27 KİŞİYE 2 VANTİLATÖR
Mahkum yakınlarının anlattığına göre, Kocabaş Cezaevi’ndeki sorunlar bununla sınırlı değil. Kalabalık koğuşlarda mahkumlar kavurucu yaz sıcağında ancak iki adet vantilatörle serinlemeye çalışıyor.
Eşinin 20 kişilik koğuşta 27 kişi ile kaldığını belirten bir başka mahkum yakını ise vehameti şu sözlerle anlattı: ‘’Bina çıplak araziye yapıldığı için yanan betonun sıcaklığı koğuşları bunaltıyor. Her şeyden geçtik; tahliyeler oldukça koğuşları birleştirerek hep kapasite üstündeki doluluğu koruyorlar. Biz görüşler süresince bunalıyoruz, onlar için ortamın ne kadar boğucu olduğunu hayal bile edemiyoruz.’’
İHLALLERİN ARKASI KESİLMİYOR
Mahkum yakınlarının şikayetlerinden, diğer cezaevlerinde görülen ihlallerin çoğunun Kocabaş Cezaevi için de geçerli olduğu anlaşılıyor. Mahpuslar açık görüşlerde yakınlarıyla sadece karşı karşıya oturabiliyor, sevdiklerine sarılamıyor. Kirli camlar yüzünden kapalı görüşlerde taraflar, birbiriyle rahat iletişim kuramıyor.
Kalifiye doktor eksikliği yüzünden hastalar, üstünkörü muayene görüyor. Kantin ihtiyaçları eksik ve gecikmeli temin ediliyor. Yazılan ihtiyaçlar gelmiyor, gelenler yetmiyor.