Gezi davasında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkum edilen iş insanı Osman Kavala’nın davasına, dünyaca ünlü Amerikalı oyuncu George Clooney ve Amal Clooney’in kurduğu Clooney Vakfı müdahil olmaya hazırlanıyor.
İş insanı ve insan hakları aktivisti Osman Kavala hakkında AİHM’in ihlal kararını uygulamaması sebebiyle Türkiye’yi denetim sürecine alan Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi‘nde gündemine geliyor.
Konuyu 17-19 Eylül günleri düzenlenecek toplantılarında ele alacak Komite’nin Kavala dosyasında gelinen son noktayı inceleyip yeni bir karar alması bekleniyor. Ayrıca AİHM’de Osman Kavala ile ilgili ikinci bir yargı süreci daha başlıyor.
DW Türkçe’den Kayhan Karaca’nın haberine göre, bu sürece insan hakları alanında faaliyet gösteren George ve Amal Clooney’in kurduğu Clooney Vakfı da katılıyor.
DAVA KÜRESEL BİR BOYUT KAZANACAK
Osman Kavala, şu an Bakanlar Komitesi gündeminde olan dosyasına ek olarak hakkında Türk mahkemeleri önünde kesinleşmiş yargı kararının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) birçok maddesini ihlal ettiği ve AİHM tarafından hükmedilmiş ihlalin sürdüğü temelinde 18 Ocak 2024 tarihinde ikinci kez AİHM’ye başvurmuştu. Türk hükümetinin bu ikinci başvuruya ilişkin görüş ve savunmasını önümüzdeki günlerde Strasbourg’a iletmesi bekleniyor.
Türkiye Barolar Birliği, İfade Özgürlüğü Derneği, İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch), Uluslararası Hukukçular Komisyonu ve Amerikalı aktör George Clooney ve eşi insan hakları avukatı Amal Clooney tarafından kurulan the Clooney Vakfı gibi kuruluşlar da bu ikinci davaya müdahil olmak için AİHM’ye başvuruda bulundu.
Clooney Vakfı’nın müdahil olmak için yaptığı başvuru da AİHM tarafından kabul edildi. Vakıf bu kapsamda dava sürecinde AİHM’ye görüş belgesi iletecek.
Clooney Vakfı’nın destekçileri arasinda Bill ve Melinda Gates Vakfı, Microsoft, Versace Vakfı, Smith Aile Fonu, Amerikan Barolar Birliği ve Uluslararası Barolar Birliği de var.
Müdahil kuruluşlar ikinci dava sürecinde Osman Kavala’nın yanında saf tutacak. Bu da ikinci dava sürecinin uluslararası planda daha fazla yankı yapacağı şeklinde okunabilir. İkinci davaya ilişkin olarak AİHM tarafından Strasbourg’da bir duruşma düzenlenip düzenlenmeyeceği ve kararın ne zaman açıklanacağı henüz bilinmiyor.
Avrupa Konseyi organları ve ulusal ya da uluslararası kuruluşların AİHM gündemindeki davalara müdahil olma hakları bulunuyor. Bu konuda takdir AİHM’ye ait.
KAVALA’NIN AVUKATI KOMİTE’DEN ADIM ATMASINI İSTEDİ
AİHM’nin kararını uygulamaması sebebiyle Türkiye’yi denetim sürecine alan Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’ndeki görüşmelere de bu hafta devam edilecek.
Denetim sürecinde bir yandan Türkiye ile kararı uygulaması için son görüşmeler yapılıyor, öte yandan da Ankara’nın direncinin devam etmesi halinde bundan sonra hangi adımların atılacağı değerlendiriliyor. AİHS’ye taraf olması sebebiyle Türkiye, AİHM kararlarını yerine getirmekle yükümlü. Türkiye, kararı uygulamaması halinde Konsey’den atılmak da dahil yaptırımlarla karşı karşıya gelebilir.
Kavala’nın avukatı, toplantılar öncesi Komite’ye gönderdiği tutum belgesinde AİHM’nin 11 Temmuz 2022 tarihli son hükmünün uygulanması için Ankara’nın şimdiye kadar hiçbir önlem almadığına dikkat çekerek Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi’nin (AKPM) 12 Ekim 2023 tarihli Osman Kavala kararı gereği Tamamlayıcı Ortak Prosedür başlatılması talebinde bulundu.
Tamamlayıcı Ortak Prosedür, Avrupa Konseyi üyesi devletlerin üyelikten kaynaklanan yükümlülükleri ciddi biçimde ihlal etmeleri durumunda önlemler alınması amacıyla AKPM, Bakanlar Komitesi ve Avrupa Konseyi Genel Sekreteri’nden oluşacak üçlü bir mekanizma şeklinde 2018-2020 yılları arasında tasarlanmıştı.
Prosedür öncelikli olarak ilgili devletle diyalog ve işbirliğini hedefliyor. Bugüne kadar hiçbir üye devlete uygulanmayan prosedür, işletilmesi halinde üç aşamalı bir plana dayanıyor.
TÜRKİYE’NİN ÜYELİKTEN ÇEKİLMESİ TALEBİ GÜNDEME GELEBİLİR
Planın ilk aşaması ilgili devletle üst düzey temaslar öngörüyor.
Bu temaslar sonuç vermezse, ilgili devletin kendisine verilecek süre çerçevesinde somut önlemler alması için Avrupa Konseyi Genel Sekreterliği tarafından bir yol haritası hazırlanması öngörülüyor. Bu aşamanın da sonuç vermemesi halinde üyelikten kaynaklanan yükümlülüklerini ciddi surette ihlal eden devletin temsil hakkından bir süre mahrum edilmesi ve/veya Bakanlar Komitesi tarafından üyelikten çekilmeye davet edilmesi gündeme geliyor.
Komitenin, kendi içinde yeterli çoğunluğu sağlayabilmesi halinde ilgili devleti üyelikten çıkarma yetkisi de bulunuyor.
Kavala’nın avukatı, AİHM’nin Osman Kavala kararlarının Türkiye’de Anayasa Mahkemesi (AYM) tarafından tam ve ivedilikle uygulanması ve Kavala’nın ne zaman ve nasıl serbest bırakılacağına dair ‘net bir takvim’ sunması için Bakanlar Komitesi’nin Ankara’ya çağrıda bulunmasını da istiyor.
ANKARA’NIN TUTUM BELGESİNDE NELER VAR?
Ankara ise Osman Kavala hakkında AYM önündeki bireysel başvuru süreçlerinin devam ettiğini, AYM’nin konu hakkında Adalet Bakanlığı’ndan talep ettiği görüşün Bakanlık tarafından 3 Nisan 2024 tarihinde AYM’ye iletildiğini bildirdi.
Türk hükümeti bu hafta Strasbourg’a ilettiği tutum belgesinde, Osman Kavala dosyası hakkında Bakanlar Komitesi ile geçen yıldan bu yana devam eden Bakan ve Bakan Yardımcıları düzeyindeki üst düzey temasların sürdüğünü, Avrupa Konseyi Genel Sekreteri’nin 13 Kasım 2023’te Ankara’yı ziyaret ettiğini ve teknik diyaloğun kuvvetlendirilmesi konusunda karşılıklı mutabakata varıldığını kaydetti.
Bakanlar Komitesi’nin Aralık 2023 toplantısında aldığı karar temelinde ilk üst düzey teknik toplantıların 15 Şubat 2024 tarihinde Ankara’da yapıldığını hatırlatan Türk hükümeti, bir sonraki üst düzey teknik toplantıların 24 Ekim 2024 tarihinde gerçekleşeceğini duyurdu.
Ankara’nın tutum belgesinde kullandığı bir diğer diyalog argümanı, Osman Kavala’nın AKPM Türkiye raportörlerinden Avusturyalı parlamenter Stefan Schennach tarafından bu yıl haziran ayında cezaevinde ziyaret edilmesi oldu. Kavala’yı ziyaret eden ikinci Türkiye raportörü olan Schennach, konu hakkında 24 Haziran ve 11 Eylül günleri AKPM Denetim Komisyonuna brifing verdi.