Amerikalı rahip Andrew Brunson, Türkiye’de sahte ve yalana dayalı iddialarla bir “rehin alma diplomasisinin” kurbanı olduğunu, savcılığın belgelerinin her birinin komploya dayandığını söyledi.
BOLD – Eşi Macar olan, hapisten çıktıktan sonra ABD vatandaşlığı yanında başvurduğu Macar vatandaşlığını da alan rahip Andrew Brunson, Türkiye’de kendisini rehin alındığını söyledi.
Andrew Brunson, Türkiye’de “darbe girişimine yardımcı olmak” ve “terör örgütlerine yardım etmek” suçlamasıyla 7 Ekim 2016’da gözaltına alınarak ardından tutuklandı. Hakkında müebbet hapis istenen Brunson, 25 Temmuz 2018’de ev hapsi adli kontrol şartıyla tahliye edildi.
Mahkeme, 12 Ekim 2018’deki karar duruşmasında Brunson’ı 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezasına çarptırdı, hapiste geçirdiği süreyi göz önünde bulundurarak Brunson’ı serbest bıraktı.
Geçen yıl serbest bırakılan Andrew Brunson, Macar haber sitesi Mandiner’e konuştu.
İDDİALAR TEMELSİZ VE YALANA DAYALIYDI
Türkiye’de geçirdiği 20 yılı anlatan Brunson, “Hakkımdaki iddialar temelsizdi, yalana dayalıydı” dedi.
Serbest bırakılması için ABD’nin Türkiye’ye karşı ekonomik yaptırımlar uyguladığı Brunson, “Bir NATO ülkesinin bir başka NATO ülkesini cezalandırmasına neden oldum” dedi.
“AMAÇLARIMIZ TABAN TABANA ZIT”
ABD’li rahip, “Hayatımda Gülen hareketinden hiç kimseyle karşılaşmadım, onlarla irtibatım olmadı, hapse atılıncaya kadar…Orada ise beni onlarla aynı hücreye koydular” dedi.
Andrew Brunson kendisinin neden Gülen yapılanması yanlısı olamayacağını da şöyle açıkladı;
“Ben Hristiyanlığı yaymak için hayatımı adadım. Fethullah Gülen teşkilatı ise dünyadaki 170 okuluyla tam tersini yapıyor, İslamı yaygınlaştıramaya çalışıyor. Biz amaçları taban tabana zıt iki ayrı dünyaya mensubuz!”
REHİN ALMA DİPLOMASİSİ
Andrew Brunson, PKK konusunda ise şunları söyledi: “Sanırım bizi PKK ile ilişkilendirmelerinin nedeni, Orta Doğu’da savaştan kaçan mültecilere yardım etmek için çalışmalar yapıyor olmamızdı. İnsani yardım sunduğumuz mülteciler arasında savaştan kaçan Kürtler de vardı”.
Amerikalı rahip sahte ve yalana dayalı iddialarla bir “rehin alma diplomasisinin” kurbanı olduğunu, savcılığın belgelerinin her birinin komploya dayandığını iddia etti.
Savcılık tarafından kendisi hakkında kötü şeyler söylemekle görevlendirilen tanıkların bilhassa mahkemeye getirildiğini söyleyen Brunson, “tüm dava süresince kendisinden itiraf koparılabilmek için” üzerinde muazzam bir baskı olduğunu da ekledi.
HRİSTİYANLARA TOPLUMSAL BASKI UYGULANIYOR
Brunson söyleşide kendisinin Türk hükumeti tarafından propaganda kampanyasının bir parçası haline getirildiğini iddia etti, “Türk hükumeti beni Türk devletinin bir düşmanı olarak göstermek istedi. Bununla Türk halkını hem bana karşı ve hem de Hristiyanlığa karşı kışkırttı” dedi.
1990’lı yıllardan bu yana Türkiye’de bir Hristiyan olarak yaşamanın zorlaştığını söyleyen Brunson, “Evet, isteyen kağıt üzerinde teorik olarak Hristiyanlığı kabul edebilir, ama bunun ardından Hristiyan olanların üzerinde müthiş bir toplumsal baskı uygulanıyor” diye konuştu.