Türk futbolunun önemli isimlerinden Mustafa Denizli, Galatasaray’ın, Kadıköy’deki tarihi derbi zaferinin dengeleri değiştirdiğini söyledi. Denizli 30. hafta gibi iki takımın kalacağını belirtirken Futbol’un Suriye’den, Libya’dan fazla konuşulduğunu belirtti.
BOLD – Süper Lig’deki son durumu değerlendiren Türk futbolunun önemli isimlerinden Mustafa Denizli, Fenerbahçe-Galatasaray derbisinin tüm hesapları değiştirdiğini söyledi. Geçen hafta Fenerbahçe ve Beşiktaş’ın kazansaydı çok daha farklı bir şampiyonluk yarışı olacağını vurguladı.
Sozcü’yü konuşan Denizli, Fatih Terim faktörüne vurgu yaparak “Galatasaray’ın başında bu dönemleri çok iyi değerlendiren çok değerli bir hoca var. Kuşkusuz Trabzonspor ve Başakşehir de yarışın içinde. İkisinin başında da genç ve önü açık iki teknik adam var. Bu haftalar yönetme sanatı gerektirir. Önce takım ve camia sonra da futbol kamuoyunu yönetme. Bu manada Terim, iki genç talebesinin çok önünde. Haftalar ilerledikçe burada avantaj Galatasaray’a geçer. Trabzon’un üzerindeki şampiyonluk baskısı dezavantaja dönebilir. Başakşehir geçen sene Abdullah Avcı gibi tecrübeli bir hocayla bile 8 puanı koruyamadı” diye konuştu.
BÖYLE BİR KEPAZELİK OLAMAZ
Hakemlerin üzerinde çok baskı olduğunu belirten Mustafa Denizli “Hafta sonlarımı futbola ayırıyorum. Bu ülkede birine kötülük yapmak istiyorsan ‘Hakem ol’ diyeceksin. Böyle bir kepazelik olamaz. Hakem açıklandı herkes toto oynuyor. ‘Maçın hakemi şu olacak. Şu olursa şunlar olacak…’ Bu insanları rahat bırakın. Bizim zamanımızda sahalar statlar iyi değildi ama centilmenlik vardı” şeklinde konuştu. Denizli, futbolun gereksiz tartışmalarla yıpratılmaması gerektiğini belirtirken “Futbol, Suriye’den, Libya’dan fazla konuşuluyor. 100 yıldır aynı tartışmalar yapılıyor. Takımlardan biri olmadan diğerinin anlamı yok” dedi.
FUTBOL ADALETSİZDİR
Futbol adaleti olan bir oyun değildir. Futbol adaletsizdir. Bunun böyle olduğunu son Beşiktaş-Trabzonspor maçında çok net gördük. Oyuna baktığımızda ‘Maç nasıl 2-2 biter?’ diye her futbolsever düşünebilir. Beşiktaş’ın net bir şekilde kazanabileceği bir maç ama uzatmada gelen gol Beşiktaş’ın bütün coşkusunu götürdü. Kötü oynamasına rağmen büyük bir takıma karşı kaybedilmemesi Trabzon adına büyük avantaj. Trabzonspor’a karşı Beşiktaş, Galatasaray’a karşı da Fenerbahçe galibiyeti olsaydı bu 4 takımı da şampiyonluk yarışında tutardı. Beşiktaş ve Fenerbahçe kazansaydı bu 4 takımı zirve yarışında görecektik. Aralarındaki 3-4 puanlık fark çok da önemli olmazdı bu haftalarda.
ŞAMPİYONLUK KELİMESİ SİHİRLİDİR
Geçen yıl bu haftalarda Başakşehir rakiplerinin kaç puan önündeydi? Sonuçta lider olmakla şampiyon olmak birbirinden en uzak iki kelimedir. Liderlik taşınabilir bir yüktür. Ama sona geldikçe liderlik kelimesi anlam değiştirmeye başlar yerini şampiyonluk kelimesine bırakır. Bu şampiyonluk kelimesi sihirlidir. Şampiyonluk kelimesi yaşamayanları olumsuz etkiler. Yaşamışlar için avantajdır. Şampiyonluk kelimesi yaşamayanlar için dünyadaki en büyük baskı unsurudur. Beşiktaş’ta şampiyon olurken ben de yaşadım. Rakip Sivasspor’du. Kulüplerin tarihleri ve büyüklükleri burada büyük avantaj sağlar. Başakşehir, Sivas hatta ucundan kıyısından o gruba Alanyaspor’u da koyarsan… Bunlar şampiyonluk yaşamışlara karşı dezavantajlı durumdadır. Bunun da yansımalarını çok net görürüz önümüzdeki haftalarda.
YANAL’IN ÜZERİNDE BÜYÜK BASKI VAR
“Şu anda dışarıdan transfer yapamıyorsan teknik adamların çok önemli görevlerinden bir tanesi içeriden alternatif yaratmaktır. Fenerbahçe’de Ersun Hoca mutlaka çok yoğun çalışmıştır fakat Galatasaray maçına çıkıncaya kadar Ersun Hoca’nın üzerinde büyük bir baskı vardı. Bu, bazı kararlarını da etkiledi. Bazen çok düşündüğün, çok çalıştığın zaman doğru analizleri yapamayabilirsin. Futbol sadece teknik adamların bildiği bir oyun değildir, herkesin fikrinin olduğu bir olaydır. Teknik adamlığın yarısı saha içiyse yarısı saha dışıdır. Türkiye’nin en ateşli tribünlerinden bir tanesi, zaman zaman en iyisi olan Fenerbahçe tribünlerinde son haftalarda bu elektrik kayboldu.”
SOSYAL MEDYANIN ESİRİ OLMUŞLAR
Şu an yönetimleri, futbolcuları, hatta teknik direktörleri sosyal medya yönlendiriyor. Sosyal medyanın esiri olmuşlar. Yüzde 100 doğru bir karar varsa bile sosyal medya etkisiyle tam tersini yapabiliyorlar. Bu da kendine güvensizlikten oluyor. Kendine güvenen insan kararının arkasında durur.