Borçlular bütün Avrupa’da isyanda. Yüzde 10’ları bulan göçmen nüfus ise hem borçluların hem de sağın hedefinde. Peki devlete yeni bir müttefik gerekirse?
Yunanistan’da sürgün hayatı yaşayan Sevan Nişanyan, Avrupa’nın farklı ülkelerinde peş peşe patlak veren ekonomi temelli isyanları analiz etti. Nişanyan’a göre bu durum; borçluların isyanı…
“1980’lerden bu yana dünya borçla beslenen bir refah dönemi yaşadı. Şimdi o yolun sonuna gelindi görünüyor. Borcu borçla ödeyen saadet zinciri sonsuza dek büyüyerek sürdürülebilir mi? Teorisini bilmiyorum. Ama pratikte bir kırılma noktasına gelindiği açık.” diyen Nişanyan’a göre, devasa bir borçlu kitlesi var ve afyon iptilası gibi krediye müptela durumdalar.
Kredi muslukları kısıldığı an sefalete düşen bu kitlenin karşısında ise alacaklı kurumunu temsilen devlet var.
İŞLER SOKAKTA ADAM ASMAYA GİDEBİLİR
Devletin borçla dönen saadet zincirinin koptuğu anda çökmemek için, giderleri kısmak ve gelirleri artırmak için sert çarelere başvurabileceğini belirten Nişanyan’a göre, borçlular için işler bir vitrin kırmaktan başlayıp, sokakta adam asılan noktaya kadar gelebilir:
“Paris sokaklarında gördüğüm polisin şakaya gelir yanı yoktu. Savaşa hazırlanıyorlar.
Ya emekçiler? Hani sosyalist sol? Bence hiç hayal kurmaya gerek yok. Modern dünyada kimse emeğiyle geçinmiyor, kredi ile geçiniyor. Maaş diye eline verdikleri de kredidir; belli kalıplar içinde tüketmesi ve daha fazla borçlanması için açılan avanstır. Şimdi o kısılınca herkes bir ağızdan haykırıyor. “Borcumuzu ödeyemiyoruz” ya da “ödemek istemiyoruz” diye bağıranların adı “sol”: buyurun, İngiltere’de Corbyn, ABD’de Sanders, İspanya’da Podemos, İtalya’da Beş Yıldız. “Daha fazla borç isteriz” diye bağırıp “mültecileri besleyeceğine o parayı bize ver” diye – gayet makul – akıl yürütenler “sağ” oluyor: ABD’de Trump, İngiltere’de Brexitçilerin çoğu, Almanya’da AfD, İtalya’da Lega. Aradaki fark nüans bile değildir. İtalya’da tereyağından kıl çeker gibi koalisyon kurdular. Fransa’da aynı barikatlarda bir araya geliyorlar. Almanya’da da Yeni Sağ’ı iktidara taşıyan, eğer akıllı olursa, Yeni Sol olacak, göreceksiniz.”
ALACAKLILAR CEPHESİ HANDİKAPLI
Borçlular cephesini böyle anlatan Nişanyan’a göre alacaklılar cephesinin iki handikapı var: Meşruiyetlerinin yıpranması ve siyasi partilerin çökmesi…
Fransa’daki isyan karşısında Macron’un çizgi film kahramanı gibi göründüğünü söyleyen Nişanyan’a göre; İtalya’da, Fransa’da geleneksel düzenin partileri dağıldı ve Almanya da o yola girmiş görünüyor.
Partilerin demokrasilerde siyasi tahakküm için şart olduğunu söyleyen Nişanyan, aksi halde kitlelerle duygu bağı kurulamayacağını, kitlelerin ancak polis zoruyla kontrol altına alınabileceği bir durum ortaya çıkacağını belirtiyor.
“FİKİR JİMNASTİĞİ YAPTIM AMA..”
Nişanyan borçlular ve alacaklılar arasındaki bu kavgada göçmenlerin durumuna ilişkin yaptığı ve kendisini dahi korkutan fikir jimnastiğini ise şöyle paylaşıyor:
“Borçluların isyanına karşı başka hangi kozu kullanabilirler diye arkadaşlarla konuştuk. Sordum: Ya göçmenler? Tüm Batı toplumlarında göçmenler artık sayıları yüzde onları bulan bir güç. Borçlularla gerçek bir çıkar ortaklıkları yok; aksine, Alacaklıların himmetinden nemalanıyorlar. Borçluların öfkesinin kendilerine yönelmesinden – haklı olarak – korkuyorlar. Devlet’e yarın yeni bir vurucu güç gerekirse neden o rolü üstlenmesinler? Fikir jimnastiği diye söylemiştim. O kadar çok kişi hak verdi ki korktum.”