Hamileyken tutuklanan, bebeğini kaybetme tehlikesi yaşayan, kelepçeli doğum yaptırılan ve yeni doğmuş bebeğiyle başka cezaevine sürülen Rabia Bıyıklı’nın hikayesi.
Elazığ Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunduğu sırada, doğum için götürüldüğü hastanede 2 gün boyunca elleri kelepçeli suni sancıyla doğum yapmaya zorlanan tutuklu Rabia Bıyıklı, bebeği Mavi ile maruz kaldığı işkenceyi yazdı.
Kürt Hareketi’ne yönelik operasyonlar sırasında tutuklanan ve şu an sürgün gönderildiği Kayseri Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan Rabia Bıyıklı, Görülmüştür Ekibi’ne gönderdiği 24 Mart tarihli mektubunda 45 günlük bebeğiyle maruz kaldığı işkenceyi anlattı.
5 AYLIK HAMİLEYKEN 10 GÜN GÖZALTINDA TUTULUP TUTUKLANDI
10 Eylül 2018 tarihinde Bursa’da gözaltına alındığında 5 aylık hamile olmasına rağmen, 10 gün gözaltında kaldığını ve gözaltındayken uğradığı muameleden dolayı kanaması olduğunu belirtti. Bıyıklı, gözaltındayken bebeğini kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kaldığını ifade ederek, 20 Eylül’de tutuklanarak Elazığ Kadın Kapalı Cezaevi’ne götürüldüğünü anlattı.
Bıyıklı, “Sizlerle bebeğim Mavi’nin 45 günlük hikayesini paylaşmak istiyorum. Bu süreçte ben ve bebeğim Mavi pek çok hak gaspı ile karşı karşıya kaldık ve insan onurunu çiğneyen muamelelerle karşılaştık. Bu noktada bizim hikayemizin bilinmesi ve anlaşılması bizler açısından büyük bir önem sahip. Bu konuda gereken hassasiyeti göstereceğinizi umut ediyorum” dedi.
“KELEPÇELİ DOĞUM YAPTIRDILAR”
Gözaltında bebeğini kaybetme riski olmasına rağmen, Bursa’dan Dersim’e götürüldüğünü orada 5 gün gözaltında kaldıktan sonra tutuklandığını belirten Bıyıklı, şöyle devam etti:
“Hamile olduğum süre zarfında bebeğimin sağlık kontrolleri için hastaneye her gittiğimde kelepçe dayatmasıyla karşı karşıya kaldım. Bu durum bazı koşullarda bebeğimin ve benim kontrollerimin aksamasına sebep oldu. Bu uygulamanın en ağır boyutunu doğum için hastaneye (Elazığ Fetih Sekin Hastanesi) yatırıldığımda yaşadım. Doğum için hastaneye gittim ve 2 gün boyunca hastanede kaldım. Bu 2 gün içerisinde kelepçeyle yatağa bağlandım. Normal doğum gerçekleşmediği için yatağa kelepçeli vaziyette 2 gün boyunca bana suni sancı verildi. Doğum sancısı gibi bir sancı ile baş etmeye çalışırken ellerimi dahi hareket ettiremiyordum. ‘Kaçma’ ihtimalime karşı bu işkence bana uygulandı; ancak bu koşullar altındaki bir insanın kaçabilmesi mümkün müdür? Bu uygulama bütün boyutlarıyla insanlık onurunu zedeleyen bir işkenceydi ve ben 2 gün boyunca bu işkenceye maruz kaldım.”
‘DOKTOR KELEPÇENİN ÇIKARILMASINI İSTEDİ AMA ÇIKARMADILAR’
Hastanedeki doktorun kelepçenin çıkarılması için ısrar etmesine rağmen rütbeli askerlerin bunu kabul etmediğini vurgulayan Bıyıklı, mektubunun devamında dikişleri tazeyken yaşadığı sürgünü de anlattı:
“Bildiğiniz üzere hasta-doktor ilişkisi içerisinde üçüncü bir kişinin karar verme yetkisi yoktur; ancak yaşanan durum bunun tam tersiydi. Bebeğim bu koşullar altında dünyaya gözlerini açmıştı. Onu özgürlük ismi gibi mavi bir gökyüzü değil, tel örgüler bekliyordu ve elbette tel örgülerin türlü zorlukları… Daha bebeğim Mavi 38 günlükken Elazığ Kapalı Hapishanesi’nden Kayseri Kadın Kapalı Hapishanesi’ne sürgün edildik. Bu bebeğimle birlikte karşılaştığımız ilk zorluk değildi, elbette ama en zoruydu diyebilirim. Ben onu yatağından çıkarmaya kıyamazken kendimizi tek kişilik ring aracında bulduk. Sağlıklı bireyler için dahi uygun olmayan tekli ring koşullarında bebeğim Mavi ve ben düştük yollara. Sezaryen doğum yaptığım için dikişlerim henüz iyileşmemişti. Bebeğim Mavi ise dünya ile ilk kez bu koşullar altında karşı karşıya kalıyordu. Türlü itiraz ve tartışmalarla bir sürgünü ertelemeye çalışmış olsak da tahmin edeceğiniz gibi hiçbir çabamız sonuç vermedi”
“KARANLIK GÜNLERE İNAT BEBEĞİMİN ADI MAVİ”
Elazığ Kadın Kapalı Cezaevi doktoru Duygu Özçin tarafından sevkin yapılabileceğine dair raporun düzenlendiğini kaydeden Bıyıklı, hukuki hiçbir gerekçe bulunmadan Kayseri’ye sevk edildiklerini belirtti. Bıyıklı, tabutluk olarak tarife edilen ring aracında 38 günlük bebeğiyle, hareket etmekte zorlanmalarına rağmen, bu uygulamanın dayatıldığını vurguladı.
Bıyıklı mektubunu şu ifadelerle bitirdi: “Evet, Mavi’nin bugün 46’ncı günü. Dünyanın ve ülkenin içerinden geçtiği karanlık ve gri günlere inat onun ismi Mavi. Bizim yaşadıklarımızı başka bebekler ve anneler yaşamasın diye bu yaşadıklarımızı sizlerle paylaşmak istedik.”
MEKTUBUN TAMAMI
Merhaba Sevgili Adil Okay ve ‘’Görülmüştür ‘’ ekibi;
Hepinizi içerisinden geçirdiğimiz süreci, umudu, direnci ve coşkusu ile selamlıyorum. Ben 45 günlük bebeğim Mavi ile Kayseri Kadın Kapalı Hapishanesi ‘den henüz yeni anne olmuş bir tutsağım. Sizlerle bebeğim Mavi ‘nin 45 günlük hikâyesini paylaşmak istiyorum. Bu süreçte ben ve bebeğim Mavi pek çok hak gaspı ile karşı karşıya kaldık ve insan onurunu çiğneyen muameleler karşılaştık. Bu noktada bizim hikâyemizin bilinmesi ve anlaşılması bizler açısından büyük bir önem sahip. Bu konuda gereken hassasiyeti göstereceğinizi umut ediyorum. Ve Mavi ile hikâyemizi anlatamaya başlıyorum.
10 Eylül 2018 tarihinde Bursa ‘ da gözaltına alındığımda beş aylık hamileydim. Beş aylık hamile olmama rağmen 10 gün gözaltında tutuldum. Gözaltında gördüğüm muamelelerden kaynaklı kanamama oldu ve bu süreçte bebeğimi kaybetme tehlikesi yaşadım. Benim ve bebeğimin hayatı tehlikeye düşmüşken gözaltı sürecimde Dersim ‘ e götürüldüm ve burada da beş gün gözaltında kaldım ve 20 Eylül 2018 tarihinde tutuklanarak Elazığ Kadın Kapalı Hapishanesine getirildim.
Hamile olduğum süre zarfı içerinde bebeğimin sağlık kontrolleri için hastaneye her gittiğimde kelepçe dayatması ile karşı karşıya kaldım. Bu durum bazı koşullarda bebeğimin ve benim kontrollerimin aksamasına sebep oldu. Bu uygulamamanın en ağır boyutunun doğum için hastaneye ( Elazığ Fetih Sekin Hastanesi ) yatırıldığımda yaşadım. Doğum için hastaneye gittim ve iki gün boyunca hastanede kaldım. Bu iki gün içerisinde kelepçe ile yatağa bağlandım ve normal doğum gerçekleşmediği için yatağa kelepçeli vaziyette iki gün boyunca bana suni sancı verildi. Doğum sancısı gibi bir sancı ile başetmeye çalışırken ellerimi dahi hareket ettiremiyordum. ‘’Kaçma ‘’ ihtimalime karşı bu işkence bana uygulandı ancak bu koşullar altındaki bir insanın kaçabilmesi mümkün müdür; Bu uygulama bütün boyutları ile insanlık onurunu zedeleyen bir işkenceydi ve ben iki gün boyunca bu işkenceye maruz kaldım.
Doktorun kelepçenin çıkarılması yönündeki ısrarlarına rağmen rütbeli asker bunu kesinlikle kabul etmedi. Bildiğiniz üzere hasta- doktor ilişkisi içerisinde üçüncü bir kişinin karar verme yetkisi yoktur ancak yaşanan durum bunun tam tersiydi.
Bebeğim bu koşullar altında dünyaya gözlerini açmıştı. Onu özgürlük ismi gibi mavi bir gökyüzü değildi tel örgüler bekliyordu ve elbette tel örgülerin türlü zorlukları…
Daha bebeğim Mavi 38 günlükken Elazığ Kapalı Hapishanesi ‘den Kayseri Kadın Kapalı Hapishanesi ‘ne sürgün edildik. Bu bebeğimle birlikte karşılaştığımız ilk zorluk değildi elbette ama en zoruydu diyebilirim.
Ben onu yatağından çıkarmaya kıyamazken kendimizi tek kişilik ring aracında bulduk… Sağlıklı bireyler için dahi uygun olmayan tekli ring koşullarında bebeğim Mavi Ve ben düştük yollara. Sezaryen doğum yaptığım için dikişlerim henüz iyileşmemişti. Bebeğim Mavi il-se dünya ile ilk kez bu koşullar altında karşı karşıya kalıyordu. Türlü itiraz ve tartışmalarla bir sürgünü ertelemeye çalışmış olsak da tahmin edeceğiniz gibi hiçbir çabamız sonuç vermedi.
İki hafta önce Mavi ‘nin ilaçlarını yazdırmak için revire çıktığımda Elazığ Kadın Kapalı Hapishane reviri doktoru Duygu Özçin tarafından yola çıkabileceğimize dair bizim adımıza rapor düzenlenmişti. Gardiyanlar yola çıkabileceğinize raporunuz var dediklerinde aklıma ilaç yazdırmak için 04.03.2019 tarihinde çıkmış olduğum revir hiç gelmemişti. Ancak 15 gün önceden yola çıkabileceğime dair rapor düzenlenmiş ve bu bir raporun yasal süreci üç günken yapılmış!
Hukuki olarak hiçbir geçerliliği olmayan evraklar gerekçe gösterilerek Kayseri ‘ye sürgün edilmiş oldum. Tabutluk olarak da tabir edilen ring aracında 38 günlük bebeğim Mavi ve ben hareket etmekte dahi güçlük yaşıyorduk ama elbette ki bizim konforumuzu düşünecek değillerdi değil mi?
Evet, Mavi ‘nin bugün 46. Günü. Dünyanın ve ülkenin içerinden geçtiği karanlık ve gri günlere inat onun ismi Mavi. Bizim yaşadıklarımı başka bebekler ve anneler yaşamasın diye bu yaşadıklarımızı sizlerle paylaşmak istedik.
Şimdiden ilginiz ve emeğiniz için teşekkür ediyor,
Çalışmalarınızda başarılar diliyoruz.
24.03.2019
RABİA BIYIKLI
KAYSERİ KADIN KAPALI HAPİSHANESİ
A-2
BÜNYAN / KAYSERİ
2018’de baskı sonucu ölen ya da öldürülen Hizmet Hareketi gönüllüleri