Urfa’nın Halfeti ilçesinde, güvenlik güçleri ile PKK arasında çıkan çatışmanın ardından Halfeti’de sıra dışı şeyler yaşanıyor. İşkenceler tıpkı 15 Temmuz sonrası gibi teşhir ediliyor.
BOLD- Halfeti’de çıkan çatışmada iki polis ve iki güvenlik görevlisi hayatını kaybetti. Ardından 90’lı yıllardan kalan minibüs tarama olayı yaşandı. Sonrasında ise ağır işkence görüntüleri servis edilmeye başlandı. Üstelik güvenlik görevlileri tarafından.
Ahval’den Gülten Sarı’nın konuştuğu HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu bölgede yaşananları “karanlık” olarak niteliyor:.
“Soyadı Yıldırım olan bir grup insanın gözaltına alınıp işkenceye maruz tutuldukları iddiası var. 13 ila 75 yaş arasında çok sayıda kişi gözaltına alınmış. Evlere baskın yapılmış. Aranan kişilerin yakınları gözaltına alınmış. Kadın-erkek. Bir kısmı Bozova Jandarma Karakolu’na götürülmüş. Kamuoyuna yansıyan fotoğraf karesinde onlarca insan karakol bahçesinde kelepçelenmiş, yere yatırılmış, kurbanlık koyun gibi gayrı insani şekilde tutuluyorlar. Oldukça üzücü bir görüntüydü bu.
Daha üzücü olanı, o görüntüleri çeken aynı zamanda kişileri yere yatıranlardan biri. Büyük ihtimal bu fiili işleyen birisi bu fotoğrafları sosyal medyaya attı. ‘Biz böyle yaparız’ mesajı verilmiş gibi görünüyor.
MİNİBÜS TARANIYOR
HDP bir heyet gönderdi oraya. Ancak hiçbir devlet yetkilisi, valilikten, savcılıktan randevu almak istedi, kimse görüşüp bilgi vermek istemedi. Bu iddialar karşısında savunma yapmak istemedi.
Olay oldukça önemli ve karanlık bir olay. Milletvekillerimiz bu karanlık kelimesi etrafından birleşiyorlar. Bu olay olurken, Halfeti ilçesindeki bir köyde çatışma yaşanırken, yine Urfa’dan Nizip’e giden bir minibüs durduruluyor ve buna rağmen minibüs taranıyor.
Kadın, erkek işçiler var. Yaralılar hastaneye kaldırılıyor. Onlar arabanın ‘dur’ ihtarına uyduğunu ve arabanın birden tarandığını söylüyorlar. Bu da son derece üzücü durum. Aynı saatlerde iki farklı yerde akıllara farklı soru işaretleri getiriyor. Tedirgin ve şaşkın bir halk var. Kimse konuşmak istemiyor. Çatışmanın yaşandığı yerdeki evlerdeki insanlar bile konuşmak istemiyor.
40 kişi gözaltına alınmış. 13, 14, 17 yaşlarında üç çocuk dört boyunca gözaltına kaldılar ve sonra serbest bırakıldılar, diğerlerinin gözaltı süresi uzatıldı. Sorguları devam ediyor. Avukatlar görüşme istiyor ancak görüşme kısıtlılığı getirilmiş durumdu. Görüştüklerinde önemli darp, bot izleri gördüklerini, insanların darp edildiğini, baskınlarda tekme-tokat girişildiğini, insanların hala tedaviye gidemediği iddiaları var. İddialar konusunda detaylı teşhis talepleri reddediliyor.
Avukatların insanlar üzerinde gördüğü manzaralar oldukça nahoştu. Fotoğraflar bu işkenceyi kanıtlıyordu zaten. O görüntünün servis edilmesi, görünmeyen, arka planda neler yaşandığına dair ipuçları veriyordu.
Dikiş izleri, boyunları, başlarında yaralanmaları söylüyordu avukatlar. Bu konuda tek bir açıklama yapılmıyor. Türkiye polis devleti haline gelmiş durumdu.
Konunun takipçisi olacağız. Bu çatışmaların yaşanması vatandaşlara kötü muamelenin mazereti olamaz.
Gözaltı merkezlerinde açık bir şekilde işkence yapılmakta. Eski Türkiye’ye dönmüş durumdayız.
Çok rahat, keyfi ve umursamazlar. Dün Ermeni’ye yapıldığı zaman sustuk, ardından Kürde yapıldı sustuk, bugün herkese yapılıyor yine susuyoruz. Susmanın kimseye bir faydası yok.”