NECDET ÇELİK | BOLD ÖZEL
Kapasitesinin üzerinde doluluk yaşayan cezaevlerinde mahkumların beslenme sorunu bir türlü çözülemiyor. Düşük yemek kalitesinin yanı sıra beslenme hassasiyeti olan hükümlülerin tüketebileceği yiyeceklerin oldukça sınırlı kalması birçok sorunu beraberinde getiriyor. Kendi imkanlarıyla beslenme ihtiyacını gidermeye çalışan mahpuslar ise yönetimin keyfi tutumlarıyla karşı karşıya kalıyor.
Bu keyfiliğin son mağdurlarından biri, Erzincan Kadın Kapalı Cezaevi’nde infazını çeken vejetaryen mahpus Kübra Demir. Yemekhaneden gelen yemekleri ayrıştırarak tüketmeye uğraşan Demir, kantinden bulabildiği ürünlerle öğünlerini geçiştiriyor.
”GÖZÜNÜN ÜSTÜNDE KAŞIN VAR” CEZASI
Vücut direncini yüksek tutmaya çalışan Demir’in turşu kavanozunda tuttuğu zeytinler, başına dert açtı. Eşi Halil Demir’in Bold Medya’ya anlattığına göre koğuş yoklamasında turşu kabında zeytin sakladığı için Kübra Demir’e disiplin cezası verildi.
Cezaevi yönetiminin her bir mahkumun beslenme ihtiyacını karşılamakla yükümlü olduğunun altını çizen Halil Demir, ‘’Çoğu zaman ihtiyaç duyduğu ürünü bulamamasını geçtim; zeytin ile koyduğu kap uyumsuz olduğu için eşime disiplin cezası verdiler. Kantinden alıp tükettiği turşunun kabını daha dayanıklı bulduğundan ötürü yine kantinden aldığı zeytini içine koymuş. Bu ceza kötü niyet değilse nedir?’’ diye sordu.
NAKİLLERDE ÖZEL EŞYALARI DA VERİLMEMİŞ
Eşinin daha önce tutulduğu Şakran ve İskenderun cezaevlerinde de aynı beslenme sorunlarını yaşadığının altını çizen Demir, ‘’Nakillerde eşimin özel eşyaları eski tutulduğu yerlerde kalmış, ihtiyacı olan eşyalara ulaşamadı. Masraf edip yenilerini kargoyla gönderdik, onların önemli kısmı kendisine verilmek yerine emanette bekletiliyor.’’ siteminde bulundu.
GARDİYANLARIN KABALIĞINA İTİRAZ, CEZA SEBEBİ
Demir’in anlattığına göre, eşinin maruz kaldığı keyfilikler bununla sınırlı değil. Gardiyanların komutlarını mahpuslara duyurmak için ellerindeki sert cisimlerle kapılara kuvvetle vurduklarını belirten Halil Demir, bu gürültüden rahatsızlığını dile getiren kadınların disiplin soruşturmasına uğradığından yakındı. ‘’Kendim de hapis hayatı yaşadığım için biliyorum; o demir darbelerini mahkumlar kafalarının içinde hisseder.’’ diyen Demir, bu duruma tepki gösteren eşine ayrı bir disiplin cezası verildiğini belirtti.
CEZAEVİNDE HUKUK OKUYOR
Cezaevinde hukuk okuyan eşinin, haklarını savunmada bilinçli olduğunu kaydeden Halil Demir, ‘’Eşim kararı mahkemeye götürdü. Cezaevi yönetimi güvenlik kamerası görüntülerini saklayarak durumu örtbas etmeye çalışmış ama sonunda eşim iki aşamalı mahkeme kararıyla bu soruşturmadan aklandı.’’ dedi.
VÜCUDU HER GEÇEN GÜN DİRENÇ KAYBEDİYOR
Edinilen bilgilere göre sınırlı yiyecek seçeneklerine sahip Kübra Demir’in vücut bağışıklığı, her geçen gün zayıflıyor. Maruz kaldığı keyfiliklerin eşinin durumunu tetiklediğine vurgu yapan Halil Demir, taleplerini şöyle sıraladı: ‘’Eşim cezaevine girmeden önce rahim ameliyatı geçirdi. Ameliyattan sonra kemik erimesinin önüne geçmek için verilen ve günlük kullanması gereken ilacını Şakran cezaevi yönetimi, tüm çabalarımıza rağmen vermedi. Uzman hekimin ‘Günlük kullanmak zorunda’ notuyla yazdığı ilacı, cezaevindeki pratisyen hekim ‘Kullanmasına gerek yok’ diyerek vermedi. Eşimin bünyesinin diri olması lazım. Ancak makarnanın kıymasını ayrıştırıp kalan hamur kısmını sudan geçirdikten sonra ne besin kalır? Direnci iyice düşmüş, dişleri dökülüyormuş. Hareketleri yavaşlamış, bahçe izinlerinde dışarı çıkmak bile istemiyormuş. Telefon görüşünde bana sürekli uyumak istediğini söyledi. Bu sorunların çözülmesi şart.’’
KURAN ÖĞRETTİĞİ KİŞİ İHBAR ETTİ
Dört çocuk annesi Kübra Demir’i demir parmaklıklar ardına götüren süreç, mahalle camisinde Kuran öğrettiği kadının ihbarıyla başladı. Eşine ait olan telefonu kullandığı ve eşinin ismi ByLock listesinde geçtiği için, 16 dakika süren duruşmada yurt dışında olan eşinin gelip teslim olması şartıyla serbest kalacağı söylenerek ev hanımı Demir’e 6 yıl 3 ay hapis cezası verildi.
Kararın onanmasıyla Kübra Demir, infazını çekmek üzere 24 Aralık 2021’de Şakran Cezaevi’ne konuldu. Bir süre sonra İskenderun Cezaevi’ne nakledilen Demir, deprem sonrası ise Erzincan Cezaevi’ne transfer edildi.
Hukuk öğreniminin yanı sıra sanatçı kişiliğe sahip olan Kübra Demir’in yaptığı resimler, iller arası yarışmada Erzincan Cezaevi’ni temsil için seçildi.