ERSOY ÇELİK l BOLD ANALİZ
Cumhurbaşkanlığı ve genel seçimlerin ardından, muhalefet partilerinde çeşitli krizler yaşanmaya başladı. CHP’de genel başkanlık tartışmaları, Gelecek ve DEVA partilerinde ise “CHP’den hak etmedikleri sayıda milletvekili aldıkları” yönündeki eleştirilerin sancısı görüldü. Ancak İYİ Parti, her ne kadar hedeflediği oy oranına ulaşamamış olsa da aldığı oy oranları itibariyle hezimet tablosu sergilemiyordu. CHP ana muhalefet partisi sorumluluğunu yerine getiremez haldeyken, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ciddi prestij yakalama fırsatını tepip derin bir sessizliğe büründü ve köşesine çekilmeyi tercih etti.
ERDOĞAN’LA GÖRÜŞTÜ, TAKİPSİZLİK GELDİ
Hikmeti bir türlü anlaşılamayan sessizliğin sebebi nihayet ortaya çıktı. Deutsche Welle muhabiri Alican Uludağ, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Meral Akşener hakkında “Gülenist” olduğu iddiasıyla yürüttüğü soruşturmada 7 yıl sonra takipsizlik kararı verdiğini duyurdu twitter hesabından. Soruşturma, 4 Ağustos 2016 tarihinde, Cizre Cumhuriyet Başsavcılığı’nca, “Yağmur” adı verilen bir gizli tanığın ifadesiyle başlatılmış ve ancak 7 yıl sonra takipsizlik kararı verilebilmiş. Uludağ, bunun yanı sıra, takipsizlik kararına dair çok önemli bir bilgi de aktardı tweetinde: “Karar, Akşener’in Erdoğan ile görüşmesinden sonra geldi.”
A HABER’DE AKŞENER’İN İFFETİNE BİLE DİL UZATILDI
Erdoğan, Meral Akşener ve arkadaşlarının MHP’de başlattığı genel başkanlık mücadelesinden bu yana, yani 15 Temmuz tiyatrosunun hemen öncesinden beri, etkili bir siyaset mühendisliği yürütüyor. İlk başlarda Akşener’i yanına çekmek için epey çaba sarfetti. Bazen havuç bazen de sopa gösterdi. Hatta A Haber kanalında, Akşener’in iffetine dil uzatılmasına dahi meydan verdi. Akşener’in kendisine yaklaşmayacağını anlayınca da yargıyı kullanarak MHP’nin Devlet Bahçeli’nin kontrolünde kalmasını sağladı. Yine yargıyı kullanarak bir hamle daha yaptı ve “Allah’ın lütfu” dediği 15 Temmuz’un hemen ertesinde, Akşener hakkında “terör örgütü üyesi olmak” suçlamasıyla soruşturma açtırdı.
AKŞENER’İ HAPSE ATTIRMAKLA TEHDİT ETTİ
Meral Akşener, söz konusu soruşturma nedeniyle, giyotinin bıçağı başına her an iniverecekmiş gibi bir psikoloji ile siyaset yaptı. Erdoğan, Akşener’i sık sık cezaevine attırmakla tehdit etti. 2019 yılı yerel seçimleri öncesinde, Elazığ’da düzenlediği mitingde, aynen şunları söyledi: “Hanımefendinin kaçacak deliği de yok. Çünkü milletvekili de değil. Onunla hemen hesaplaşacağız. Onun hesabı ağır olacak. Bak şu anda birileri cezaevinde süre dolduruyor. F..’cüler dolduruyor. Aynı yola sen de düşebilirsin. Çünkü bu ülkenin Cumhurbaşkanına iftira atamazsın. Yalan söyleyemezsin.”
ERDOĞAN’IN “CISS” DEDİĞİ KONULARDAN UZAK DURDU, “BAMYA”YI BAŞDANIŞMANI YAPTI
Peki, Erdoğan tehdit etti de Akşener ne yaptı? Maalesef Akşener, bu tehditlerin de tesiriyle, Erdoğan’ın yumuşak karnı olan alanlardan uzak durarak muhalefet yaptı. Ne 17 – 25 Aralık yolsuzluklarına ne “sıfırlanan” yüz milyon dolarlara ne de 15 Temmuz tiyatrosuna dokundu. 150 bin memurun KHK’larla ihraç edilmesi hakkında bile tek kelime etmedi. Erdoğan’ın “cıss” dediği konulara bilhassa uzak durmayı tercih etti. Diğer yandan da, Gülen Cemaati’ne yakın olmadığını ispat etmek için “bamya” kod adlı “Sahte çürük raporu davası” sanığı emekli Albay Ahmet Zeki Üçok’u başdanışmanlığına atadı. Ergenekon ve Balyoz davası sanıklarını partisinde önemli konumlara getirdi.
ERDOĞAN’I 2 GÜN ÖNCE ARADI
Millet İttifakı’nda güçlü bir figür olarak boy gösterdi ancak Erdoğan’la da irtibatını kesmedi Akşener bu süreçte. Ahmet Zeki Üçok, Meral Akşener’in “Montrö bildirisini” imzalayan 103 emekli amiralin tutuklanmaması için Erdoğan’ı aradığını açıklamıştı. Akşener, 2 gün önce bir kez daha aradı Erdoğan’ı. Bu kez, uğradığı suikast sonucu hayatını kaybeden Ülkü Ocakları eski Genel Başkanı Sinan Ateş’in eşi öğretmen Ayşe Ateş’in kadrosunun Milli Eğitim Bakanlığı’ndan alınıp Meclis’e geçirilmesi için ricacı oldu. Akşener’in Erdoğan’la görüşmesinde, “MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, bu atama için bir engel çıkarıyorsa ben kendisiyle de görüşebilirim” dediği, Erdoğan’ın ise, “Gerek yok, ben gerekeni yapacağım” yanıtını verdiği de öne sürüldü. Bu sayede, Ayşe Ateş, İYİ Parti’nin Meclis Grup Danışmanlığı’na atandı.
ERDOĞAN’IN “JESTİ” KARŞILIK BULACAK MI
Erdoğan, Bahçeli’nin ne düşündüğünü, nasıl tepki vereceğini önemsemiyor artık. Ulusalcı kesimi Necip Hablemitoğlu suikastı ve MHP’yi de Sinan Ateş suikastı soruşturmalarıyla kontrol altında tutuyor. Akşener’i de 7 yıl önce Cizre’de başlatılan soruşturma ile tehdit ediyordu. Ama anlaşılan o ki, şu aşamada artık o soruşturmaya ihtiyacı kalmadı. Akşener hakkındaki soruşturma, 26 Ağustos’ta Afyon Kocatepe’de, İYİ Parti’nin bundan sonraki yol haritasını açıklayacağı açık hava toplantısının hemen öncesinde, “kovuşturmaya yer olmadığına” karar verilerek kapatıldı.
Bakalım Akşener, Erdoğan’ın bu “jestine” nasıl karşılık verecek?