Mafya lideri Sedat Peker, halkın büyük çoğunluğunun; kendini dindar olarak tanımlayan kişilerin müsrifliği ve lükse düşkünlüğünden şikayetçi olduğunu dile getirdi.
BOLD – Organize suç örgütü ele başı Sedat Peker, 23 Haziran’da yapılacak olan İstanbul seçimine ilişkin açıklama yaptı. “Şu anda halkın büyük çoğunluğu, sohbetlerinde; boğazda açılan lüks nargile salonlarında oturup keyif yapan ve oralarda bir günde bir asgari ücretlinin maaşını hesap olarak ödeyen, kendini dindar olarak tanımlayan kişilerin müsrifliği ve lükse düşkünlüğünü konuşuyor” dedi.
Son yıllarda tehdit ve şiddet içerikli konuşmalarıyla dikkat çeken ve Cumhur İttifakı’na açık destek veren Peker, kişisel blogunda şunları yazdı:
“Uzunca bir süredir hepimiz İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerine yoğunlaşmış durumdayız… Bütün herkes kendince bir fikir ortaya atıyor; ‘Şu adayı şunlar destekliyor, diğer adayı da şunlar destekliyor’ diye yorumlarda bulunuyorlar. Hepimiz Binali Yıldırım bey kazanırsa, ‘Bir puanla mı kazanacak, yoksa yarım puanla mı’ diye yorum yaparken, aslında bizim unuttuğumuz çok önemli bir şey var! Milliyetçi muhafazakar seçmen kitlesinin Türkiye’deki oy karşılığı tarihin her döneminde en az yüzde 70’e tekabül etmektedir. Bizler Cumhur İttifakı’nın seçimlerde aldığı yüzde 52’lik oy oranını başarı olarak görürken, geriye kalan yüzde 18 oyun nasıl geri kazanılacağı konusunda acaba neden bir düşünce içine girip fikir üretmiyoruz!”
YÜZDE 18 OY KARŞI TARAFA NASIL KAPTIRILDI?
Peker, yüzde 18 oyun karşı tarafa neden kaptırıldığını da şu sözlerle açıklıyor: “Önceden halkın büyük çoğunluğunu oluşturan bölüm diğer partilere kızarken, ‘Bunlar her gün boğazda balık yiyip, rakı içip, her seferinde bir asgari ücret maaşı kadar hesap ödüyorlar’ diye isyan ediyorlardı… Sırf rakı balık muhabbetinin, daha doğrusu dedikodusunun etkisiyle Ak Parti’ye yönelen oylar çok artmıştı. Maalesef şu anda halkın büyük çoğunluğunu oluşturan kesiminin sohbetinde boğazdaki açılan lüks nargile salonlarında oturup keyif yapan ve oralarda bir günde bir asgari ücretlinin maaşını hesap olarak ödeyen, kendini dindar olarak tanımlayan kişilerin müsrifliği ve lükse düşkünlüğü konuşuluyor.”
Peker, uyarılarına hassasiyet gösterilmemesi durumunda galip gelmelerinin mümkün olmadığını da belirtti.