Tayyip Erdoğan, yabancı basın mensuplarının sorusuna karşılık, “Merkez Bankası’nın bağımsızlığı ifadesine katılıyorum ama yüksek faiz politikasına karşıyım” dedi.
BOLD – Türkiye’deki uluslararası basın kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya geldiği toplantıda konuşan Erdoğan, şunları söyledi:
“Ben Merkez Bankası’nın bağımsızlığı ifadesine katılıyorum. Ama şunu çok açık net söyleyeyim: Tabii faiz politikalarına, hele hele yüksek faiz politikasına karşıyım. Yüksek faiz politikalarına karşı olmamın en önemli sebebi şudur: Yüksek enflasyonun bana göre en önemli sebebi yüksek faizdir.
Yüksek faiz eğer aşağıya çekilmezse enflasyon da kesinlikle aşağı düşmeyecektir. Benim tezim şudur: Enflasyonla faiz doğru orantılıdır. Faizi aşağı çekerseniz enflasyon aşağı düşer. Faizi yükseltirseniz enflasyon da yükselir.
Bakınız şu anda ABD Merkez Bankası (Fed) biliyorsunuz enflasyonu düşürme kararı aldı. Ama benim ülkemde maalesef şu anda politika faizi %24… Böyle bir şey olamaz. Onun için buraya kesin bir çözümü inşallah kısa zaman içerisinde getireceğiz. Çünkü bu faiz politikasından Türkiye’nin çok dikkatli bir şekilde bir dönüş yapması gerekiyor.
Faiz bize zarar veriyor, benim düşüncem bu ama benim düşüncemi en yakınımdaki arkadaşlarımın bir çoğu paylaşmıyor. Gerçek ortada olduğu halde enflasyon yükseldiği halde… Kendilerine bunu zaten yüksek enflasyonla ispatlamış olmamıza rağmen… Ama tartışa tartışa bu işi çözeceğimize inanıyorum.”
ABD, Japonya, AB, İsrail gibi ülkelerdeki düşük faiz örneklerini veren Erdoğan, “Trump’ın mesela ABD’de faizin yüksek olduğunu, bunun düşürülmesi gerektiğini söylemesi gibi… Japonya’da, İsrail’de, AB üyesi ülkelerde faiz nerelerde biliyorsunuz. Peki bize ne oluyor da böyle yüksek politika faizi ile hareket ediyoruz? Yüksek… Bu noktada faiz olduğu sürece o ülkede yatırım olmaz” diye konuştu.
Yatırımcının girişimci ruhunu düşük faizle kullanabileceğini dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:
“Siz yüksek faiz uygularsanız yatırımcı o girişimci ruhunu uygulayamaz. Bunu başardığımız andan itibaren, ben inanıyorum ki süratle bir yatırım atağı Türkiye’de başlayacaktır. Bu yatırım atağı ile birlikte istihdam da süratle artacaktır. İstihdamın atmasıyla bir taraftan da üretim imkanı artacak, ihracatımız daha da artacak, böylece büyüme de gelişmeye başlayacaktır.
Kur rejimi şartlara göre değişir. Öyle zaman olur ki sabit kur rejimi isabetli olur, öyle bir zaman olur ki dalgalı kur rejimi o ülkenin şartlarında isabetli olur… Biz şu anda dalgalı kur rejimi ile akışımızı devam ettiriyoruz.”